(ANKARA) - Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Bugün bu RTÜK ne yapıyor? Muhalefet eden medya organlarına karşı sopa olarak kullanılıyor. Normalde bu kurumlar siyasetten bağımsız, siyasetin dışında iş yapan kurumlardı. Şu anda Türkiye'de bütün kurumlar iktidar için ve siyaset için iş yapan kurumlara dönüşüyor” dedi.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin Denizli İl Kongresine katıldı. Kongrede konuşan Hüseyin Baş, RTÜK'ün yaptırımlarını eleştirerek, Türkiye gündemine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“RTÜK yayın organlarında ahlaki erozyon olmasın, toplumun yaşayış biçimine muhalefet eden, farklılaştırmaya çalışan tehlikeli bazı unsurları barındırmasın yayıncılıkta vesaire gibi sebeplerle var olan bir kurum. Bugün bu RTÜK ne yapıyor? Muhalefet eden medya organlarına karşı sopa olarak kullanılıyor. Normalde bu kurumlar siyasetten bağımsız, siyasetin dışında iş yapan kurumlardı. Şu anda Türkiye'de bütün kurumlar iktidar için ve siyaset için iş yapan kurumlara dönüşüyor."
"Burada bir seçim yok, atama var"
Baş, Türkiye'de adil bir yargılama sistemi olmadığının altını çizerek, şunları söyledi:
"Türkiye'de yargı bağımsızdır, manşet bu! Her gün bize Adalet Bakanımız, Türkiye'de yargının bağımsız olduğunu anlatıyor. Bağımsız olsa bunu bu kadar anlatmazlar, gerek duymazlar, biz onu yaşarız, biz onu hissederiz. Bu hakim ve savcılar kimler tarafından atanır HSK dediğimiz bir kurum, Hakimler Savcılar Kurulu. Bu kurul 13 kişiden oluşur. 13 kişinin biri Adalet Bakanı, diğeri Adalet Bakanının yardımcısı, dördünü Cumhurbaşkanı atıyor, kalan 7 üyeyi de Meclis’teki çoğunluk parti seçiyor yani hepsini Cumhurbaşkanı seçiyor. AK Parti seçse yine iyi belki biri girer içeri AK Parti'de bir noktaya gelir bir şeyleri değiştirir ama hayır herkesi Cumhurbaşkanı seçiyor. Bakın o bağımsız yargının bütün organlarını Cumhurbaşkanı seçiyor, yani gücünü kimden alıyor? Cumhurbaşkanından alıyor. Gücünü milletten alan ve hesabını millete vermek zorunda olan bir organizasyonla gücünü bir kişiden alıp oraya hesap vermekle yükümlü olan bir organizasyon kıyaslanabilir mi?
"Nasıl bir tarafsızlık bu"
Atamasını benim yaptığım herhangi bir organizasyonun bağımsızlığı olmaz. Burada bir seçim yok ki burada bir atama var. Atamanın sonucu bağımsız olabilir mi? Siz neyi konuşabilirsiniz, Türkiye'de yargı tarafsız diye bir iddiada bulunabilirsiniz? Peki tarafsız mı diye baktığınız zaman; yargılayan hep iktidar, yargılanan hep muhalefet! Nasıl bir tarafsızlık bu? Aynı suçu işlemiş üniversitede okuyan geç tutuklanıyor, suç tanımı aynı bir başkası aynı suçu işlendiğinde işlem bile yapılmıyor."
"Eğer yargı tarafsızsa anayasaya göre iki dönemden fazla Cumhurbaşkanı olamayacağı için aday olmasına izin vermemesi lazım"
Önümüzde, vaktinde, erken vesaire bir sandık gelecek. Bu sandıkta Cumhurbaşkanı adayları olacak. Anayasamıza göre Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir daha aday olması durumunda 3. kez Cumhurbaşkanı aday olmuş olacak. Eğer yargı tarafsızsa ne karar vermesi lazım; anayasaya göre iki dönemden fazla Cumhurbaşkanı olamayacağı için aday olmasına izin vermemesi lazım. Peki Türkiye'de herhangi bir vatandaş Sayın Erdoğan adaylık başvurusu yaptığında yargının bunu engelleyeceğini düşünüyor mu? Nasıl tarafsız yargı? Anayasa iki kere seçilebilir diye bir sınırlama neden koyuyor? Çünkü devletin yetkileri, devletin organları, devletin gücü tek bir elde toplanmasın diye. Bunun bir mantığı var yoksa Sayın Erdoğan'ı sınırlamak için anayasa keyfiyetten yazmıyor bunu. Bunu Sayın Cumhurbaşkanını kısıtlamak için de yazmıyor, herkese yazıyor yani ona olan bana da geçerli, size de geçerli herkese geçerli. Anayasa Mahkemesi üyesini atayanlardan biri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Anayasa Mahkemesi üyesini bir defaya mahsus seçiyoruz, o güç orada toplanmasın diye ama onu atayan kişiyi anayasa ‘iki kere’ dediği halde 3. kez seçime sokabiliyoruz. Tezatı anlatabildim mi? Biz, onu iki kere göndermememiz lazım yanlış yapabilir ama onu gönderen kişi de 3 kere olmamalı o da yanlış yapabilir’ diyoruz onu dinlemiyor."
Ülkede yaşanan ekonomik sorunlara da değinen Baş, şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanı çocukların evlenememesine sebep olan iktidarı hiç beka sorunu olarak göstermiyor"
"Cumhurbaşkanı açıklamalar yapıyor diyor ki; aileler çocuklarını 25, 30, 35'li yaşlarında evlenmeye ikna edemiyorlar. Haberi gördüm altına gençler yazmış; 'reis ikna edemiyorlar değil paramız yok paramız, evlenemiyoruz ki'. Şimdi adamın bir imkanı olacak aile kurmak için, ev kurmak için. Bu bir cesaret ister, o cesareti tetikleyen en önemli unsur para. Evlenirim ben evimi geçindirirsem, evime ekmek getirirsem cesur olurum ama o cesaretim yoksa, cebimde para yoksa… Genç, ‘Kirayı ödeyemeyeceğim, faturayı ödeyemeyeceğim, eve ekmek götüremeyeceğim, yarın çocuk olsa bakamayacağım’ dediği zaman evlenme hayalini rafa kaldırıyor, bunu gündeminden çıkarıyor. Sayın Cumhurbaşkanı bu durumu ülkemizin bir beka sorunu olarak nitelendiriyor ama çocukların evlenememesine sebep olan iktidarı hiç beka sorunu olarak göstermiyor. Niye? Kendi iktidarları. Bu gençlerin cebinde parası olsa evlenecek.
"Suriye'den ve diğer ülkelerden gelen misafirlerinizden dolayı birçok gencimiz işsiz"
Yine Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Kimileri rahatsız olsa da Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen misafirlerimiz olmasaydı birçok sektörde işçi bile bulamayacaktık’ diyor. Evet Suriye'den ve diğer ülkelerden gelen misafirlerinizden dolayı birçok gencimiz işsiz. Belki o sektörün patronları daha çok maaş ödeyecekti, bizim çocuklar iş bulacaktı. Şimdi bizim çocuklarımız işsiz kaldı, evlenemez oldu ama o patronlar rahat. O patronların keyfi yerinde. Bu Suriyelileri sahiplenenlerden biri inşaat sektörü. İnşaata işçi lazım niye kar edecek, tek maksat bu ve o büyük büyük firmaların birçoğu da aslında kime yakın hepimiz gayet iyi biliyoruz.”