Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, çalışma ziyaretinde bulunmak amacıyla Suriye'nin başkenti Şam'a gitti.

Bakan Fidan, Bakan Güler ve Kalın'ı, Şam Uluslararası Havalimanı'nda Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra ve Genel İstihbarat Başkanı Hüseyin El Seleme karşıladı.

Ardından Türk heyeti, Suriye Cumhurbaşkanı Şara, Dışişleri Bakanı Şeybani, Savunma Bakanı Kasra ve Genel İstihbarat Başkanı Seleme ile görüştü.

"SDG'NİN ENTEGRASYONU ÖNEMLİ"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam'daki temaslarının ardından Suriyeli mevkidaşı Şeybani ile basın toplantısı düzenledi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG'nin Şam yönetimiyle entegrasyon görüşmelerinde çok fazla ilerleme kaydetmeye niyeti olmadığını belirterek, "SDG'nin belli faaliyetlerini İsrail ile koordinasyon içerisinde götürüyor olması gerçeği, aslında Şam ile yürütülen görüşmelerde de şu anda büyük bir engel teşkil etmekte." dedi.

Fidan, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile Şam'daki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Başta ikili ilişkiler olmak üzere çok geniş kapsamlı görüşme yaptıklarını dile getiren Fidan, bölgesel güvenlik ve Suriye'nin istikrarına yönelik tehditleri ele aldıklarını ifade etti.

Fidan, Suriye'nin istikrarının Türkiye'nin istikrarı demek olduğuna dikkati çekerek, bunun Türkiye için fevkalade önemli bir konu olduğunu söyledi.

Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG ile ilgili konuyu da masaya yatırdıklarını belirten Fidan, "Maalesef, değerli meslektaşımın da ifade ettiği gibi, orada kendi izlenimleri, (SDG'nin) çok fazla ilerleme kaydetmeye niyeti olmadıklarını görüyoruz. Burada tabii bunun sebepleri üzerinde de konuştuk. Orada SDG'nin belli faaliyetlerini İsrail ile koordinasyon içerisinde götürüyor olması gerçeği, aslında Şam ile yürütülen görüşmelerde de şu anda büyük bir engel teşkil etmekte." diye konuştu.

Fidan, diğer taraftan son bir yılda gerçekten çok büyük ilerleme sağlandığına işaret ederek, bunun için emeği geçen herkese ayrıca teşekkür etmek gerektiğini dile getirdi.

İstikrar ve güvenlik konusunda büyük bir ilerleme olduğuna dikkati çeken Fidan, ABD Senatosunun Suriye'ye yaptırımlar getiren Sezar Yasası'nı yürürlükten kaldırmasıyla artık yatırımların bu ülkeye gelecek olmasının da büyük avantaj olduğunu vurguladı.

Fidan, bu konuda başta ABD Başkanı Donald Trump olmak üzere Washington yönetimine ayrıca teşekkür edilmesi gerektiğini belirterek, "Sezar Yasası'nın kaldırılması bölge istikrarına yapılacak büyük bir katkı. Ben Suriye'deki kardeşlerimizin de bu fırsatı en iyi şekilde değerlendireceklerini düşünüyorum." dedi.

Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’ya ev sahipliği için teşekkür eden Fidan, Suriye özgürleştirildikten sonra ziyarette bulunan ilk dışişleri bakanının kendisi olduğunu hatırlattı.

Fidan, tam bugün, bir sene önce ziyarette bulunduğunu anımsatarak, ülkenin özgürleşmesinin 1. yılında da yine Suriye’de bulunmanın gururunu yaşadığını dile getirdi.

Bugün 3+3 formatı kapsamında ziyarette bulunduklarını vurgulayan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın’la Suriye’ye geldiklerini belirtti.

Fidan, Cumhurbaşkanı Şara ve Şeybani başta olmak üzere birçok yetkiliyle çok verimli görüşmelerde bulunduklarını ve önemli konuları tartıştıklarını dile getirdi.

Bölgesel, ikili ve Suriye’ye ait konuları teker teker stratejik işbirliğine yakışır ve detaylı şekilde ele aldıklarını vurgulayan Fidan, Türkiye'nin Suriye'nin istikrarına verdiği önemin altını çizdi.

Fidan, Türkiye’nin bunun için elinden gelen yardımı ve işbirliğini göstermeye her zaman hazır olduğuna dikkati çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu konuda özellikle çok hassas olduğunu aktardı.

İSRAİL, BÖLGEDE "YAYILMACI POLİTİKALAR" İZLEMEMELİ

Bakan Fidan, Ankara'nın Suriye ile İsrail arasındaki müzakerelerin sonuca ulaşmasını beklediğini ve bunun Suriye ve bölgenin istikrarı hususunda önemini vurgulayarak, İsrail'in "bölgede yayılmacı" politikalar izlemek yerine, bölge ülkeleriyle karşılıklı rızaya dayanan bir anlaşma ve anlayış birliğinde olmasının bölgenin istikrarı ve küresel güvenliğe katkı yapacak bir husus olduğuna değindi.

