Haber: Oktay YILDIRIM - Kamera: Mehmet ÇALPAR

(İSTANBUL/SİLİVRİ) 7 aydır tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in kızı Seraf Özer, bayram ziyareti için Silivri'deki Marmara Cezaevi'ne geldi. Ziyaret öncesi ANKA'ya konuşan Seraf Özer “Birazdan cezaevine girip babamın bayramını kutlayacağım, elini öpeceğim, bayramlaşacağız. Lütfen bayramlar bayram olsun diye içeride çile çeken ve bedel ödeyen insanları unutmayın. Bugün Türkiye’nin durumunu aslında Silivri 9 nolu cezaevi gösteriyor içeride. 12 tane belediye başkanı seçilmiş milletvekili, bir parti genel başkanı var. Ben açıkçası şöyle hissediyorum. Sırf siyasi hırslar için biz aileleri kurban edenlerin Kurban Bayramı'nı nasıl bir iç huzurla kutlayacağını merak ediyorum açıkçası” dedi.

30 Ekim 2002'te şafak operasyonu ile gözaltına alınan ve tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in kızı avukat Seraf Özer bayram ziyareti için Marmara Cezaevi'ne geldi. Ziyaret öncesi ANKA muhbirine konuşan Seraf Özer, “İnşallah bayramların bayram gibi yaşandığı günlerde buluşmayı diliyorum. Bugün sabah uyandığımda babamın 12 metrekarelik bir hücrede tek başına gözünü açtığını düşünmek, bizler de bayramlar önemlidir ailecek kalabalık sofralarda buluşuruz fakat bizim bugün evimize bayram gelmedi. Babamız yokken gözümüzü açtığımızda bir bayramı daha buruk geçirdik" dedi. Seraf Özer şunları söyledi:

“Siyasi hırslar için biz aileleri kurban edenlerin Kurban Bayramı'nı nasıl bir iç huzurla kutlayacağını merak ediyorum açıkçası”

"Birazdan cezaevine girip babamın bayramını kutlayacağım elini öpeceğim bayramlaşacağız. Lütfen bayramlar bayram olsun diye içeride çile çeken ve bedel ödeyen insanları unutmayın. Bugün Türkiye’nin durumunu aslında Silivri 9 nolu cezaevi gösteriyor içeride 12 tane belediye başkanı, seçilmiş milletvekili, bir parti genel başkanı var. Ben açıkçası şöyle hissediyorum. Sırf siyasi hırslar için biz aileleri kurban edenlerin Kurban Bayramı'nı nasıl bir iç huzurla kutlayacağını merak ediyorum açıkçası. 

“Ahmet Özer'in sloganıyla donatıp bayramınız mübarek olsun afişlerini astılar billboardlara. Açıkçası babam bundan memnuniyet duyuyor”

Bir barış sürecinden geçiyoruz biliyorsunuz. Babam 30 Ekim 2024 tarihinde jet hızıyla tutuklandı ve o günden bugüne gerçekten Türkiye'de önemli gelişmeler oldu. Bunlardan biri de barış süreci. Babamın da yüzde yüz amasız fakatsız desteklediği bir barış süreci. Nitekim belki yolda gelirken görmüşsünüzdür. Bütün Türkiye'yi, bütün İstanbul'u 'Adlarımız farklı olsa da soyadımız Türkiye'dir' sloganın sahibi Ahmet Özer'in sloganıyla donatıp bayramınız mübarek olsun afişlerini astılar billboardlara. Açıkçası babam bundan memnuniyet duyuyor onu da belirtmek isterim. Kendi sloganlarıyla bir sürecin yürütülüyor olması. Bundan yıllar önce ifade ettiği barış yani Kürt sorunu nasıl çözülür? Bir barış nasıl olur diye ifade ettiği sözleri, fikirlerinden yararlanılarak bugün bir barış süreci ilerletiyor olmasından memnuniyet duyduğunu da belirtmek istiyorum. Babamın dediği gibi yani babam Ekim ayı meclisinde adlarımız farklı olsa da soyadımız Türkiye'dir demişti. Ha keza tutuklanmadan bir gün önce 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızda şöyle bir söz söylemişti on binlerin önünde. 'Yaşasın Demokratik Cumhuriyet, bizlerin adları farklı olsa da soyadımız Türkiye' demişti. Bunu sadece belediye başkanlığı döneminde söylemedi aslında. On yıllardır söylediği, makalelerinde yazılarında erişebileceğiniz bir sözüdür babamın. Bugün bu barış sürecinden geçtiğimiz günlerde billboardlarda babamın sloganını görüyor olmaktan da memnuniyet duyduğumu belirtmek istiyorum.

