(İSTANBUL) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yeni anayasa çalışmaları ile ilgili, "İktidar mevcut anayasaya uymuyor. Anayasa Mahkemesi karar veriyor, 'uymuyorum' diyor, 'saygı duymuyorum' diyor. AHİM kararları var, 'uymuyorum' diyor. Eğer anayasayı önemsiyorsa iktidar önce uymadığı maddelere bir uysun, şu AYM kararlarını bir gereğini yerine getirsin, AHİM kararlarını uygulasın. Anayasa'yı önemsediğini bize göstersin ki ondan sonra oturup yeni anayasa çalışılsın" değerlendirmesinde bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Habertürk TV'de katıldığı programda gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Babacan, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ortaya koydukları tek bir madde yok. Bakın biz 115 madde koymuşuz. Bunun 84'ünde 6 parti mutabık kalmışız. Daha iktidar tarafında hiçbir şey yok, tek bir madde yok. Şimdi tek bir madde bile ortada olmayınca tabii insanlar şüpheleniyor. Acaba diyorlar, Sayın Erdoğan sadece ve sadece kendisi bir dönem daha cumhurbaşkanı olmak, hatta belki cumhurbaşkanlığının süre sınırını kaldırmak için mi bunu istiyor diye, ister istemez insanlarda şüphe oluşuyor. Dolayısıyla bu şüphelerin bir an önce ortadan kalkması gerekiyor. Anayasayla ilgili bir başka önemli konu da şu andaki iktidar mevcut anayasaya uymuyor. Anayasa Mahkemesi karar veriyor, 'uymuyorum' diyor, 'saygı duymuyorum' diyor. AHİM kararları var, 'uymuyorum' diyor.
Daha geçen hafta mecliste HSK üyeleri seçilirken anayasanın açık hükmüne uymadı bunlar. Ben de diyorum ki iktidarın anayasayı bağlayıcı hukuk normu olarak görmeye derdi yok. Gerektiğinde uymayabiliyor. Peki gerektiğinde uymayabildiği bir hukuk normunu niye bu kadar önemsiyor? Eğer anayasayı önemsiyorsa iktidar önce uymadığı maddelere bir uysun, şu AYM kararlarını bir gereğini yerine getirsin, AHİM kararlarını uygulasın. Anayasa'yı önemsediğini bize göstersin ki ondan sonra oturup yeni anayasa çalışılsın."
"Bir kişi uzun süre devlet gücünü kullanırsa bozuluyor"
Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir başka önemli konu Erdoğan'ın görev süresine gelince de iki temel prensip gereği biz artık Sayın Erdoğan'ın Türkiye'nin önünü açması ve tatlı bir dönüşümün öncülüğünü yapması gerektiğini düşünüyoruz. Lider sultası olmasın dedik. Güç zehirlenmesi oluyor. AK Parti'nin kuruluşunda biz böyle masalarda bunları çalıştık. Dedik ki lider sultası olmamalı. Tatlı bir dönüşüm olmalı. Niye üç dönem kuralı var? Çünkü dünyada ispat edilmiş bu. Bir kişi uzun süre devlet gücünü kullanırsa bozuluyor. Kendine de zarar veriyor. Ülkeye de zarar veriyor. Onun için Türkiye'nin selameti için ve Sayın Erdoğan'ın da hiç olmazsa son dakikada demokrasinin önünü açıp, ülkenin önünü açıp, kendinden sonrası ilgili tatlı bir dönüşümün de hazırlığını artık yapması gerektiğini biz düşünüyoruz."
"Türkiye'de ne kadar erken bir iktidar değişikliği olsa, o kadar çabuk sorunlar çözülür"
Babacan "Seçim talebiniz var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Önceki seçimden bu yana iki yıl geçmiştir. İki yılda Türkiye'nin sorunları çoğalmıştır. İki yıl önceki faizlere bakın, bugünkü faizlere bakın. İki yıl boyunca Türkiye'de enflasyon hala yüksek seyretmiştir. İki yılda Türkiye'de hukuksuzluk, adaletsizlik artmıştır. Ve bu iktidar bu ülkenin sorunlarını çözememektedir. Dolayısıyla ne kadar erken Türkiye'de bir iktidar değişikliği olsa, o kadar çabuk Türkiye'nin sorunları çözmeye başlar. Dolayısıyla biz tabii ki hemen seçim isteriz. Ancak seçimin olması, yani reel politikasından baktığımızda da iki yolu var. Ya Cumhurbaşkanı'nın yetkisini kullanıp seçime götürecek ya da meclis 360 oyla ülkeyi erken seçime götürecek."
