(ANKARA) - Kurban Bayramı dolayısıyla Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Yardımcısı Selçuk Gevyeli, MKYK üyesi Abdülhamit Adak, Sosyal İşler Başkan Yardımcısı Ali Karataş, Gençlik Kolları ve MKYK üyesi Ferdun Demirci'den oluşan heyet, DEM Parti'yi ziyaret etti. Bayramlaşmada Geyveli, "Bir taraftan terörsüz bir Türkiye noktasında ne oluyor ne bitiyor açıkçası bizler de bilmiyoruz. Dolayısıyla tam anlamıyla bir bilgilendirme yapıldığı da yetkililer tarafından söylenemez. Sizler tabii ziyaretlerinizde Sayın Genel Başkanımıza da bazı şeyler ifade ettiniz ama bu noktada biz tabii iktidarı oluşturan Cumhur İttifakı ve birleşenlerinden herhangi bir şekilde bir bilgilenme almadık" eleştirisinde bulundu.
DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, PM Üyeleri Zeyno Bayramoğlu ve İhsan Seylan'dan oluşan heyet, Kurban Bayramı’nın ikinci gününde bayramlaşmaya gelen siyasi parti heyetlerini ağırladı.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Yardımcısı Selçuk Gevyeli, MKYK üyesi Abdülhamit Adak, Sosyal İşler Başkan Yardımcısı Ali Karataş, Gençlik Kolları ve MKYK üyesi Ferdun Demirci'den oluşan heyet, DEM Parti'yi ziyaret etti.
Geyveli ziyarette yaptığı konuşmada, ülkenin zor günlerden geçtiğini belirterek "Bu noktada siyasetin dilinin birleştirici bir üst nokta. Herkesi kucaklayan bu noktada farklı düşünebiliriz, farklı konuşabiliriz ama bunlar bir araya gelmemizi, birbirimizi dinlememize engel olan onlar değiller" dedi. Bayramın bayram olarak kutlayamadıklarını söyleyen Geyveli, şunları söyledi:
"Terörsüz bir Türkiye noktasında ne oluyor ne bitiyor açıkçası bizler de bilmiyoruz. Dolayısıyla tam anlamıyla bir bilgilendirme yapıldığı da yetkililer tarafından söylenemez. Sizler tabii ziyaretlerinizde Sayın Genel Başkanımıza da bazı şeyler ifade ettiniz ama bu noktada biz tabii iktidarı oluşturan Cumhur İttifakı ve birleşenlerinden herhangi bir şekilde bir bilgilenme almadık. Dolayısıyla Meclis de bunları almadı. Biz de kapalı kapılar ardında bu olayın çözülmesini değil, şeffaf bir şekilde kamuoyunda bunların konuşulmasını ve çözüme ulaşmasını çok daha doğru buluyoruz. İnşallah bundan sonraki Türkiye'nin geleceğinde beklenen o iklim gerçekleşir. Silahı eline almayan tüm gruplarla bu noktada bizim tabii ki oturup konuşmamız, görüşmemiz lazım. Burada herhangi bir sıkıntı, problem de yok. Ben inanıyorum ki Türkiye'nin geleceği noktasında inşallah bu gibi karşılıklı olan diyaloglar sorunun çözümüne biraz daha hız verecektir diye umut ediyorum."
Tiryaki: "Parti olarak bu süreçte olabildiğince bu ülkede siyaset yürüten bütün siyasi partilerin bu sürecin tarafı olmasını istiyoruz"
DEM Partili Tiryaki ise Geyveli'nin eleştirilerine yönelik "Bazı konularda çok haklısınız. Gerçekten bu bilgilendirme konusunda size katılıyoruz. Ama gerçekten biz Parti olarak bu süreçte olabildiğince bu ülkede siyaset yürüten bütün siyasi partilerin bu sürecin tarafı olmasını istiyoruz, parçası olmasını istiyoruz" karşılığını verdi.
