(ANKARA) - DİSK, KESK, TMMOB ve Ankara Tabip Odası ile bazı sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü Tandoğan Meydanı'nda kutladı. DİSK İç Anadolu Bölge Temsilcisi Birgül Kaya, "Ülkemizin demokratik geleceği için hiç durmadan mücadele edeceğiz" dedi. KESK dönem sözcüsü Mehmet Aydoğdu da "Vergide adalet, güvenceli iş ve insanca yaşam, eşit ücret, kadınların özgürlüğü ve laik, bilimsel eğitim için mücadeleyi birlikte büyütmek zorundayız" diye konuştu. 

Ankara'da, DİSK, KESK, TMMOB ve Ankara Tabip Odası organizasyonunda, bazı sendikalar, dernekler, odalar, siyasi partiler, gençlik örgütleri, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Tandoğan Meydanı'nda toplandı.

Atatürk Kültür Merkezi önünden yürüyerek Tandoğan Meydanı'nı dolduran sendika, dernek, oda, siyasi parti üyeleri ve üniversite öğrencileri, ellerinde "Yaşasın 1 Mayıs", "Nehirden, denize özgür Filistin", "Ya adalet ya sefalet" yazılı dövizler, flamalar taşıdı.

Tandoğan Meydanı'nda kurulan kürsüde konuşan DİSK İç Anadolu Bölge Temsilcisi Birgül Kaya, 1 Mayıs’ın işçi sınıfı, ezilen halklar, kadınlar ve çevre savunucularının mücadele günü olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bu ülke bizim ülkemiz. Emeğiyle geçinenlerin, alın teri için mücadele edenlerin ülkesi. Bu yüzden inatla 'adalet' diye haykırıyor milyonlarca yurttaşımız. Bu yüzden inatla eşitlik, özgürlük sloganları yankılanıyor sokaklarda, meydanlarda. Çünkü biliyoruz ki her bir hak mücadelesi, aynı zamanda sınıf mücadelesidir, emek mücadelesidir. Biliyoruz ki ancak ve ancak bu mücadele için hep beraber yollara düştüğümüzde işçi sınıfı için umutlu yarınlar gelecek. Emekçiler ancak böyle nefes alabilecek. 1 Mayıs alanından bir kez daha uyarıyoruz, tüm seçilmişlere, halkın iradesine yönelik baskılar son bulsun. Tüm tutuklu siyasetçiler serbest bırakılsın. Halkın iradesini yok sayan darbe pratikleri ve kayyımlar son bulsun. Tutuklu bulunan potansiyel Cumhurbaşkanı adayları serbest bırakılsın, siyasi yasaklar kaldırılsın. Türkiye’nin yarını gençlerimiz serbest bırakılsın. Yargı üzerindeki siyasi baskılar son bulsun. Tek adam rejimine asla ama asla teslim olmayacağız. Ülkemizin demokratik geleceği için hiç durmadan mücadele edeceğiz. Bizler tıpkı ekmeğimiz için olduğu gibi adalet ve demokrasi mücadelemizi büyüteceğiz. Kazanana kadar büyüteceğiz."

Halkın gün geçtikçe derinleşen yoksulluğa itildiğini, yoksulluk arttıkça iktidarın baskılarının arttığını belirten Kaya, grev yasaklarına rağmen işçilerin insanca çalışma koşulları için mücadele ettiğini, sendikal haklar ve grev engellerine karşı mücadele verdiklerini vurguladı. Kaya, 1 Mayıs’ın, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuk işçilerin sesi, eşit eğitim ve sağlık hakkı için, mülakat mağduru öğretmenler için verilen bir mücadele olduğunu ifade etti. Sağlıkta özelleştirmenin yıkıcı etkilerine dikkati çeken Birgül Kaya, rant uğruna bilimi yok sayan düzene, hayvan kıyımını meşrulaştıran yasalara ve toplumsal adaletsizliğe karşı herkesi dayanışmaya çağırdı. 