"DEVA Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayım"
"Cumhurbaşkanı adayı olmayı düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Babacan, "Ben DEVA Partisi'nin genel başkanı olarak doğal Cumhurbaşkanı adayıyım zaten. Partilerin işbirliği mekanizmalarında hem 2018'de hem de 2023'te farklı modeller uygulandı. Fakat biz Türkiye'nin en iddialı siyasi partilerinden birisi olarak ve ülkenin sorunlarını çözmeye en hazır parti olarak evet biz hazırız ve ben DEVA Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayım." dedi.
"Bu bir siyasi operasyon"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik soruşturmaların sorulması üzerine Babacan şunları söyledi:
"Yani dört ayrı konunun böyle yargıda ve başka organlarda böyle eş zamanlı olarak gerçekleşmesi işin tabiatına aykırı. Dolayısıyla usulüne baktığımızda bu bir siyasi operasyon. Sayın İmamoğlu eğer ben cumhurbaşkanı adayım demeseydi bu operasyonlar yapılacak mıydı yapılmayacak mıydı? En büyük soru işareti bu. İşin usul açısından baktığımızda masumiyet karinesi diye bir şey var. Yani aksi ispat edilmedikçe herkes suçsuzdur.
Ancak şu da bir vaka ki, Türkiye'de işini temiz yapmaya çalışan az sayıda belediye başkanları var. Yani temiz belediyecilik mücadelesi veren az sayıda belediye başkanı var. Ama belediyelerimizin kahir ekseriyetinde maalesef az ya da çok yolsuzluk var. İktidar muhalefet de fark etmiyor. Buna da çok üzülüyoruz biz. Belediyelerin çoğunda maalesef sıkıntılar var. Ve bunları düzeltme iradesi de çoğu partide ve çoğu belediyede görmüyoruz. Onun için temiz yönetim, siyasi etik, siyasi ahlak, yolsuzlukla mücadele, imar antları meselesi bizim DEVA Partisi'nin en önemli varlık sebebidir.
İstanbul Büyükşehir'e geldiğimiz zaman da biz dosyaların içeriğini parça parça öğreniyoruz. Orada da bulmaca çözer gibi yani. Şimdi önce tutuklama kararı aldılar, arkadan dosyaları ve şahitleri ya da tanıkları ya da itirafçıları topluyorlar. Yani iş tersten gidiyor. Normalde önce bunların yapılıp, ondan sonra somut bir şey ortaya çıktığında gözaltı tutuklama gerekirse olmalı yani. Onun için de toplum ikna olmuyor. Yani AK Parti seçmenin bile bugün yarısı İstanbul Büyükşehir'le ilgili konularda ya bu kadar da olmaz ki diyor, burada bir haksızlık var galiba diyor.
Onun için asıl ilk sorusuna dönecek olursak işin usulü kesinlikle yanlış ama esasıyla ilgili gelişmeleri de takip ediyoruz. Yani bunlar varsa soruşturulmalı, araştırılmalı. Bütün belediye başkanları her zaman hesap vermeye hazır olmalı. Yani belediye başkanları işini açık yapmalı, şeffaf yapmalı ve her zaman da hesap vermeye hazır olmalı."
"Ekonominin düzelmesi için topyekun bir reform programı lazım"
Babacan, "Ekonomi doğru yönetiliyor mu?" sorusunu karşılık şu değerlendirmede bulundu:
"Ekonomi öyle bir alan ki adalet ve hukuk konusunda ne kadar yanlış varsa gelir ekonomiyi vurur. Dış politikada ne kadar yanlış varsa gelir ekonomiyi vurur. Eğer eğitimde siz gereğini yapmazsanız, nitelikli iş gücünü yetiştirmezseniz, o gelir ekonomiyi vurur. Dolayısıyla ekonominin başında, zamanında Ali Babacan'la çalışmış, Ali Babacan'ın yakın çalışma ekibinde olmuş birisini koyalım, o da işi çözsün diye düşünüyorlarsa bu kadar kolay değil. Ekonominin düzelmesi için topyekun bir reform programı lazım. Bakın, Türkiye çok büyük bir ülke, çok güzel bir ülke.
Amerika gümrük vergilerini değiştirdi bütün dünyada. Ama Türkiye'den Amerika'ya ihracat ürünlerinde gümrük vergisi düşük. Alın size koskoca bir Amerikan pazarı. Bakın son 3 yıldaki ihracatımıza bakın ya. 55 milyar 262 milyar. Artmıyor ihracat. Yerinde sayıyoruz. Çünkü yatırım olmuyor. Çünkü güven yok. Hukuk, adalet olmayınca güven yok. Güven olmayınca yatırım olmaz.