Sadece iktidar ve DEM Parti arasında yürüyen bir süreç olmasını istemediklerini söyleyen Tiryaki, şöyle konuştu:
"Sizin de söylediğiniz gibi birkaç kez Meclis'te grubu olsun olmasın, hatta parlamento dışındaki siyasi partilere de ziyaret ettik ve bu konuda yürüyen çalışmaları, ne yapılması gerektiğini, bütün siyasi partilerin bu sürece nasıl katılacağını paylaşmaya çalıştık. Bütün samimiyetimizle bunu istiyoruz. Çözüm adresi olsun istiyoruz parlamento. Çünkü bu parlamento bu yapısıyla gerçekten toplumun yüzde 95'inden belki fazlasını temsil eden bir Meclis konumunda. Dolayısıyla parlamentoda yürüyecek çalışma da toplumun çok büyük bir bölümün destek vermesini sağlayacaktır. Bu açıdan çok önemli. Komisyon çalışması da çok önemli. İlk günden itibaren biz de parlamentoda bir komisyon kurulsun, bütün siyasi partiler bu komisyonda temsil edilsin istedik. Milliyetçi Hareket Partisi'nin genel başkanı da bir komisyon öneresinde bulundu. Onlar da bu iş için ciddi kafa yormuşlar. Bu komisyonda siyasi partilerin nasıl temsil edileceklerini, nasıl karar alınacağını, sadece parlamenterlerden mi uzmanlardan mı oluşacağını buna dair veya bir karar aldığında bunlar nasıl hayata geçecek diye bir dizi projelerini sundular. Bu çok değerli bir şey. Ayrıca toplumsal zemin çok daha fazla, toplumsal destek çok daha fazla. Bizce en azından potansiyel olarak öyle. Bir ilk çözüm sürecinde anımsarsanız Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi bu sürece karşı iken şimdi Milliyetçi Hareket Partisi neredeyse bu süreci yürüten parti konumunda. Ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi de ilkesel olarak destekleyeceğini, karşısında olmayacağını söyledi. Bu da çok kıymetli bir şey. Sizin partiniz de bizim ziyaretlerimizde bunu açıkça dile getirdi. Bu sorun artık çözülmesi gerekir. Bu, sırtımızdan kaldırmamız gereken bir yük. Fakat şu meseleyi de dikkatimizi çekmek isterim.
"Türkiye'de belki de en son yapılacak şeyin en başta yapılması aslında hepimizin elini güçlendiren bir şey"
Silahsız olanlarla görüşme meselesi elbette parlamento böyle bir zeminde yürüyecek ama bu benzer süreci yaşayan tek ülke biz değiliz. Dünyanın değişik yerlerinde bizden önce de ve hala benzer sorunlar yaşayan ülkeler var. İngiltere'de bu sorun yaşandı, İrlanda'da, İspanya'da yaşandı, Filipinler'de yaşandı, Güney Afrika'da yaşandı ve bütün buralarda yaşanan süreçler sona erdirildiğinde o çatışmalı sürecin sonlandırılması için sürecin en sonunda silahların bırakılması sağlandı. En sonunda örgütler kendini feshettiler ve asıl ulaşılması gereken hedef gibi gözüküyordu bu. Ama Türkiye'de belki de en son yapılacak şeyin en başta yapılması aslında hepimizin elini güçlendiren bir şey."
Geyveli: "Siz iyi biliyorsunuz ama biz bilmiyoruz"
Komisyon önemli olduğunu, ancak şu an siyasi partilerin bu komisyonu kendi içerisinde rahatlıkla oluşturabileceklerini söyleyen Yeniden Refah Partili Geyveli de şöyle konuştu:
"Şimdi 41 yılda iki trilyon doların üzerinde teröre bir harcama var. Dolayısıyla bunda da pay sahibi olanlar bugün taraf değiştirdilerse biraz da bunun sebeplerinin ne olduğunu biz de merak ediyoruz. Daha düne kadar ne oldu da farklı bir duruş sergileyenler bugün farklı bir duruş sergiliyorlar. Bu konuda şu an için liderlik yapan siyasi parti bugün baraj sorunu olan ve barajın altında kaldığı kamuoyu anketlerinde belli oluyorsa buradaki temsili kabiliyet ve temsil açısından acaba sorumlu değil mi? Burada o partinin 'Bu işi biz sürüklüyoruz' diyerek götürmesi mümkün mü? Bir de tabii ki Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki 'biz MHP'yle diyor ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz.' İyi siz biliyorsunuz ama biz bilmiyoruz. 86 milyon vatandaşımız da bilmiyor. Dolayısıyla burada ne olduğunu da bilmek herhalde bizlerin de milletimizin de hakkıdır. Burada kimse silahların susmasına, kardeşlik ikliminin oluşmasına karşı bir tane insan olduğunu zannetmiyorum. Ama 24 milyon kilometrekarede bölünme tehlikesi yaşamadık da 780 bin kilometrekarede biz bölünme tehlikesi yaşıyorsak o zaman biraz daha demek ki hep beraber bir yüzleşmeye, bir aynaya bakmaya ihtiyacımız var. Dolayısıyla burada nerede hata yaptık? Nerelerde bir yanlışlık var? Ama bizim için bir kardeşlik noktasında bir problemimiz yok. Biz zaten kardeşiz. Ama bu kardeşlik noktasında problemli olanlar kendi sorunlarını çözsünler. Bunlar da gerçek anlamda toplumumuzun bütününü temsil etmiyorlar diye düşünüyorum. Bu noktada çok az bir azınlığın gerçek anlamda kardeşlik noktasında bir problemleri olduğunu düşünüyorum."