(İZMİR) - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yapılan saldırıya ilişkin, "Türkiye’nin bunlardan kurtulması lazım. Son seçimde Türkiye’nin birinci partisi olmuş bir partinin Genel Başkanına böyle bir saldırı asla kabul edilemez. Biz bunu önemli bir sorun olarak görüyoruz. Tekrarının olmaması için herkes üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeli" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Tarih Liman Kenti’nin, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nden, kalıcı listesine dahil edilmesine yönelik başvuru sürecinin aşaması ‘UPSTREAM Süreci’ kapsamında İzmir İktisat Kongresi’nde gerçekleştirilen toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Başkan Tugay, DEM Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in cenazesi çıkışında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan saldıraya ilişkin soru üzerine, şunları söyledi:
"Hem üzüldüm hem de endişelendim ama kendisini görünce rahatladım. Morali gayet yerindeydi, fiziksel olarak da hiçbir sorunu yoktu. Konuştuğumuz zaman kendisi de zaten basına açıkladı, şunun üzerinde çok durdu; Sırrı Süreyya Önder’in cenazesinin kaldırıldığı gün Yavuz Top’un evine gittik beraber, değerli sanatçımızın kaybedildiği günün ertesi günü ve taziye ziyareti yapıldığı zaman, yani böyle bir zamanda bu saldırı Sırrı Süreyya Önder’in anısının önüne geçmesin dedi. Ben o asil duruşu nedeniyle kendisine minnet duydum. Diğer taraftan olaya bakınca şu düşünülüyor, birileri bazı kelimeler kullanıyor ve bunlar provokasyona neden oluyor. İnsanları saldırı yapabilecek hale getiriyor. Siyasilerin ve devlet yöneticilerinin bu tür bir dilden uzak durması gerekiyor. Eğer herkes bu şekilde konuşursa bundan etkilenen bazı insanlar benzer eylemler içerisinde her zaman olabilirler. Kamu görevlisine, siyasetçiye saldırmak ülkede yapılabilecek en vahim hatalardan biri. Çünkü güncel sorunları yetkilendirilmiş insanlar çözecek. Herkes birilerinin fiziksel saldırısına maruz kalırsa bu işler yapılamaz. O yüzden korunması gerekiyor. Bizler sadece konuşuyoruz. Siyasilerin konuşmaları saldırı sebebi olmamalı. Kışkırtıcı dilin, ayrıştırıcı dilin terk edilmesi lazım. Bu ülkede farklı görüşlerden insanlar konuşmaya devam edeceğiz. Demokrasi öyle güzel ki farklılıklarımızdan zenginlik çıkaracağız ve en iyiye ulaşacağız. Kişisel çıkarların çatıştığı bir şey değildir siyaset. Siyaset dediğimiz şey ülkenin daha iyi olması için yapılan bir iştir. Bu gerçeklikten kopmamamız gerekiyor. Saldırıyı gerçekleştiren kişiyle ilgili iki ihtimal var; ya birilerinin sözlerinden etkilendi ya da birileri tarafından yönlendirildi. İkincisinin doğru olduğunu düşünmek istemiyoruz. Ama diğer taraftan da bu tür organizasyonların olabileceğini geçmişten de biliyoruz. Türkiye’nin bunlardan kurtulması lazım. Son seçimde Türkiye’nin birinci partisi olmuş bir partinin genel başkanına böyle bir saldırı asla kabul edilemez. Biz bunu önemli bir sorun olarak görüyoruz. Tekrarının olmaması için herkes üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeli. Devletin yöneticileri tutumunu ona göre belirlemeli, kimseye karşı kışkırtıcı dil kullanmamalılar. Diğer siyasi partilere de aynı sorumluluk düşüyor. 'Siyaset yapıyorum' diyen kişi başkasını incitecek söylem içinde olmamalı, ülkenin yararını gözetmeli, yapıcı olmalı."
