HABER: Mehmet OFLAZ - KAMERA: Yasin KABADAYI - Tunahan GÜLER
(ANTALYA) - Antalya'nın Aksu ilçesinde seracılık yapan çiftçiler, artan girdi maliyetleri ve düşük alım fiyatları nedeniyle üretimi bırakma noktasına geldi. 33 yaşındaki üretici Gürkan Karabağlı, para kazanamadığı için üretimi bırakacağını söyledi. Üretici Nuray Kaya ise yaşadıkları zorlukları, "Biz çiftçi olarak tarihten silindik, yerin dibine girdik" sözleriyle dile getirdi. CHP Antalya Milletvekili Aykut Kaya ise Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'ya çağrıda bulunarak, "Bakan Antalya'ya gelsin, çiftçilerin yaşadığı sorunları yerinde dinlesin" dedi.
Antalya'nın Aksu ilçesinde serada domates üretimi yapan çiftçiler, yaşadıkları sorunları ANKA Haber Ajansı'na anlattı. İktidara çağrıda bulunan üreticiler, öncelikle mazot fiyatlarında indirim yapılmasını ve çiftçilere uygun koşullarda kredi sağlanmasını talep etti. 33 yaşındaki Gürkan Karabağlı, çocukluğundan beri ailesiyle birlikte çiftçilik yaptığını belirterek, okulu bırakma sebebinin tarımdan geçim sağlayabileceklerine olan inancı olduğunu ancak mevcut durumda ciddi ekonomik zorluklar yaşadıklarını anlattı:
"Geçen sene fidanın tanesini 5,5 liraya alıyorduk, en fazla 7 liraydı. Bu sene 17 liraya alıyoruz. Ama şu an domatesin halde alış fiyatı 5-6 lira. Buradan toplama yapılıyor, ona para veriyoruz. Sandık yükleniyor, ona da ücret ödüyoruz. Mazot zaten yakıyor. Küçüklüğümüzden beri bu işi yapıyoruz. Her şey mücadeleyle geçiyor. Sürekli çalışıyoruz, sabah akşam demeden. Kışın soba yakıyoruz, soğuklarda sabaha kadar uyumadığımız oluyor. Ama şu anda durum ortada. Bırakacağım ben bu işi, yapmayı düşünmüyorum artık. Çiftçiliği bir daha yapmayı düşünmüyorum. Çünkü tarım kapandı, para kazanamıyoruz."
Genç çiftçi, üretimden kopmamak için destek çağrısında bulunarak, "Bize bir destek olunmasını istiyoruz. Biz de halk için üretiyoruz. Biz üretmezsek, tüketici de olmaz. Sadece şunu istiyorum; bize kolaylık sağlansın, bir şeyler yapılsın. Kredi desteği mi olur, fiyatlarda iyileştirme mi, taban fiyat mı, bilmiyorum. Ama bu şekilde, 5 liraya, 10 liraya biz batarız" dedi.
"Bu sene belki ilaç borçlarını bile ödeyemeyeceğiz"
Üreticilerden 66 yaşındaki Gülsüm Karabağlı da bel fıtığı ve geçirdiği 25 ameliyata rağmen yıllardır tarım işçiliği yapmaya devam ettiğini belirterek, "Ne diz kaldı, ne bacak. Belimden tam 25 kez ameliyat oldum. Yıllardır bu işi yapıyorum. Zamanında okuyamadık, bir meslek sahibi olamadık. Çiftçiyiz biz. Ben 6-7 yaşından bu yana tarladayım" diye konuştu.
Karabağlı, "Kazanabiliyor musunuz?" sorusuna, "Nerede? İşçisiymiş, gübresiymiş, ilacıymış, mazotuymuş… Hiçbir şeyden kar kalmıyor. Domatesi 30-40 liradan satsak kazanacağız belki. Ama bir işçi getiriyorsun, bin lira. Bizim çalışmamız hariç; ben, oğlum, kızım hep birlikte çalışıyoruz. Torunlarım bile rezil oluyor. Bu işin içinden çıkamadık. Bu sene belki ilaç borçlarını bile ödeyemeyeceğiz" diye yanıt verdi.
Halde domatesin 5 liradan alındığını bildiren Karabağlı, "Ne anladım ben bu işten? Biz ekmeyelim, onlar da bulup yemesin o zaman. Biz rezilliğimizle, sürünmemizle kalıyoruz. Yazık değil mi bize?" diye sitem etti. Karabağlı, çiftçiye verilen akaryakıtın fiyatının mutlaka indirilmesi gerektiğini vurgularken, pazarda domatesin kilosunu 20-25 liradan gördüğünü de sözlerine ekledi.