Sayın Şimşek'in tek başına çözebileceği hiçbir şey yok. Sadece faizi arttırayım, vergiyi arttırayım, ekonomi düzelsin. Böyle bir kolay iş yok. Türkiye hukukta, adalette derhal gerekeni yapmalıdır. Derhal hukuki güvenliğin olduğu bir ülke olmak zorundadır. Güven olmadığı için faizi yükseltmek zorunda kaldılar. Merkez Bankası'nın rezervleri o yüksek faizin cazibesiyle yükselebildi. Ve sadece faize geliyor dışarıdan para, başka yere gelmiyor. Dolayısıyla önce hukuk ve adalet zemininin kesinlikle sağlamlaştırılması gerekiyor.
"Menfaat şebekesinin batması lazım"
Babacan, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Bir başka önemli konu, Şimşek'in ve Cevdet Yılmaz'ın el atmadığı, kamu ihale yasası. Devletin korkunç bir israfı var. Kamu ihale yasasını Avrupa Birliği standartlarına getirin, görün nasıl tasarruf sağlanıyor memlekette. 33 fasıldan bir tanesi Avrupa Birliği müktesebatında kamu alımlarıdır. Şu anda 28 ülke aynı mevzuatla kamu alımı yapıyor. Devlet parasını aynı mevzuatta harcıyorlar. Biz yıllardır diyoruz ki arkadaş eğer tasarruf diyorsanız, şu Avrupa Birliği'ndeki 28 ülkenin, 27 artı bir İngiltere, uyguladığı kamu ihale yasasını getirin, uygulayın, tasarruf nasıl sağlanır, görün diyoruz. Yapmıyorlar.
Bakın ben bu ülkenin bugün cumhurbaşkanı olsam, 10 tane sağlam arkadaşımı koyarım ekonominin başına, derim ki arkadaşlar hemen kurumlara çeki düzen verin. 1 ayda kurumlar ayağa kalkar. Haftada 2 kere. İkişer saatlik toplantıyla ekonomiyi ayağa kaldırırım. O iş kolay. Bildiğimiz iş zaten. Hukuk ve bunları yapmadan olamaz. Bakın haftada ikişer kere sadece ikişer saatlik toplantıyla ekonomi tamam çözdük. Ülkeyi asıl yöneten siyasi iradenin, yani ülkenin Cumhurbaşkanı'nın, ben bu ülkede hukuk istiyorum, adalet istiyorum arkadaş demesi lazım.
Ülkenin Cumhurbaşkanı 'ben bu ülkede yolsuzluk istemiyorum, getirin şu ihale yasasını düzeltin hemen arkadaş' dese bir ayda bu ihale yasası meclisten geçer. Masaya yumruğunu vurup bu işleri düzelteceğim diye irade koyması lazım ortaya. Menfaat şebekesinin batması lazım. Aksi halde bu sorunları çözmesi Türkiye'nin mümkün olmayacak.
"Sanal bahis bitirilir, bitirmiyorlar"
Babacan, sanal bahis sorununa ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:
"Milyonlarca insan bu yanlışın (bahis soruşturmaları) içine batmış durumda. Çünkü çaresizlik, boşluk... Ve geleceğini görememek bahis ve kumarın Türkiye'de yaygınlaşmasına sebep oluyor. İktidar da hiçbir şey yapmıyor. İsteseler bugün fişini çekerler. Bunların tamamının arkasında ödeme sistemi var. Ödeme sisteminin tamamı BDDK'nın lisans verdiği kuruluşlar yani. BDDK'yı diyeceksin, kapat arkadaş şunu diyeceksin, kapatacak. Anlık, anlık bu sanal kumar, sanal bahis. Anlık bitirecek.
Bitirilir, bitirmiyorlar. Tam tersine izin veriyor ya, lisans veriyor. Sanal kumar oynanmasının lisansını veren bugün ülkenin cumhurbaşkanı böyle bir şey yoktu. Çünkü sanal kumar lisansını verdiği kişi aynı zamanda onu en çok destekleyen bir medya kuruşunun sahibi. Paraya ihtiyacı olunca ne oldu? O lisansı verdiler, tamam sen biraz bunu oynat oradan para kazan da bari para ihtiyacın böyle görülüyor. Bu kadar. Ve lisans bedeli verildi."