Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda söz alan Yücel Bulut, 2026 yılı bütçesinin zenginliğin ve refahın toplumun tüm kesimlerine adil biçimde paylaşıldığı bir yılın kapısını aralaması temennisinde bulundu. Bulut, konuşmasında emeklilerden sosyal politikalara, terörle mücadeleden bütçe dengelerine kadar geniş bir çerçevede değerlendirmelerde bulundu.


“2026, Emekliler İçin Bir Nefes Yılı Olmalı”

Bulut, bütçe görüşmelerinin sonuna yaklaşılırken özellikle emeklilerin mevcut durumuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Bütçe görüşmelerinin sonuna doğru yaklaşırken 2026 yılı bütçesinin inşallah zenginliğin ve refahın paylaşıldığı bir bütçe olmasını, 2026 yılının zenginliğin ve refahın paylaşıldığı bir yıl olmasını diliyorum. Özellikle emeklilerimizin şu an içinde bulunduğu hâl ve şartlarını düşündüğümüz vakit, 2026 yılında inşallah emeklilerimizin de bu zenginlik ve refahtan en ciddi katkıyı alacakları bir yıl olmasını temenni ediyorum.”

Emeklilerin hak ettiklerinden oldukça uzak şartlarda yaşadığını vurgulayan Bulut, bunun nedenlerine de değindi.


Pandemi, Deprem ve EYT Baskısı

Konuşmasında pandemi ve deprem süreçlerinin bütçe üzerindeki etkilerini hatırlatan Bulut, özellikle EYT düzenlemesinin Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinde yarattığı yükün emeklileri doğrudan etkilediğini söyledi:

“Pandemi süreci, ardından yaşadığımız deprem felaketi ve EYT düzenlemesinin bütçede oluşturduğu baskı nedeniyle bugün emeklilerimiz, hak ettikleri rakamın çok altında bir gelirle geçinmek zorunda kalmaktadır.”

Başka bir gelir kalemi olmayan, yaşı nedeniyle çalışma imkânı bulunmayan emeklilerin durumunun vicdanları yaraladığını belirtti.


“Sıkı Mali Disiplinin İlk Kazanımı Emekliler Olmalı”

Bulut, uygulanan sıkı mali disiplinin yavaş yavaş sonuç vermeye başladığını belirterek, 2026 yılında ekonomik toparlanmanın daha net görüleceğini ifade etti:

“2026 yılında inşallah bu mali disiplinin meyvelerini toplayacağımız, Türkiye ekonomisinin çok daha sağlıklı bir zemine oturacağı bir yıl olacağını görüyoruz. Bu toparlanmanın ilk kazanımının emeklilerimiz üzerinde vücut bulmasını istiyoruz.”


Yalnızlaşan Emekliler Uyarısı

Büyük şehirlerde yalnız yaşayan ve temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan emeklilerin sayısındaki artışa dikkat çeken Bulut, bu durumun Türkiye için yeni bir sosyal risk alanı olduğunu söyledi:

“Büyük şehirlerde yalnız yaşayan, zaman zaman otel odalarında kalmak zorunda kalan emekli sayısının arttığına dair ciddi bir tabloyla karşı karşıyayız. Anadolu’nun köklü gelenekleri buna izin vermezdi ancak büyük şehir hayatına hazırlıksız yakalandık.”

Bu sorunun büyümeden çözülmesi gerektiğini vurgulayan Bulut, huzurevleri dışında alternatif sosyal politikaların da geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.


“Bir Kira, Bir Maaşın İki Katı”

Ekonomik adaletsizliğe çarpıcı örneklerle değinen Bulut, mevcut fiyat dengelerinin emekliler üzerindeki yıkıcı etkisini şöyle anlattı:

“Bugün bir ev kirası emekli maaşının en az iki katı, bir telefon emekli maaşının altı katı, toruna alınacak bir hediyenin bedeli neredeyse maaşın yarısı. Bu tabloyla yüzleşmek zorundayız.”


Terörsüz Türkiye: Güvenlikten Refaha Geçiş

Konuşmasının önemli bir bölümünü “Terörsüz Türkiye” hedefine ayıran Bulut, bu politikanın Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı için tarihî bir eşik olduğunu vurguladı:

“Terörsüz Türkiye, cumhuriyet tarihimizin en önemli siyasi adımlarından biridir. Ancak biz yalnızca terörsüz değil, fakirsiz ve muhtaçsız bir Türkiye de inşa etmek istiyoruz.”


Güvenlik Harcamalarına Dikkat Çekti

Bulut, güvenlik harcamalarının bütçedeki ağırlığını rakamlarla ortaya koyarak, kaynakların refaha yönlendirilmesi gerektiğini ifade etti:

“Millî Savunma Bakanlığı bütçesi 2 trilyon 155 milyar lira, İçişleri Bakanlığı bütçesi 1 trilyon 476 milyar lira. Güvenlik bürokrasisine ayrılan pay toplam bütçenin yaklaşık yüzde 20’sine denk geliyor. Bugüne kadar terörle mücadele için 2 trilyon dolardan fazla harcama yaptık.”


“Hiçbir Baba Çocuğuna Mahcup Olmamalı”

Toplumsal birlik vurgusu yapan Bulut, refahın eşit paylaşımının altını çizdi:

“Çocuğunun ihtiyacını karşılayamayan bir annenin mahcubiyeti Kürt anne için de aynıdır, Türk anne için de. Hiçbir babanın, çocuğunun karşısında mahcup olmadığı bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız.”


“Elli Yıllık Parantezi Hep Birlikte Kapatalım”

Konuşmasının sonunda TBMM’ye çağrıda bulunan Bulut, terörsüz Türkiye sürecinin sabote edilmemesi gerektiğini belirtti:

“Türk-Kürt kardeşliğinde açılmak istenen elli yıllık parantezi kapatıp, bin yıllık birlikteliğimizi geleceğe taşımak zorundayız. Kaynaklarımızı güvenlik kaygılarından refaha, sosyal adalete ve dayanışmaya yönlendirecek demokratik bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmeliyiz.”

Kaynak: Haber Merkezi