Suriyeli yetkililerle Şam'ın "SDG" adını kullanan terör örgütü PKK/YPG ile yürüttüğü müzakerenin gidişatıyla ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını aktaran Fidan, Türkiye'nin bu konudaki perspektifini koruduğunu bildirdi.

Fidan, terör örgütü SDG'nin Suriye yönetimine "diyalog ve uzlaşma yoluyla" entegre olmasının ve Suriye'nin istikrar, bütünlük ve refaha kavuşmasının önünde engel olmaktan çıkmasının önemine dikkati çekti.

Fidan, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye olarak Suriye'nin istikrarına önem veriyoruz. Bunun için bütün yardımı, işbirliğini göstermeye hazırıız. Cumhurbaşkanımız bu konuda özellikle hassas. Diğer yandan İsrail ile Suriye arasındaki görüşmelerin sonuca ulaşmasını Türkiye olarak istiyoruz. Bu durum bölgenin istikrarı için Suriye'nin istikrarı için fevkalade önemli. İsrail'in yayılmacı politikalar izlemek yerine bölgedeki ülkelerle karşılıklı uzlaşıya dayanan bir anlaşmaya varması, anlayış birliği içinde olması bölgenin istikrarına ve küresel güvenliğe katkı yapacak bir husus. Diğer taraftan Şam'daki arkadaşlarımızın SDG ile düzenledikleri müzakerelerin gidişatını konuştuk. SDG'nin Suriye yönetimine entegre olması, istikrar için çok önemli. SDG'nin entegrasyonu herkesin lehine olacak şekilde gelişmeli. SDG'nin (Şam yönetimiyle entegrasyon görüşmelerinde) çok fazla ilerleme kaydetmeye niyeti olmadığını görüyoruz. SDG'nin belli faaliyetlerini İsrail ile koordinasyon içinde yürütüyor olması, aslında Şam ile yürütülen görüşmelerde de şu anda büyük bir engel."

Terör örgütü DEAŞ ile mücadelenin önemine atıfta bulunan Fidan, Suriye'nin terör örgütüyle mücadeleye yönelik uluslararası koalisyonun üyesi olduğu ve bu hususta çok ciddi çaba ortaya koyduğunu belirtti.

Fidan, bu çabaların daha da ilerletilmesi ve bunun için neler yapılabileceğinin ele alındığını dile getirerek, iki ülke ilişkilerinin de gündemde olduğunu söyledi.

Başta ticaret, mültecilerin onurlu ve gönüllü şekilde geri dönüşü, lojistik, enerji gibi konuların ele alındığını aktaran Fidan, "Suriye'de geçtiğimiz bir yıl içerisinde hem biz hem bütün dünya gördü ki Suriye yönetimi, Sayın Ahmed Şara yönetiminde; liderliğinde, gerçekten istikrarı sağlayan, bütünlüğü de mümkün oldukça güçlendirmeye çalışan bir yönetim ortaya koydu." dedi.

Fidan, Türkiye'nin bundan teröre zemin verilmemesi ve ticaretin geliştirilmesi dolayısıyla duyduğu memnuniyete işaret ederek, buna yönelik katkılara devam edilmesi gerektiği mesajını verdi. Bu çerçevede Türkiye ile Suriye arasındaki sınır ticareti, bağlantısallık gibi konuların önemine değinen Fidan, iki ülkenin birbirleri üzerinden farklı bölgelere ulaşım sağlayabileceğini anımsattı.

Türkiye'deki başta tekstil olmak üzere bazı sektörlerin Suriye'de daha sistemli ve yaygın iş yapmasının da ele alındığını belirten Fidan, enerji konusundaki işbirliğini de görüştüklerini söyledi.

Fidan, Şeybani ile bölgesel, ekonomik ve ticari işbirliği açısından büyük fırsatlar olduğunu ele aldıklarını bildirdi.

MİAMİ'DEKİ DÖRTLÜ TOPLANTI

Fidan, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.

ABD, Mısır ve Katarlı yetkililerin katılımıyla 19 Aralık'ta ABD'nin Miami kentinde düzenlenen "Gazze" konulu toplantıda Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi'nden beri sürecin nasıl geliştiğini, ne türden engellerle karşılaşıldığını ve bu krizlere ne gibi çözümler getirip getirilemediğini ele aldıklarını belirten Fidan, planın ikinci aşamasına geçişin kapsamlı şekilde görüşüldüğünü söyledi.

Fidan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararında yer alan hususların ve Barış Kurulu gibi organların birçoğunun barış planında da yer aldığına işaret ederek, Miami'deki toplantıda bunlarla ilgili görüştüklerini aktardı.

