(İSTANBUL) - Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, gıda güvenliğinin toplum sağlığı ve ülke ekonomisi açısından hayati olduğunu belirterek, “Tüm sektör temsilcilerimizin, gıdalarda aflatoksin riskini ortadan kaldırmak adına hijyen, muhafaza ve üretim koşulları konusundaki sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmeleri büyük önem taşıyor” dedi.
Yeni nesil sendikacılığın Türkiye’deki temsilcisi TÜGİS, gıda güvenliğinin sağlanması ve halk sağlığının korunması amacıyla sürdürdüğü bilgilendirme faaliyetlerine devam ediyor. Bu doğrultuda TÜGİS Bilim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, gıdaların küflenmesi nedeniyle oluşan ‘aflatoksin’e dikkat çekildi.
“Tüm sektör temsilcileri hassasiyet göstermeli”
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Sidar, gıda güvenliğinin toplum sağlığı ve ülke ekonomisi açısından hayati olduğunu belirterek, “TÜGİS olarak, üreticilerden tüketicilere uzanan gıda zincirinde standartların korunması ve kalitenin yükseltilmesi için paydaşlarımıza rehberlik etmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda tüm sektör temsilcilerimizin, gıdalarda aflatoksin riskini ortadan kaldırmak adına hijyen, muhafaza ve üretim koşulları konusundaki sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmeleri büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
TÜGİS Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık ise şunları kaydetti:
“Üreticinin düzenli analizlerle ürün kalitesini takip etmesi çok önemli”
“Aflatoksin, insan ve hayvan sağlığı açısından ciddi riskler oluşturan, küfün sekonder metaboliti olan bir kimyasal bileşiktir. Küf mantarları tarafından üretilen bu toksin, gıdaların özellikle nemli ortamlarda ve uygun olmayan koşullarda muhafazası sonucu görülebilir, hızla da çoğalabilir. Örneğin hasat sonrasında tarımsal ürünler uygun olmayan koşullarda depolandığında aflatoksin miktarı artar ve tüketildiğinde çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Aflatoksin içeren bir gıdanın mutlaka küflenmiş görünmesi de gerekmiyor. Bu nedenle hem üretim hem de muhafaza süreçlerinde hijyen, nem ve sıcaklık kontrolü kesinlikle sağlanmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından kanserojen olarak sınıflandırılan aflatoksinler, uzun süreli ve yüksek dozda alınması durumunda karaciğer hasarı, bağışıklık sistemi zayıflaması ve hatta karaciğer kanseri gibi ciddi hastalıklara neden olabiliyor. Mısır, kırmızı toz biber, yer fıstığı, baharatlar, pirinç, buğday, kuruyemişler, kuru incir, süt ve süt ürünleriyle soya gibi birçok gıda üründe aflatoksin tehlikesi söz konusu olduğundan; üreticinin düzenli analizlerle ürün kalitesini takip etmesi çok önemli.”
“Aflatoksin riskinin yalnızca üretim aşamasıyla sınırlı olmadığını unutmamalıyız” diyen Artık, şöyle devam etti:
“Tüketiciler de gıda güvenliğinde önemli bir rol üstleniyor. Market alışverişinden evdeki saklama koşullarına kadar hijyen ve kalite standartlarına dikkat edilmesi şart. Ambalajı bozulmuş ya da son tüketim tarihi geçmiş ürünlerden kesinlikle uzak durulmalı; özellikle tahıl, kuruyemiş ve baharat gibi ürünler serin ve kuru ortamlarda muhafaza edilmeli. Ayrıca küflenmiş ya da rengi değişmiş gıdaların hiçbir şekilde tüketilmemesi gerekiyor.”
TÜGİS hakkında
Türkiye'nin ilk işveren sendikalarından TÜGİS, aynı zamanda Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) kurucu üyesidir. Üyeleri arasında ülkenin önde gelen gıda üreticilerinin yer aldığı TÜGİS, yarım asrı aşkın süredir Türk gıda sanayiinin gelişmesi ve uluslararası pazarlardaki rekabet gücünün artırılması adına öncü çalışmalara imza atmaktadır. TÜGİS, faaliyetlerine başladığı 1961 yılından bu yana sosyal diyaloğa, çalışma barışına ve gıda sanayiinin gelişimine kesintisiz katkıda bulunan yenilikçi bir sivil toplum örgütüdür.
ADVERTORIAL YAYIN