(TBMM) - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Şimdi 2025 yılı Aile Yılı olarak ilan edilince, ailenin yaşamını en önemli etkileyen gıda, eve giren ürün, ette ve sütte çoğu aile hane yapısına artık bu ürünler giremiyor. Gelir-gider dengesi kaçmış durumda ve aile, ödemelerini yapamadığı için icralık oluyor. İcra geliyor, evdeki beyaz eşyasını alıp gidiyor. Eğer çiftçiyse, traktörünü, hayvanını, tarlasını alıp gidiyor. Yetmedi, oturduğu eve icra geldiği için açıkta kalıyor. Yönetimin anlayışı değişmeyeceğine göre, yapılacak bir erken seçimle halkın bu konulara bakışını oylayalım" dedi. 

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bu yılın "Aile Yılı" olarak ilan edildiğini hatırlatarak, "Bu yıl Nisan ayındaki kapsamlı don olayı Türkiye genelinde önemli ölçüde tarım kesimini etkiledi. Bu etkileyişten aileye de büyük bir pay düşecek. Çünkü kırsaldan kente göç artacak. Aile yapısında dağılmalar oluşacak. Sosyal yardım talepleri yükselecek. Esnafın iş alanı daraldığı için orada sorunlar yaşanacak. Küçük aile tipi dediğimiz işletmeler üretim dışı çoğu bölgede kalacağı için sıkıntılar patlayacak" dedi. Gürer, şunları kaydetti:

"Mevsimlik ve geçici işçilerin iş bulamama durumu nedeniyle oluşacak sorunlar yanı sıra sabit işçi olarak çalışanlar da ondan dolayı oluşacak üretim kaybıyla çalışma olanakları daralacak. Yaşam koşulları bozulacak, sosyal bağı zayıflayacak, ruh sağlığı da doğal olarak bu süreçten etkilenecek. Kırsalda gelir düşmesiyle işsizliğin seviye olarak artması, kadın ve gençlerin işsiz kalması önemli ölçüde bu süreçte gerçekleşecek.

Geriye dönüşü olabilmesi için, başta dondan etkilenen 36'sı yoğun 65 ilde yapılması gerekenler var. Bu konuda da sık sık çağrı yapıyoruz. Şu anda resmi verilere göre, vatandaş borçları da çevrilemez noktaya geldi. İcra çoğu yerde kapıya dayandı. 2025 yılında icra dairelerinde yeni dosya sayısı 3 milyon 448 bin arttı. Mayıs ayı itibariyle bin 705 taşıta, 486 taşınır mala icra yoluyla satış başlatıldı. Yani Aile Yılı'nda destek beklerken, evdeki buzdolabı, çamaşır makinesi de icra yoluyla satılan bir ekonomik süreç devam ediyor. Aile Yılı, bırakın aileler için mutluluk sağlayacak destekleri getirmeyi, elde avuçtakinin de icra yoluyla gitmesine vesile oluyor.

"Üç ayda 545 milyon dolarlık da canlı hayvan ithal edilmiş"

2025 yılının ilk üç ayında vatandaşların bankalara ödediği faiz de 226 milyar 806 milyon lirayı buldu. Çünkü krediyle borçlanarak iş sürdürenler, sonuçta bir de faiz ödeyerek kazanmaya çalıştıklarının dışında artı faizle birlikte daha sıkıntıya düşüyorlar. Bankalara olan kredi borçlarının toplamı 4 trilyon 425 milyar 331 milyon lirayı resmi verilerde bulduk. Bu kredi kartlarını birden fazla bankadan takla attırarak yaşamını sürdürenler, piyasada oluşan sorunlardan dolayı giderlerini dengeleyemeyince icralar da bu anlamda başladı. Geniş tanımlı 11 milyon 575 bin kişi işsiz. Yoksulluk derinleşiyor. Tarım sektörünün borcu, 937 milyar liraydı.

Süt için şu anda 11 lira 75 kuruş tavsiye edilen alım fiyatıydı. Aile tipi işletmede 8 ila 14 liradan süt alınıyor. Süt üreticisi ineğini kesime göndermek zorunda kalıyor. Son gittiğim bir ahırda 400 ineği 100'e düşürmüş ama bir bakıyorsunuz raftaki sütün, peynirin, tereyağın fiyatı artıyor.

Vatandaş pahalıya ürünü alırken, sanayicilerinden çıkan üründe bu işi yapan hayvancı, yem fiyatları başta olmak üzere artışlar karşısında çaresizlik içinde. Türkiye üç ayda 515 milyon milyon 918 bin 436 dolarlık sebze ve meyve ithal etmiş. Üç ayda 545 milyon dolarlık da canlı hayvan ithal edilmiş. Canlı hayvanlara, 345 bin 240 adet sığır ithalatına karşılık531 milyon 432 bin 82 dolar ödemişiz.

"Türkiye’nin yüzde 60'ın altında bir enflasyonu yıl sonuna kadar bugünkü şartlarda görme olasılığı yok"

Şimdi 2025 yılı Aile Yılı olarak ilan edilince, ailenin yaşamını en önemli etkileyen gıda, eve giren ürün, ette ve sütte çoğu aile hane yapısına artık bu ürünler giremiyor. Gelir-gider dengesi kaçmış durumda ve aile, ödemelerini yapamadığı için icralık oluyor. İcra geliyor, evdeki beyaz eşyasını alıp gidiyor. Eğer çiftçiyse, traktörünü, hayvanını, tarlasını alıp gidiyor. Yetmedi, oturduğu eve icra geldiği için açıkta kalıyor.

Böylesi bir süreçte siyasi iktidarın, sorunların çözücü bir anlayışı ele almak yerine var olan sorunları yokmuş gibi göstererek Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik yapının geniş kesimler tarafından görülmemesine çalışıyor ama insanlar yaşadığını hissederler. Dün Merkez Bankası Başkanı'nın sunumunda da söyledim. Enflasyonu yıl sonunda yüzde 19-20'lerde öngörüyorlar. Böyle bir öngörü, yalnızca emekli maaşlarını ve asgari ücreti belirlerken kullanılabilecek TÜİK'in bakışıyla oluşacak bir rakam olur. Türkiye’nin yüzde 60'ın altında bir enflasyonu yıl sonuna kadar bugünkü şartlarda görme olasılığı yok.

Bu sürecin daha çok vergiyi, daha düşük alım fiyatını, daha düşük çalışan ücretini getireceği görülüyor. Bu sürdürülebilir bir süreç değil. Mutlak surette yönetimin anlayışı değişmeyeceğine göre, yapılacak bir erken seçimle halkın bu konulara bakışını oylayalım. Sandıkta çıkan sonuçlarla eğer Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olursa, halkın çözümü var. Çözümsüz hiçbir sorun yok."

Kaynak: ANKA