Mesleğini yarım asra yakın süredir sürdüren Abdurrahman Tazecan, unutulmaya yüz tutmuş zanaatlardan biri olan kalaycılığın hem tarihine hem de bugünkü durumuna ışık tuttu. Tazecan, kalaycılığın bir emek ve sabır mesleği olduğunu belirterek, mesleğin kaybolmaması için çaba gösterdiğini söyledi.
“KALAYCILIK, ATEŞLE SABRIN SINANDIĞI BİR İŞ”
Bakır eşyaların sağlık açısından en güvenli şekilde kullanılabilmesi için düzenli olarak kalaylanması gerektiğini belirten Abdurrahman Tazecan, “Kalaycılık, ateşle iç içe bir iştir. Hem fiziksel güç ister hem de dikkat gerektirir. Ufacık bir hata, hem işin kalitesini bozar hem de zarar verebilir. Bu yüzden ustalık ister, sabır ister” dedi.
Zamanla Azalan İlgi, Artan Değer
Eskiden hemen her mahallede bir kalaycı olduğunu söyleyen Tazecan, “Şimdi maalesef bu mesleği yapan kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Gençler ağır ve zahmetli olduğu için yanaşmıyor. Oysa bu iş hem sağlık açısından önemli hem de kültürel değer taşıyor,” şeklinde konuştu.
BAKIR KAPLAR, SAĞLIKLI SOFRALARIN VAZGEÇİLMEZİ
Kalaycılığın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu vurgulayan Tazecan, “Bakır kaplarda yemek pişirmek hâlâ en sağlıklısı. Ama kalaysız kullanıldığında zararlı hale gelebiliyor. Bu yüzden kalay işlemi çok önemli” dedi.
“MESLEĞİ YAŞATMAK İÇİN MÜCADELE EDİYORUM”
Yıllardır atölyesinin bacasını tüttürmeye devam eden Abdurrahman Tazecan, hem kendi geçimini sağladığını hem de unutulmaya yüz tutmuş bir geleneği ayakta tutmak için çaba gösterdiğini belirtti. “Gençler gelmese bile ben bu işi elimden geldiğince sürdüreceğim. Her yapılan kalayda bir geçmişi, bir hatırayı da parlatıyoruz aslında” ifadelerini kullandı.
KALAYCILIK, KÜLTÜREL MİRASIN PARLAYAN YÜZÜ
Tazecan, el emeğine dayalı bu işin sadece ekonomik değil kültürel bir değer taşıdığını belirterek, “Kalaycılık, geçmişten bugüne uzanan bir köprü. Bu köprüyü ayakta tutmak bizim görevimiz” diyerek sözlerini tamamladı.