"Barış, adalet ve özgürlük için 1 Mayıs'ta alanlardayız"

KESK dönem sözcüsü Mehmet Aydoğdu da bugün dünyanın dört bir yanında milyonların alanları doldurduğunu belirterek, "Biz de Ankara'da bu meydanda tarihi günde buluşarak, bir kez daha emeğin sesini yükseltiyor, sömürüye, yasaklara ve savaşa karşı omuz omuza duruyoruz" dedi.

Filistin'de, Ukrayna'da, Suriye'de halkların yıkımla, açlıkla, ölümle baş başa bırakıldığını, emperyalist güçlerin yeni paylaşım hesapları yaptığını ifade eden Aydoğdu, "Türkiye'deki iktidar da bu savaş kervanına kendi çıkarları doğrultusunda katılıyor. Askeri harcamalar rekor düzeye ulaşıyor, çokuluslu şirketlere kaynak aktarılırken, halk yoksulluğa ve güvensizliğe mahkum ediliyor. Bu ülkenin emekçileri olarak da payımıza düşen, açlık yoksulluk" diye konuştu.

Sendikal hakların gasbedildiğini, grev hakkının fiilen ortadan kaldırıldığını, ülkenin ucuz iş gücü cennetine çevirildiğini, torpilin, kayyımların ülkede hakim olduğunu söyleyen Aydoğdu, şöyle devam etti: 

"Ama biz buradayız ve biliyoruz ki bu düzen kader değil. Bu düzeni değiştirecek olan bizleriz. Halkın iradesini yok sayan kayyım rejimlerine, hukuksuz ihraçlara, grev yasaklarına ve baskılara karşı; barış, adalet ve özgürlük için 1 Mayıs'ta alanlardayız. Vergide adalet için, güvenceli iş ve insanca yaşam için, eşit ücret, kadınların özgürlüğü ve laik, bilimsel eğitim için mücadeleyi birlikte büyütmek zorundayız. Savaşa değil, eğitime, sağlığa, yaşama bütçe isteyenler burada. Ezilenleri, dışlananları kapsayan bir eşit yurttaşlık mücadelesi için, demokratik bir ülke için ses veriyoruz. Sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir dünya bizim elllerimizde yükselecek."

"Özgür demokratik üniversite talebi, kampüslerde büyüyen bir iradedir"

Üniversite öğrencileri adına konuşan gençlerden Zehra Camcı da "Günlük 100 liralık KYK ödeneği ile yaşamanızı bekliyorlar. KYK'nın bize dağıttığı bu sefalet ödeme ile bırakın dışarıda hayatımıza devam etmeyi, kendi okulumuzun yemekhanelerinden dahi üç öğün yemek yiyemiyoruz" dedi.

Üniversite öğrencilerinin yeterli beslenemediğini, barınamadığını söyleyen Camcı, "Gençlik, işsizliğin, geleceksizliğin, güvencesizliğin hedefi haline getirilmiştir. Ama biz susmayacağız, üniversiteler bugün şirketlerin arka bahçesine çevrilmiş durumda. Sermaye, bilim alanını kendi çıkarına tahsis ederken, üniversite bileşenleri susturulmak isteniyor ama biz bu üniversiteleri özgürleştireceğiz. Özgür, demokratik üniversite talebi bugün yalnızca bir hedef değil, kampüslerde büyüyen bir iradedir" görüşlerini dile getirdi.

Üniversite öğrencisi Eylül karagöz, bu yılın Aile Yılı ilan edilmesini ve sezaryen doğuma ilişkin açıklamaları eleştirerek, "Aile yılı ilan edenler, kadınlara fedakar eş, annelik görevini bilen kadın rolünü dayatıyor. Kadınların bedeni üzerinde hak iddia eden bu erkek egemen sistem, kadınların doğumuna kadar söz üretme cüretinde bulunuyor. Buradan bir kez daha yeniliyoruz anormal, doğum şeklimiz değil, sizin sisteminizdir. Bu sistemi başınıza yıkacak olan da kadınların iradesidir. Şiddeti görmezden gelen, yoksulluğu yok sayan, LGBTİ+'ları ailenin düşmanı ilan eden bu zihniyete karşı biz birbirimizin ailesiyiz" şeklinde konuştu.

 

Kaynak: ANKA