"İnciraltı meselesi çözüldü diyebilirim"
Başkan Cemil Tugay, geçtiğimiz günlerde Balçova Belediyesi tarafından hazırlanan ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanan İnciraltı planlarına ilişkin de konuştu. Tugay, şu bilgileri verdi:
"O süreçte ilçe belediye başkanımızla beraber arkadaşlarımız planlama açısından, teknik açıdan konuyu takip ettiler, ben de onlardan bilgi aldım. Plan yayınlanmadan önce son halini görmemiştik, biz de imzalandıktan sonra gördük. Ondan sonra arkadaşlarımızdan bir değerlendirme yapmalarını istedim. O alanın tarım alanı olarak kalmasının artık gerçekçi olmadığını başından beri söyledim. Bir planlama ihtiyacı olduğu açıktı ama bunu yaparken korunması gereken alanların korunması, bir yapılaşmaya açılacaksa bunun, o bölgenin doğal yapısını bozmadan yapılması, ayrıca kamusal alanların mümkün olduğunca geniş tutulmasıyla ilgili bir beklentimiz olduğunu söylemiştik. Yeni bir plan yapıldı ve önceki plana göre nüfusun yerleşimi, yol yerleşimleri açısından çok daha iyi plan olmuş. Ancak yapılan incelemede birkaç noktada arkadaşlarımızla birlikte tereddütlerimizi var, bunları görüşme ihtiyacı duyuyoruz. Bunlar için bakanlığa düzeltme talebinde bulunacağız. Mesela Doğal SİT sınırları değiştirilmiş ve daraltılmış, bir kısmı ticari kullanıma açılmış, buna katılmıyoruz. Bunun gibi 1-2 konuyla ilgili itirazımız olacak ama planın geneline olumlu bakıyoruz. Sadece bu değişikliklerin yapılmasını gerekli buluyoruz. Bu konuyu da yapıcı bir tavırla çözebileceğimize inanıyorum. Kamuoyu, büyük ihtimalle İnciraltı meselesi çözüldü diyebilirim."
"Yerel yönetimler rant için hükümetle işbirliği içerisinde ifadelerini kullananları da talihsiz buluyorum"
Meslek odalarının rant söylemlerini değerlendiren Tugay, meslek odalarının bu yöndeki tavırlarını olumlu gördüğünü, odaların şehri korumayı amaçlayan yaklaşımlar içinde olduklarını belirtti. Tugay, şöyle devam etti:
"Türkiye’de rant için yapılan pek çok iş var, İzmir aslında bu rant çalışmalarından uzak kalmış bir şehirdir, onu da CHP’li yerel yönetimlere borçludur diye düşünüyorum. Bu süreçte herhangi bir kişinin ya da grubun rant yoluyla kazanç hedeflediği görüşünde değilim. Konuşmamız gereken şey burası tarım alanı olarak kullanılabilecek bir yer mi yoksa öyle ya da böyle şartlar zorlanarak bir tür kaçak yapılaşmaya maruz kalan bir yer mi? Zamanında alınmamış plan kararları nedeniyle pek çok plansız kaçak alan oluşmuş. O nedenle kaçak yapılaşmanın önünde duracak şekilde mantıklı bir plan çalışması yapmamız lazım. Bu alanda çok yüksek nüfus yoğunluğu yok, yüksek binalar yapılmayacak. Dolayısıyla şehrin içerisinde kalmış bir alan için oranın yeşil dokusunu, doğal yapısını korumayı amaçladığımızı da söyledim. Bu planın yapılmasını hatalı görmüyorum. Meslek odalarımız farklı düşünebilir, haklarıdır. Muhtemelen hukuki itirazları da yapacaklardır. Bizler yerel yöneticiler olarak şehrin problemlerini çözmeliyiz. Gerçeklikten kopamayız. Ben bu kararın bir rant içerdiğini düşünüyorum. ‘Yerel yönetimler rant için hükümetle işbirliği içerisinde’ ifadelerini kullananları da talihsiz buluyorum.”
"Bu adaletsizliklere halk 'dur' diyecek"
Cemil Tugay, Menemen’e yapılacak arsa devrine ilişkin ise "Hükümet buna benzer adaletliksizleri daha önce de yaptı. Menemen sevdiğimiz bir ilçe, hizmet alması hepimizi mutlu eder, ekonomik anlamda rahatlamasını da bizi mutlu eder. Geçenlerde olağan miktarların üzerinde gayrimenkul satıldı ve karşılığında da Menemen’in bir sorunun kalıcı olarak çözüldüğü bir yatırım görmedik. Sadece göz boyayan, göze hoş gelecek işler yaptılar. Bunu eleştirdik, bugün de eleştiriyoruz. Bu adaletsizliklere halk dur diyecek. Menemenlilerin de bu konuda bilinçli olmasını istiyoruz. Birçok arazi satıp, birçok insanı işe alıp, o parayla da göz boyayacak işler yapılması doğru değil. Biz Menemen’in altyapı yatırımlarını yapmaya devam edeceğiz, yanlış ve hukuksuz gördüğümüz her şeye de müdahale edeceğiz" ifadelerini kullandı.