ABD tarafının, toplantıda Gazze'nin yeniden imarı konusundaki ön proje çalışmalarını sunduğunu belirten Fidan, çalışmalara ilişkin fikirlerini dile getirdiklerini kaydetti.

Fidan, kurulların nasıl hayata geçirileceğine ilişkin fikir teatisinde bulunduklarına dikkati çekerek, "Bizim beklentimiz önümüzdeki ayın, yeni yılın ilk haftalarından itibaren belki Sayın (ABD Başkanı Donald) Trump'ın deklarasyonuyla ikinci aşamanın hemen başlaması." dedi.

Bakan Fidan, Gazze'de yönetimin Filistinlilerden oluşan bir yapıya devredilmesinin öncelikli olduğunu kaydetti.

DIŞİŞLERİ BAKANI FİDAN, SURİYE'DE KASYUN DAĞI'NDAN ŞAM'I SEYRETTİ

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Fidan, çalışma ziyareti kapsamında bir araya geldiği Şeybani'yle Kasyun Dağı'na giderek Şam manzarasını izledi.

Başkent Şam'ın merkezinde kentin büyük bölümüne hakim bir yükselti olan Kasyun Dağı, Suriye'de 2011 yılında özgürlük talepleriyle başlayan halk hareketlerini rejimin şiddet yoluyla bastırmak istemesiyle patlak veren iç savaşta büyük önem kazanmıştı.

Devrik rejim, sivil unsurların çıkmasını yasakladığı dağa, Beşşar Esed'in kardeşi Mahir Esed'e bağlı 4. Tümen askerleri başta olmak üzere yoğun bir konuşlanma yapmıştı.

TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİNİN SON BİR YILI MASADA

Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre, görüşmelerde, 8 Aralık’ta Esad rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümünü takip eden süreçte Türkiye-Suriye ilişkilerinin siyasi, ekonomik ve güvenlik boyutlarıyla son bir yıllık seyrinin kapsamlı şekilde değerlendirilmesi öngörülmüştü.

Ziyaret kapsamında ayrıca, Türkiye’nin ulusal güvenlik öncelikleri açısından kritik öneme sahip olan 10 Mart Mutabakatı’nın uygulanma sürecinin gidişatının ele alınmasının gündemde olduğu kaydedilmişti.

Görüşmelerde, İsrail’in saldırgan tutumu nedeniyle Suriye’nin güneyinde ortaya çıkan güvenlik risklerinin de gündeme geleceği ve bölgedeki istikrarsızlığın Türkiye ve Suriye’ye olası yansımalarının kapsamlı şekilde değerlendirileceği ifade edilmişti.

3+3 FORMATINDA KARŞILIKLI TEMASLAR SÜRÜYOR

Esad rejiminin devrilmesinin ardından geçen bir yıllık süreçte, Türkiye-Suriye ilişkilerinde güvenlik ve ekonomi başta olmak üzere birçok alanda ivme yakalandı. Bu süreçte ikili ve bölgesel düzeyde tarihi iş birliği fırsatları ortaya çıktı.

Türkiye, yaklaşık 15 yıl süren Suriye ihtilafının yaralarının sarılmasına destek verirken, aynı zamanda yeni iş birliği imkanlarının iki ülkenin menfaatleri doğrultusunda Suriye’nin istikrar ve güvenliğine katkı sağlayacak şekilde değerlendirilmesi için çaba gösteriyor.

ÜST DÜZEY ZİYARETLER HIZ KAZANDI

Bu çerçevede Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Esad rejiminin devrilmesinin ardından ilk ziyaretini 22 Aralık 2024’te Suriye’ye gerçekleştirdi. Sonraki dönemde ise iki ülke arasındaki olumlu atmosferin doğal sonucu olarak üst düzey karşılıklı ziyaretler hız kesmeden devam etti.

BÜYÜKELÇİ YILMAZ DA ŞAM’A GİTTİ

Türkiye’nin Şam Büyükelçisi olarak atanan Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, söz konusu ziyaret vesilesiyle Şam’a intikal etti.

ANKARA VE ŞAM HATTINDA YOĞUN DİPLOMASİ

İki ülke arasında 3+3 formatında gerçekleştirilen görüşmeler de bu süreçte önemli bir yer tutuyor. Bu kapsamda Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, beraberindeki üst düzey heyetle 15 Ocak 2025’te Türkiye’yi ziyaret etti. Ziyaret sırasında Bakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Güler ve MİT Başkanı Kalın, Suriyeli muhataplarıyla bir araya geldi.

Bu görüşmenin ardından Bakan Fidan, Bakan Güler ve MİT Başkanı Kalın, 13 Mart 2025’te Suriye’ye bir çalışma ziyareti gerçekleştirdi. İki ülke arasındaki güvenlik iş birliği ve güncel gelişmelerin ele alındığı bir diğer toplantı ise 12 Ekim 2025’te Ankara’da düzenlendi.

Kaynak: Hürriyet