"Biz çiftçi olarak tarihten silindik"
Aksu'nun Karaçallı köyünde yaşayan 51 yaşındaki üretici Nuray Kaya, yıllardır sürdürdüğü çiftçiliği artık bırakma noktasına geldiğini söyledi. Serasında emekle yetiştirdiği domateslerin dalda kaldığını belirten Kaya, artan maliyetler ve düşük alım fiyatları nedeniyle üreticinin tamamen tükendiğini dile getirdi. Kaya, "Biz çiftçiyiz, üreticiyiz ama evimizde unumuz, buğdayımız yok. Serada domateslerimiz dalında kaldı. Bugün yevmiyeyle çalıştırdığımız işçiler bizden daha çok kazanıyor. Biz çiftçi olarak tarihten silindik, yerin dibine girdik" dedi.
Kaya, 17 liraya fidan aldıklarını, ilaç ve gübre maliyetleriyle domatesin maliyetinin 25-30 lira arası olduğunu belirterek, yetkililerin seraya gelip üretim sürecini yerinde görmesini istedi. Kaya, şunları söyledi:
"Ayakta kalabilmemiz için öncelikle mazotun, gübrenin ve maliyetlerin düşürülmesi gerekiyor. Bugün domatesi 20 liraya, ertesi gün 3 liraya, bir başka gün 40 liraya satmak bizi kurtarmıyor. Sabit bir maliyet belirlenmeli, örneğin 15 lira olsun ve bu seviyede kalsın; herkes kazansın. Şu an domatesler dalında kaldı. Bugün yevmiyeci getirsem, 300-500 kasa domatesi 5 kişiye toplatsam 5 bin lira masraf çıkar, kendim dahil değilim. Antalya haline gönderdiğimizde ise kilosunu 3 liraya alıyorlar. Bu sıcakta, 50 derece altında, kim 3 liraya bu ürünü toplar? Yetkililer gelip bizimle domates toplamasın, sadece otursunlar ve biz çalışırken bu işin ne kadar zor olduğunu görsünler."
"Biz kazanamıyoruz"
"Biz battık, artık ayakta duracak gücümüz kalmadı" diyen 51 yaşındaki üretici Nuray Kaya, seracılıkla geçen ömrünün en zor dönemini yaşadığını söyledi. Yıllardır serada üretim yaptığını ancak bu yılın kendileri için tamamen bitiş noktası olduğunu söyleyen Kaya, komisyonculara, ziraatçılara ve fidan tedarikçilerine borçlandıklarını anlattı.
Ürettikleri domatesin kilosunun hal piyasasında 3 liraya gittiğini, ancak pazarda 50-60 liraya satıldığını ifade eden Kaya, "Biz kazanamıyoruz. 9 ay boyunca ilaç, gübre, yevmiye masrafı yapıyoruz. Bizden alanlar, 'mazot pahalı' diyor ama biz onlardan çok daha fazla maliyetle üretim yapıyoruz. Aracılar bizden daha çok kazanıyor" diye konuştu.
Üreticinin ayakta kalabilmesi için çağrıda bulunan Kaya, "sadece mazotumuzu, gübremizi, maliyetimizi düşürsünler. Düşük faizli kredi versinler. Aksi halde bu işi sürdüremeyiz" dedi.
"Tarım ve Orman Bakanı gelsin, Antalya'daki çifçiyi dinlesin"
CHP Antalya Milletvekili Aykut Kaya da domates üretimi yapan çiftçileri ziyaret ederek, yaşanan sorunlara dikkati çekti. Üretim maliyetlerinin sürekli arttığını belirten Kaya, "Bugün domatesin kilosu 20 liraya mal oluyor ama satış fiyatı 6 liraya kadar düşmüş durumda. Son 3 yılda girdi maliyetleri katlanırken, ürün fiyatları yerinde sayıyor. Çiftçi bu şartlarda nasıl ayakta kalsın?" diye sordu.
Tarımda ciddi bir plansızlık olduğunu vurgulayan Kaya, "Tarım ve Orman Bakanı gelsin, Antalya'daki çiftçiyi dinlesin. Tarımı iyi bir şekilde yönetmek istiyorsanız Ankara'dan yönetemezsiniz. Antalya'daki çiftçiyi anlamadan tarım politikasına yön veremezsiniz. Çiftçi ne ekeceğini bilmiyor, kulaktan dolma bilgilere göre hareket ediyor. Tarımda planlama şart" ifadelerini kullandı.
İhracatta da gerileme yaşandığını öne süren Kaya, "Çiftçimizin pazara ihtiyacı var. İhracatı artırmak için Tarım Bakanlığının yanı sıra Dışişleri ve Ticaret Bakanlıkları da birlikte çalışmalı" dedi. Mevcut teşviklerin yetersiz ve karmaşık olduğunu belirten Kaya, çiftçilerin bu teşviklere ulaşmakta zorlandığını söyledi. Gençlerin tarımı terk ettiğine dikkat çeken Kaya, "Genç çiftçileri kaybediyoruz. Çiftçi artık çalıştırdığı işçi kadar bile kazanamıyor. Bu şartlarda kimse üretime devam edemez. Çok geç olmadan önlem alınmalı. Aksi halde Türkiye tarımsal ürün ithal eden bir ülke haline gelir" dedi.