(MERSİN) - Mersin Akdeniz Belediyesi’nin kayyum yönetimi, belediyenin Fen İşleri Parkı olarak kullanılan 9 dönümlük arazisini bir kez daha satışa çıkardı. Kayyum tarafından feshedilen belediye meclisinin DEM Partili üyeleri, satış ihalesinin iptali için Mersin İdare Mahkemesi’ne dava açtı. DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, kayyum Zeyit Şener’in daha önce kaymakam sıfatıyla söz konusu arsanın satışına itiraz ettiğini hatırlatarak, "Soruyoruz; aradan geçen 6 aylık sürede ne değişti? Kaymakam iken satılamaz dediğin taşınmaz sen kayyum olduğunda nasıl satılabilir" dedi.

3 yıl kayyum, 5 yıl da AK Partili Mustafa Gültak tarafından yönetilen Akdeniz Belediyesi, 31 Mart 2024 seçimlerinde DEM Parti’ye geçmiş, seçimden 10 ay sonra DEM Partili Eş Başkanlar Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Aslan’ın yerine kayyum olarak Kaymakam Zeyit Şenel atanmıştı. Belediye meclisini de fesheden Şenel, geçen ay belediyenin birikmiş borçlarını ödeyebilmek için yaklaşık 700 milyon liralık arsa ve bina satışı ihalesine çıktı.  Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine kayyum idaresi arsa satış ihalesini iptal etti. Ancak kayyum idaresi, Mersin Limanı karşısında bulunan, halihazırda belediyenin Fen İşleri Parkı olarak kullandığı 9 dönümlük araziyi bir kez daha satışa çıkardı. İlk ihalede muhammen bedeli 375 milyon lira olarak belirlenen arazi 7 Mayıs’ta yapılacak ihaleyle satışa sunulacak.

Meclis üyeleri dava açtı

Kayyum tarafından feshedilen belediye meclisinin DEM Partili üyeleri, Mersin İdare Mahkemesine başvurarak satış ihalesinin iptalini talep etti. Belediye meclisi üyelerine adına bir açıklama yapan Aydın Kılıç, "Akdeniz Belediyesi’ne hukuksuz ve keyfi bir uygulamayla kayyum ataması yapıldıktan sonra atanan kayyum, inanılmaz bir hızla 5 adet gayrimenkulün satışını yapmak için uğraşmaya başlamıştır. Bizler önceki tecrübelerden biliyoruz ki, bu gayrimenkullerden birileri ciddi rant elde edecek ve yine kamu malları peşkeş çekilecek. Bu durumda olan halka olacak, yine halk kaybedecek" dedi. 

Satışa çıkarılan ve halihazırda Fen İşleri Müdürlüğü parkı olarak kullanılan 9 dönümlük arazinin Mersin Limanı’nın karşısında önemli ve değerli bir konumda olduğuna işaret eden Kılıç, "İmar plan değişikliği yapılmadan satış yapılması halinde taşınmazın gerçek değeri tespit edilemeyecek, belediye zarara uğrayacaktır" dedi.

"Her şey olağanlaştı ama KHK'lar devam ediyor"

DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan ise şunları söyledi:

"Akdeniz Belediye Meclisi üyelerimizin, Akdeniz Belediyesi’ne kayyum olarak atanan memurun yaptığı kimi işlemlere karşı açtıkları dava nedeniyle buradayız. Öncelikle kayyum rejiminden bahsetmek gerekiyor. Akdeniz Belediyesi’ne 13 Ocak’ta kayyum atandı. Kayyum atanmasına gerekçe olarak gösterilen Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ne zaman çıkarılmıştı? Darbe girişiminden sonra çıkarılmıştı yani olağanüstü hal koşullarında çıkarılmıştı. Darbe girişiminin üzerinden 10 yıl geçti. Bu ülkede her şey olağanlaştı. Ama olağanüstü hâl koşullarında uygulanması gereken KHK hala devam ediyor. Akdeniz Belediyesi’ne kayyum atandığında biz demiştik ki, mesele sadece Akdeniz halkının iradesinin gasp edilmesi değil. Mesele Akdeniz’de yaşayan yurttaşlara ait olan taşınmazlara çökülmeye çalışılıyor dedik. Çünkü Türkiye’nin en büyük limanlarından biri Akdeniz ilçesinde. Türkiye’nin en büyük hali Akdeniz ilçesinde. Serbest Bölge Akdeniz ilçesinde. Sanayi alanlarının birçoğu Akdeniz ilçesinde. İşte tam da bu nedenle biz dedik ki Akdeniz ilçesine kayyum atandı biz bunu kabul etmeyeceğiz.

"Belediye eş başkanlarımızın neyle suçlandıkları belli değil"

Eş başkanlarımız ve belediye meclisi üyelerimiz 13 Ocak’tan beri tutuklu. Henüz mahkemeye dahi çıkarılmadılar. Belediye eş başkanlarımızın yargılamasının ne zaman yapılacağı belli değil, neyle suçlandıkları belli değil. Ama 13 Ocak’ta Akdeniz Belediyesi’ne kayyum olarak atanan kaymakam o günden bu yana durmadı. Kayyumun yaptığı ilk icraat belediye meclisini feshetmek oldu. Belediye meclisini feshetti, kendisi gibi iki memuru belediye meclisi üyelerinin yerine görevlendirdi. 13 Ocak’tan bu yana, şubat, mart, nisan aylarında belediye meclisini topladı güya. Seçilmiş belediye meclis üyeleri var iken, seçilmiş belediye meclis üyelerinin yerine orada 3 memur karar alıyor ve bu 3 memur, karar alırken Akdeniz ilçesinin en değerli bir 5 taşınmazının satışıyla ilgili yetki aldılar. Bu yetkiyi aldıktan sonra kayyum nisan ayı içerisinde 5 taşınmazla ilgili ihale günü belirlemişti. Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine bu 5 taşınmazın ihalesi önce iptal edildi. Ama gördük ki kayyum Akdeniz halkının malını satmaktan vazgeçmiyor, vazgeçmeyecek.

"Bu taşınmazı birilerine peşkeş çekmek istiyorlar"

Akdeniz Belediyesi’nin Fen Hizmetler Birimi olarak kullanılan çok değerli taşınmazla ilgili ihale günü belirlediler. 7 Mayıs’ta bu taşınmazı birilerine peşkeş çekmek istiyorlar. Bu taşınmazla ilgili bir ayrıntı ifade etmek istiyorum. Bu taşınmaz, belediye yönetimi DEM Parti’de iken belediyenin AKP döneminden kalan borçlarını karşılamak için belediye meclisi kararıyla satılmak istenmişti. O dönem yine Akdeniz Kaymakamı olan kişi bu taşınmazla ilgili dava açmıştı. Demişti ki 'bu taşınmaz satılamaz'. Bu adliyede o taşınmazın satılmasıyla ilgili yürütmenin durdurulması kararı vermişti. Soruyoruz; aradan geçen 6 aylık sürede ne değişti? Kaymakam iken satılamaz dediğin taşınmaz sen kayyum olduğunda nasıl satılabilir? Biz şunun farkındayız; demek ki Akdeniz ilçesinin en değerli taşınmazının alıcıları belli. Alıcılar sizin üzerinizde baskı kuruyor. Bu baskından dolayı taşınmazı ikinci kez ihaleye çıkardığını ve satmak istiyorsunuz. Akdeniz halkının iradesine sahip çıktık, çıkmaya devam edeceğiz. Her ne kadar kanunda kayyumun yeri varsa da halkın vicdanında yeri yoktur. Orada oturan kayyum gaspçıdır."

 

Kaynak: ANKA