Haber: Burcu Özkaya GÜNAYDIN
(HATAY) - 6 Şubat depremlerini Hatay’da yaşayan tanıkları odağına alarak çekilen "Beton Sizin, Vatan Bizim" belgeselinin fragmanının yayınlandığı X hesabı, mahkeme kararıyla erişime engellendi. Belgeselin yönetmeni Halil Yakut, "Biz bu belgesel halk için, halkla birlikte çektik. Beton mezarlara gömülen halkımızın hafızasını yaşatmak istedik. Bu karara itiraz ettik. ‘Beton Sizin Vatan Bizim’ belgeseline yönelik saldırı, depremzede halka yönelik saldırıdır" dedi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depremlerini Hatay’da yaşayan tanıkları odağına alarak çekilen ‘Beton Sizin Vatan Bizim’ belgeselinin fragmanının yayınlandığı X hesabı mahkeme kararıyla Türkiye’de erişime engellendi. Belgeselin yönetmeni Halil Yakut, belgeselde konuşmacı olanlar ve CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu’nun katılımıyla CHP Antakya İlçe Örgütü’nde basın açıklaması yaptı. Yakut, erişim engelini gerçeklerden korkma olarak değerlendirdi.
"Erciyes Dağı kadar molozun altında kaldık"
Halil Yakut, şöyle konuştu:
"Depremde tam 11 ilde yıkım oldu. Türkiye’nin beşte biri yıkıldı. 14 milyon insan bu depremlerden etkilendi. Ülkemizde 1,5 milyon kişi evsiz kaldı. 230 milyon ton enkazı yıktılar üzerimize. Ömürlerimizi enkaza çevirdiler. Erciyes Dağı kadar molozun altında kaldık. Belgeselin yapımcısı ve yönetmeni olarak ben de bir depremzedeyim, Hataylıyım. 6 Şubat 2023 depremlerinde annemin ve babamın yaşadığı ev yıkıldı. Annem ve babam enkaz altından çıktı. İki ayrı ablamın yaşadığı iki ayrı ev yıkıldı. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ‘AFAD dışında hiçbir koordinasyona izin vermeyeceğiz’ derken biz ailemle AFAD’ı göremedik. Ailemle birlikte günlerce aç, susuz, soğukta titreyerek sokakta kaldık. GSM operatörleri kesildiğinde yakınlarımızla, akrabalarımızla haberleşemedik. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kararıyla sosyal medyaya erişim engeli getirildiğinde enkaz altındaki akrabalarımızla, arkadaşlarımızla, komşularımızla haberleşemedik.
"Cenaze hakkı, mezar hakkı yok sayıldı"
Bize mezar olan binaları inşa edip, denetlemedikleri için, bizi beton-mezar binalarda yaşamaya mahkum ettikleri için Hatay’a günlerce yardımların gelmesi engellendiği için, iletişim hatları kesildiği için, sosyal medyaya erişim engeli getirildiği için akrabalarımız, arkadaşlarımız enkaz altında can verdi. Halkımız hala enkaz altında can çekişirken devlet enkaz kaldırmaya başladı. Enkazlar kaldırılırken enkaz altında yaşayanlar da öldü. Cenazelerin vücut bütünlüğü bozuldu. Halkımız toplu mezarlara, kepçelerle gömüldü. Cenaze hakkı, mezar hakkı yok sayıldı. Kendi geleneklerimize göre cenazelerimizi yapmamız, mezarlarımızı kazmamız, sevdiklerimizin mezarına bir avuç toprak atmamız engellendi. Halkımız, üzerinde adı bile yazmayan, sadece numaralandırılmış tahtalarla toplu mezarlara gömüldü. Hatay’da aylarca su sorunu, beslenme sorunu yaşadık. Çadır, konteyner bulamadık. Tuvalet, banyo ihtiyaçlarımızı gideremedik. Hastane, okul, hiçbir şey bulamadık.
"Yaşam hakkımız ihlal edildi"
Halk bu sorunları yaşarken devlet ‘yağmacı” edebiyatı yaparak halka sokak ortasında işkence yapmaya, işkence görüntülerini internette yayınlamaya başladı. Hatay’da jandarma tarafından kendi evinden gözaltına alınan Ahmet Güreşçi karakolda işkenceyle katledildi. Hatay Büyükşehir Belediyesi işçisi akrabam Tahsin Nihadioğlu kendi evinin önünde asker tarafından işkence yapılarak polise teslim edildi, polis aracında da işkence devam etti. Ben de aynı polisler tarafından kayıt dışı ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alındım, işkence gördüm. Dönemin milletvekili Barış Atay’ın müdahalesiyle polisler tarafından “yanlışlık olmuş” denilerek serbest bırakıldık. Akrabam Tahsin Nihadioğlu ile birlikte canlı yayında röportaj vererek işkenceciler hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı söyledikten bir gün sonra Tahsin Nihadioğlu şüpheli bir trafik kazasında can verdi. İşkenceci asker ve polisler hakkında ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı verildi. 6 Şubat 2023 depremlerinde ve sonrasında yaşam hakkımız ihlal edildi. Güvenli bir yerde yaşama hakkımız ihlal edildi. Barınma hakkımız ihlal edildi. Beslenme, giyinme gibi en temel haklarımız ihlal edildi. Geleneklerimize göre cenaze yapma hakkımız, mezar hakkımız ihlal edildi. Tedavi hakkımız, haberleşme ve iletişim hakkımız, eğitim hakkımız ihlal edildi."
"Betona gömülen halkımızın hafızasını yaşatmak istedik"
Bu sansür kararının yalnızca bir belgeseli değil halkı hedef aldığını belirten Yakut, şunları aktardı:
"Antakya haritadan silindi. Mahallelerimiz enkaza döndü, caddelerimiz ceset koktu. Biz bu belgesel halk için, halkla birlikte çektik. Beton mezarlara gömülen halkımızın hafızasını yaşatmak istedik. Belgeseli yapım sürecinde ciddi baskılarla karşılaştım. Belgesel ekibi defalarca gözaltına alındı ben Kırşehir Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’ne sürgün edildim. Burada 100 gün süresiz açlık grevi yaptıktan sonra tahliye edildim. Tüm bu baskılara rağmen Aralık 2023’te yeniden çekimlerine devam ettiğim belgesel, 2 Şubat 2025’te Samandağ’da 100 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen gala gösterimiyle ilk kez izleyiciyle buluştu. Takip eden süreçte Defne, Harbiye, Dörtyol gibi Hatay ilçelerinde ve İstanbul, Ankara, İzmir, Konya gibi şehirlerde gösterimler yapıldı. Belgesel, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde de izleyiciyle buluşarak uluslararası yankı uyandırdı. Belgesel 17 Mayıs 2025’te YouTube üzerinden yayınlandı. Aynı gün Ankara 10. Sulh Ceza Hakimliği tarafından alınan 2025/6216 D. İş No’lu kararla belgeselin fragmanı gerekçe gösterilerek belgeselin tanıtımının yapıldığı X (Twitter) hesabı (@deprembelgeseli) Türkiye’den erişime engellendi. Bu karara itiraz ettik. ‘Beton Sizin Vatan Bizim’ belgeseline yönelik saldırı, depremzede halka yönelik saldırıdır."
Yakut, herkesi belgeseliyle dayanışmaya çağırdı.