Türkiye’de at yarışları, her sezon binlerce yarış severi hipodromlara çekerken, sektörde genç binicilerin yükselişi dikkat çekmeye devam ediyor. Apranti olarak adlandırılan genç jokey adayları, aldıkları eğitimle birlikte profesyonel pistlerde performans sergileme fırsatı buluyor.
Türkiye Jokey Kulübü (TJK), hem yarış organizasyonlarıyla hem de genç yetenekleri destekleyici projelerle atçılık camiasında gelişimi teşvik ediyor. Apranti okullarında eğitim alan genç biniciler, belirli deneyim süreci sonrasında lisanslarını alarak yarışlara katılabiliyor.
"HEYECANI İÇİMDE TUTUYORUM"
At biniciliğine genç yaşta başlayan ve kısa sürede dikkat çeken aprantilerden biri olan Akif Keskin, yarış sonrasında duygularını şu şekilde ifade etti:
“Çocukluğumdan beri atlara büyük bir ilgim vardı. İlk kez 16 yaşında atın üstüne çıktım. O an ne hissettiğimi anlatamam. Şimdi yarışların içinde olmak, özellikle büyük organizasyonlarda at sürmek çok başka bir heyecan. Ama yarışa çıktığımda tüm duygularımı içimde tutmaya çalışıyorum. Soğukkanlı kalmak zorundasınız.”
Geleceğe dair hedeflerinden de bahseden Keskin, at biniciliğini bir meslekten öte yaşam tarzı olarak tanımlıyor:
“Gazi Koşusu gibi prestijli bir yarışta bir gün birinciliği elde etmek en büyük hayalim. Bu uğurda her gün antrenman yapıyor, atlarla daha iyi bir uyum yakalamak için çalışıyorum. Biz aprantiler için her yarış bir tecrübe.”
TÜRK ATÇILIĞINA GENÇ SOLUK
TJK yetkilileri, genç aprantilerin gelişimi için hem eğitim hem de yarış ortamlarının desteklendiğini belirtiyor. Türkiye genelindeki apranti okulları sayesinde, binicilik kültürünün daha geniş kitlelere ulaşması ve geleceğin jokeylerinin yetiştirilmesi hedefleniyor.
Yarış severler ise genç binicilerin pistteki performanslarını takdirle izliyor. Deneyimli jokeylerin yanında yarışlara katılan aprantiler, hem teknik hem de fiziksel olarak kendilerini geliştirerek Türk atçılığına katkı sağlamayı sürdürüyor.