(ANKARA)- CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, Silivri'de tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in yarın görülecek duruşmasına ilişkin, "Ahmet Özer hakkında suçlamaların temeli, 'Kent Uzlaşısı Seçim Stratejisi'ne denk geliyor. Ne zamandan beri batı illerindeki Kürtlerin belediye meclislerinde yer almaları suç kabul ediliyor bu ülkede? Nasıl olur da batı illerindeki Kürt vatandaşlarımızın temsil edilmeleri bir iddiaya, davaya konu olabilir?" dedi.

CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Silivri'de tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in yarın görülecek duruşmasını değerlendirdi. Alp hazırlanan iddianameye ve sürece ilişkin şunları söyledi:

"Yarın İstanbul'da, Silivri'de Esenyurt Belediye Başkanı'mız Sayın Ahmet Özer'in tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması görülecek. Bu dava elbette ki hukuki yönlerden yarın mahkemesinde detaylarıyla tartışılacak. Ben burada davanın siyasi boyutuyla ilgili Adalet Komisyonu Üyesi, hukukçu bir milletvekili olarak, görüşlerimi aktarmak istiyorum.

Değerli basın mensupları, bu Ahmet Özer davasının iddianamesi. Biz böyle bir iddianameyi, 12 Eylül koşullarında, sıkıyönetim mahkemelerinde, sonrasında Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde görmedik; olağanüstü hal dönemlerinde böyle bir iddianame hiç yazılmadı. Özel yetkili mahkemelerde, sonrasında FETÖ'cü hakim ve savcıların yargı camiasına egemen olduğu dönemlerde dahi böylesine süreçleri sabote edecek bir iddianame görmemiştik.

"En başka Bekir Bozdağ'ın istifasını istiyoruz"

Ahmet Özer hakkında suçlamaların temeli, 'Kent Uzlaşısı Seçim Stratejisi'ne denk geliyor. Savcılık iddianamesinde kent uzlaşısını bir örgüt stratejisi kapsamında değerlendirmiş ve kent uzlaşısını şöyle tanımlamış: 'Kent Uzlaşısı formülü, batı il ve ilçelerdeki Kürtlerin belediyeleri kazanmasalar da uzlaşılacak ve desteklenecek adaylar karşılığında, belediye meclislerinde belli sayılarda, kota elde edilmesi sonucu, belediye meclisi kararlarında söz sahibi olmalarının, yerel yönetimlerde yer almalarının amaçlandığı'. Ne zamandan beri batı illerindeki Kürtlerin belediye meclislerinde yer almaları suç kabul ediliyor bu ülkede? Nasıl olur da batı illerindeki Kürt vatandaşlarımızın temsil edilmeleri bir iddiaya, davaya konu olabilir? Eğer böyle bir iddianame kabul edilebilecek olursa o zaman biz de yarın Meclis'te Meclis Başkanı'na sorarız: Acaba AK Parti içerisinde kaç Kürt milletvekili var? Bu Kürt milletvekilleri batı illerinden nerelerden seçilmiştir? Kendi illerini temsil etmekte midirler ve bunların AK Parti içerisinde söz sahibi olmaları mümkün müdür? Batı illerinden seçilen Kürt milletvekilleri, o beldelerin Kürt nüfusunu almış mıdır? Bu suç mudur? Suçsa, eğer Ahmet Özer bu davadan tahliye edilmeyecek olursa, 100'ün üzerinde AK Parti milletvekilinin istifasını istiyoruz. En başta Yozgatlı bir Kürt olan Bekir Bozdağ Meclis Başkanvekilliği koltuğunu, Meclis Başkanvekilimiz Gülizar Hanım yerine 2 haftadır işgal ediyor. En başka Bekir Bozdağ'ın istifasını istiyoruz.

"Türkiye barışını arıyor, kardeşliğini yeniden tesis etmek istiyor"

Madem batı illerindeki Kürtlerin oylarıyla seçilmek bir suçtur, o zaman siz de bu görevi yapamazsınız. Bu davanın en önemli siyasi boyutu budur. Asla kriminalize edilemeyecek bir konuya parmak basmıştır bu iddianame. Halkımızı bölmüştür, ayrıştırmıştır, etnik bir temelde ırkçı bir anlayışın ürünüdür. Biz bu iddianamelerle çok vakit kaybedemeyiz çünkü yıllardır kanayan bir yaranın üzerine kül atmak için bir çaba vardır. Türkiye barışını arıyor, kardeşliğini yeniden tesis etmek istiyor, bu kapsamda ne doğudaki ne batıdaki ne Türklerin ne Kürtlerin oyları ne siyasi temsilcileri asla kriminalize edilemez. Bu kapsamda biz yarın görülecek davada, bu suçlamaların düşeceğini ve Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tahliye edileceğini biliyoruz, umuyoruz. Derhal görevine iade edileceğini Esenyurt'ta ve diğer beldelerde süren kayyum uygulamasına da bu vesileyle son verileceğini düşünüyoruz."

 

Kaynak: ANKA