“Bugün bize bayram gelmedi”

Herkese tekrardan iyi bayramlar dilerim ama bugün bize bayram gelmedi. Bugün duygumu da paylaşayım sizinle. Sabah uyandığımda aklıma şu geldi. Çünkü annemle bayramlaşırken oldukça duygusal anlar yaşadık. Ve aklıma şu geldi. 30 Ekim günü bir şafak operasyonuyla babamı onlarca polisle gözaltına alırken annemin bir sitemi olmuş ve demiş ki Ahmet 40 yıl boyunca bu ülkeye hizmet ettin. Mükafatı bu muydu? Hizmet ederken aileni de zaman zaman aksattın bizler de bedel ödedik bunun mükafatı bu muydu demiş. Babam bunu 23 Mayıs'taki duruşmasında da dile getirmişti. Bugün aklıma bu sözleri geldi. Hakikaten bizler bunu hak etmiyoruz, böyle bayramlar geçirmeyi hak etmiyoruz. Bunu kimse hak etmemeli. Bu bedeli aynı zamanda ailelere ödetiyorlar. Bu anlamda açıkçası ben bu sözleri insanlar aslında siyasi hırslar için bir belediye başkanını içeri aldıklarında sadece o belediye başkanına değil aynı zamanda ailelerine de nasıl büyük bir bedel ödettiklerini insanlar görsün istiyorum ve lütfen bu bayramda, bayramlar bayram gibi yaşansın diye, içeride çile çeken, aydınlık yarınlarımız için bedel ödeyen insanları unutmayalım. Ben inanıyorum ki ülkemiz, bu güzel vatanımız hak ettiği bayramları yaşayacak, hukuk ve demokrasinin tecelli ettiği güzel günlerde buluşacağız. Babamın özgürlüğüne kavuştuğu gün asıl benim için o gün bayram olacak ve bugünleri de telafi ediyor olacağız.

“Onlar her biri bizim için özgürlüğün simgesi”

Bugün şöyle yani ben biliyorsunuz her gün babamı cezaevinde ziyaret ediyorum tutuklandığı günden beri bu babam sağlıklı özgürlüğüne kavuşana dek de böyle devam edecek. Sadece babamı ziyaret ediyorum ama bugün bayram olması sebebiyle avukat olmadığı için gelemeyen aileler var. İçleri buruk olan insanlar var. Ben en azından şanslıyım ki avukatım ve babamı her gün görebiliyorum görüşü yapabiliyorum. Bugün içeride bu bedel ödeyen herkes elimden geldiğince başka insanları da görüp bayramlaşacağım. Çünkü biz bugünleri dayanışmayla atlatacağız. Buradan çok sevgili Murat Çalık başkanımın da bayramını kutlarım. Maalesef İzmir Buca'ya gönderildi biliyorsunuz. Yani bu dönemde şunu görüyorum. Aslında özgürlük dediğiniz şey fiziksel olarak sınırlanan bir şey değil. Özgürlük insanın zihninde olan bir şeydir ve her biri bence özgürlüğün simgesi. Dolayısıyla onları demir parmaklıkları ardına atabilirler ama özgürlük dediğimiz şey asıl olarak zihnimizdedir ve onların kalbi dışarıda. Onlara oy veren büyük bir teveccühle seçen halkla beraber atıyor. Bir bedel ödüyorlar. Dolayısıyla zihnen özgür olduklarını düşünüyorum. Halkın, insanların dayanışma duygularını hissettiklerini görüyorum. Dolayısıyla onlar her biri bizim için özgürlüğün simgesi”

Kaynak: ANKA