(TBMM) - CHP'nin sanayicilerin sorunlarının araştırılması amacıyla verdiği grup önerisi, TBMM Genel Kurulu'nda reddedildi.CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, "Bu ülkenin sanayicisinin, esnafının, üreticisinin, çiftçisinin problemlerinin temelinde yaptığınız hukuksuzluklar ve haksızlıklar vardır. Parasal olmayan sorunları parasal tedbirlerle çözemezsiniz. Mehmet Şimşek gitse Keynes gelse faydası yok" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda CHP'nin sanayicilerin sorunlarına ilişkin araştırma önergesinin gündemin önüne çekilerek bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AK Parti ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

Önergenin gerekçesini açıklamak üzere söz alan CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, şöyle konuştu:

"Bu ülkenin sanayicisinin, esnafının, üreticisinin, çiftçisinin problemlerinin temelinde yaptığınız hukuksuzluklar ve haksızlıklar vardır. Parasal olmayan sorunları parasal tedbirlerle çözemezsiniz. Mehmet Şimşek gitse Keynes gelse faydası yok. Ekrem İmamoğlu ve tüm siyasiler tutuksuz yargılanmadığı sürece, iş adamları, sanatçılar, gazeteciler, öğrenciler yani toplumun her kesiminin ifade özgürlüğünü sağlamadığınız sürece, yargıyı bir sopa gibi kullandığınız sürece toplumun hiçbir kesiminin sorununu çözemezsiniz. Pazartesi gününden beri Yeni Şafak gazetesinin manşetini konuşuyoruz. Ekonomide rasyonel çöküş varmış, faiz artmış, üretim düşmüş, sanayi durmuş. Bir yandan Yeni Şafak gazetesi, bir yandan Nihat Zeybekci ekonomi politikalarını eleştiren söylemlerde bulunuyorlar. Bugüne kadar neredelermiş acaba? Sakın aldanmayın. Bu paylaşımları sanayiciyi, üreticiyi düşündükleri için yapmıyorlar, amaçları haziran ayında beklenen kabine değişikliği için pozisyon kapmak. 

En büyük üç problem: Finansmana erişim, düşük kur politikası ve maliyet enflasyonu. İki sene önce yine bir araştırma önerisi vermiş ve bugünlere geleceğimizi o gün söylemiştim. Yatırım, istihdam, ihracat ve üretim diye çıktığınız yolda yaptığınız yanlışlar sebebiyle içinde bulunduğumuz yangını söndürmek için faiz artışı yeterli değil yapısal reformlar lazım demiştik. Son dört ayda kapanan şirket sayısı 8 binin üzerinde; kapanan şirketlerde yüzde 33'lük bir artış var, yeni açılan şirketlerde ise yüzde 9 bir düşüş var, makas yüzde 42. İstihdam, sanayiden hizmet sektörüne kaymış, sanayinin ekonomi içindeki payı yüzde 20'nin altına düşmüş. Reeskont kredileri politika faizinin yarısı olmalı ve faiz dönem sonu tahsil edilmelidir, peşin değil. İstihdam desteği ölçek gözetmeksizin sektördeki tüm firmalara verilmeli, bu sayede tedarik zincirinde fason üretim yapan KOBİ'lerin iş alabilmeleri sağlanmalıdır."

"Sorunlarımızın çözümü sihirli formüllerde ya da kısa vadeli kampanyalarda değil, yapısal reformlarda" 

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak, üretim ekonomisinin sistematik biçimde zayıfladığına dikkat çekerek şunları söyledi:

"2025'in ilk dört ayında konkordato başvuruları rekor seviyeye ulaşmış, Borsa İstanbul'da işlem gören 552 şirketin 282'si yılın ilk çeyreğinde zarar açıklamıştır. Özellikle enerji, demir çelik ve beyaz eşya gibi stratejik sektörlerde faaliyet gösteren büyük sanayi kuruluşlarının zararları üretim ekonomisinin sistematik biçimde zayıflatıldığını ortaya koymaktadır. Buna karşın en yüksek kârları yine bankalar açıklamıştır. Bu durum kaynakların üretimden koparılarak faize yönlendirildiğini açıkça göstermektedir. Sanayicilerimiz yatırım yapamaz hâle gelmiş, kapasite kullanım oranı son bir yılda gerilemiştir. Aynı şekilde kamu bütçesi de ağır faiz yükü altına girmiştir. 2025'in sadece ilk dört ayında faiz ödemeleri 260 milyar lirayı aşmıştır. Bu, vergi gelirlerinin üçte 1'inin faize gittiği anlamına gelmektedir.

Hazine Bakanlığı tarafından Kredi Garanti Fonu'ndan açıklanan 30 milyar liralık destek sonrası tulumbaya su taşıma döneminin geçtiğini, artık tulumbayı reform etme zamanının geldiğini belirtmek istiyorum. Eğer tulumbanın altı delikse o suyla üretim canlanmaz, yatırım artmaz çünkü sorunlarımızın çözümü sihirli formüllerde ya da kısa vadeli kampanyalarda değil yapısal reformlardadır ve bu reformlar yalnızca teknik değil özellikle siyasi bir irade meselesidir. Bizim ihtiyacımız olan siyasi irade, güven veren bir hukuk düzeni, sade, öngörülebilir bir vergi sistemi, üretimi teşvik eden bir sanayi politikası, bankacılık sisteminin girişimciliği öncelediği bir finansal mimari ve liyakate dayalı, şeffaf, hesap verilebilir bir yönetim anlayışıdır. Ekonomik sorunları dile getirmek zayıflık değil bir sorumluluktur. Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarının ideolojik önyargılardan uzak biçimde araştırılması ve reformların temelini oluşturacak ortak bir strateji belirlenmesi konusunda birlikte hareket etmemiz gerektiğini hatırlatmak istiyorum."

 

Kaynak: ANKA