(İSTANBUL) - "Silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7 aydır tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in bugün görülen duruşmasında tutukluluğunun devamına karar verilmesine tepki gösteren kızı Seraf Özer, kararın ardından Silivri'deki Marmara Cezaevi önünde yaptığı açıklamada, "Bugün babama terörist diyenler, bu ülkenin barış ve kardeşliğini hançerleyenlerdir. Bu ithamı şiddetle reddediyorum. Kabul etmiyorum ve babamı er ya da geç sağlıkla özgürlüğüne kavuşturacağız" dedi.

"Silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7 aydır tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Kararın ardından Ahmet Özer'in kızı Seraf Özer, Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Tepkisini dile getiren Özer, şöyle konuştu:

"Bugün güzel bir haber vermek isterdik fakat ben umut dolu çıktım. Çünkü babamın dirayeti ve gücünü bir kez daha bugün görmüş olduk. Bugün tarihi bir savunma yaptığını düşünüyorum. Dosya zaten geldiği noktada kendisi iddiaları çürütmüş durumda. Bugünkü açıklamayı yaparken duygularımın akışını da konuşmak istiyorum. Bugün bir umutla geldim buraya. Çünkü barış sürecine olan inancımla, hukuka, demokrasiye olan inancımla geldim. Buraya nasıl ki umutla geldiysem bu mücadeleyi de daima sürdüreceğim. Babamın yaptığı tarihi savunma sizler de içerideydiniz eminim hepinizi çok etkilemiştir.

'Duvarlara konuştuğumuzu hissettik'

Avukatlarımız saygıdeğer Hasan Siner, Hüseyin Ersöz'e teşekkür etmek istiyorum. Onlar da ve çok güçlü, kuvvetli bir savunma yaptılar. Hatta  duruşmanın savcısı tutukluluğun devamına karar verdiğinde Hasan Hoca öyle bir savunma yaptı ki, gerçekten yüreğime dokundu ve duygusallaştırma anlar oldu. Çünkü açıkçası hissettiğim şey şuydu: Allah kimseyi böyle bir şeyle sınamasın ama duvarlara konuştuğumuzu hissetmek, haklılığınızın gücüyle çıkıp orada yedi buçuk saat savunma yapmak, fakat sonrasında basmakalıp bir gerekçeyle sanki insan hayatı bu kadar ucuzmuş, birisini özgürlüğünden mahrum etmek bu kadar kolaymış gibi basmakalıp ifadelerle tutukluluğun devamına karar verildi. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum: ikna edici hukuki bir gerekçe olsaydı emin olun burada 'tamam bir sonraki duruşmada daha iyisini yaparız' diye çıkardım. Hiçbir şeyi eksik yapmadık. Bence fazlasıyla iyiydi. Babamın savunması da avukatlarımızın savunması da ama duvara konuştuk.

'Lütfen adaletsizliğe karşı sessiz kalmayın'

Türkiye'de maalesef ilk defa böyle günlerden geçmiyoruz. Geçmişte Ergenekon, Balyoz, FETÖ dosyalarında da mevcut şeyleri gördük, yaşadık. Ben buradan sadece şunu seslenmek istiyorum: Lütfen adaletsizliğe karşı sessiz kalmayın. Ateş sizin evinize düşmeden, 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın demeyin.' Çünkü adalet sadece mahkemelerin konusu değil. Adalet aynı zamanda bireyin devlete olan güvenine, toplumun birbirine olan saygısına, ekonominin istikrarına dolayısıyla bizim bu ülkede kardeşçe, huzur içerisinde yaşamanızı belirleyen en temel unsurlardan biri. Dolayısıyla adaletin olmadığı bir yerde hiç kimse kendini güvende hissetmesin.

Bugün beni bir kız çocuğu olarak dinleyip, her zaman biliyorum içtenlikle duygumu paylaşıyorsunuz ama ben bugün adalete susamış bir vatandaş olarak konuşuyorum. Hala umudumu yitirmiş değilim. Biz babamı sağlıkla özgürlüğüne kavuşturacağız. Bu dosyadan muhakkak beraat edecek, ama bu sürecin aynı zamanda yürütülen Barış Süreci'ne vurulan bir darbe olduğunu da düşünüyorum. Artık kamuoyunda zaten itibarını yitirmiş bu dosyada çok trajikomik bir şekilde Erkan Çakır'ın ismi dahi anıldı. Kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğunuzda iddianame yazılmıştı ve kendisi sosyal medya hesaplarından benim hakkımda adeta 'benim hakkımda nasıl iddianame yazarsanız?' üslubuyla bir paylaşım yapmıştı. Akabinde iddianamesi iade edildi. İddianameyi hazırlayan savcı şikayet edildi. Böyle trajikomik bir durumun bugün dosyaya Erkan Çakır isminin giriyor olması bence oldukça trajikomik.

'Babamın mücadelesiyle gurur duyuyorum'

Aslında babamın duruşmada da söylediği ve en başından beri söylediği şeyin haklılığını ortaya koyuyor. Babamı içeri aldılar ve sonrasında 'ver belediyeyi gir içeri. Suçun ne olduğunu sonra bakarız' dediler. Bugün de aynı usulle devam ediyorlar ama ben hala umudumu kaybetmedim. Bu ülkede hukuk, demokrasi, gelecek. Biz bugünleri göreceğiz. Ant olsun ki ben bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim. Babamı sağlıkla özgürlüğüne kavuşturana dek bu ülkeye hukuk ve demokrasi gelene dek ben mücadele etmeye devam edeceğim. Bunu her zaman söyledim. Ben artık 30 Ekim 2024 öncesi ve sonrası diye ayırıyorum kendimi. Edindiğim tecrübe bana şunu söylüyor: Lütfen toplum, halkımız adaletsizliğe sessiz kalmasın. Ateş benim evime düşene kadar bir problem yok demesin. Bu hepimizin problemi.

Babamın mücadelesiyle gurur duyuyorum. Onun kızı olmaktan, abim adına da konuşayım. Onun evlatları olmaktan onur ve gurur duyuyoruz. Bugün babama terörist diyenler, bu ülkenin barış ve kardeşliğini hançerleyenlerdir. Bu ithamı şiddetle reddediyorum. Kabul etmiyorum ve babamı er ya da geç sağlıkla özgürlüğüne kavuşturacağız. Buna olan inancım tam. Çok güçlü, çok ehil, bizi bir an bile yalnız bırakmayan avukatlarımız var. Partimiz yanımızda. Halk yanımızda en önemlisi. Bu kötü günleri hep birlikte atlatacağız."

 

Kaynak: ANKA