(İZMİR) - İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK Genel-İş Sendikası ile yürütülen toplu sözleşmede uzlaşmaya varılamaması nedeniyle başlayan grevde 4. güne girildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası’nın önünde bir araya gelen işçiler adına açıklama yapan DİSK/Genel-İş İzmir 9 No’lu Şube Başkanı Sedat Kenar, belediye yetkililerine çağrıda bulunarak, “Bu grev belediye bürokratlarının ve bizlerin atacağı adımlar ile sonlanacakken biz adımlarımızı fazlasıyla attığımıza inanıyoruz sizlerin de olumlu adımlar atmasını istiyoruz" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştirakleri İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de altı aydır yürütülen toplu iş sözleşmesinde uzlaşı sağlanamaması nedeniyle başlayan grev, dördüncü gününe girdi.

Yaklaşık 23 bin işçinin iş bıraktığı grev süresince, Genel-İş İzmir 1,2,3 ve 9 Nolu Şube ile belediye yetkilileri arasında yapılan toplantılarda da uzlaşı sağlanmazken işçiler bugün Kültürpark’ta bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası’nın önünde bir araya geldi.

Gül: "Belediyemizi yıpratmak gibi bir derdimiz yok"

Grev alanında işçilere seslenen DİSK/Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın açıklamalarına yanıt vererek, şunları söyledi:

"Her dakika başka bir linç girişimi ile karşı karşıya kalıyoruz. Biz uzlaşı isterken, 'masayı dağıtmayalım' derken bizi masadan uzaklaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bizi halk ile karşı karşıya bırakıyorlar. Biliyoruz ki yarınlarda can güvenliğimiz kalmayacak. Bakkala gidiyoruz, bakkalcı maaşımızı tartışıyor, çorba içmeye gidiyoruz çorbacı tartışıyor. Kamuoyuna bizim maaşımızı soracakmış. Oylama yapacakmış, vatandaşın vicdanına bırakacakmış. Biz varız! Bürokratların maaşını da koy. Biz rakamlarımızı açıklarken net bankamatiğimizi açıklıyoruz, onlar brütleri açıklıyor. Bir çıktık, greve çıkmamak için çok direndik. Hakkım varsa greve çıkmayın diye siyaset yapanlar oldu. Görüşme sonrası peş peş açıklama yapılıyor. Bizim belediyemizi yıpratmak gibi bir derdimiz yok. İstanbul’daki duruma işaret ediliyor. Biz, herkesten önce il binasına çağrı yapan örgütüz. Biz bir yandan demokrasi mücadelesini vereceğiz. Bu ülkedeki haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı geri adım atmayacağız. Ama kimse de bizden şu anda taleplerimizde geri adım armamızı beklemesinler. Bazı kalemden vazgeçilmemiz isteniyor. İkramiyemiz, gıda kartımız gibi birçok kalemden vazgeçsinler deniliyor. Bilmiyorlar, biz bu maddeleri kazanırken hangi bedelleri ödedik bilmiyorlar. Bu maddeleri veremeyeceğimizi de bilsinler. Yorulmak, yılmak yok. Bu sokaklar bizim. Eğer yarınlarda bir sonuç alınamazsa haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz."

Kenar: "Mücadelemizi bizi bu hale getiren düzene karşı vermek zorundayız"

İşçiler adına basın açıklamasını okuyan DİSK/Genel-İş İzmir 9 No’lu Şube Başkanı Sedat Kenar, mevcut ekonomik sorunlara işaret ederek, "Güvenceli çalışma bir lütuf değil, insan onuruna yaraşır bir yaşamın temel hakkıdır. Ancak bugün Türkiye’de hiçbir işçinin geleceği güvende değil. Hayatın tüm yükü sırtımıza yüklenmişken mücadelemizi birbirimize değil, bizi bu hale getiren düzene karşı vermek zorundayız. Bugün hedefte belediye işçileri var. ‘Çalışmıyorlar’, ‘Fazlalar’ deniyor. Gerçek ise sabahın ilk ışıklarında başlayıp gecenin geç saatlerine kadar İzmir halkına hizmet eden ESHOT şoförlerinde, yolları süpüren işçide, yaşlılara bakan sağlık emekçisinde, çocuklara sarılan öğretmendedir. Bizler, pandemide, depremlerde, yangınlarda bir an bile tereddüt etmeden halkın yanında olan, İzmir’in emekçileriyiz” dedi.

“Bu bir ücret meselesi değil; bu, emeğin onur mücadelesidir”

Başkan Tugay’ın sendikanın maaş taleplerini İzmir halkına sunma teklifine de yanıt veren Kenar, şu ifadeleri kullandı:

"Ancak bugün emeğimiz değersizleştiriliyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve yönetimi, maaşlarımızı tartışma konusu haline getiriyor. Bizi hedef gösteriyor, emekçiyi halkla karşı karşıya getirmeye çalışıyor. ‘Dolarla maaş arttı’ diyerek gerçek yoksulluğu örtbas etmeye çalışanlara sesleniyoruz: 2019’da 761 dolar maaş alan işçi geçinebiliyordu. 2025’te 1.406 dolar kazanan işçi, ev kirasını bile ödeyemiyor. Çünkü gıda, kira, ulaşım ve temel ihtiyaçlar dolar bazında da katlandı! Kağıt üstündeki artışlar soframıza yansımadı. Biz bu grevi sadece daha fazla ücret almak için değil, biz adalet istiyoruz, biz eşitlik istiyoruz, biz bu haksızlığın artık son bulmasını istiyoruz. Bu bir ücret meselesi değil; bu, emeğin onur mücadelesidir. Çağrımızdır: Bizi almadığımız para ile İzmir halkının önüne atmaktan vazgeçin. Biz emekçiler 80 bin veya 100 bin lira istemiyoruz. Aynı işyerinde çalıştığımız ve aynı işi yaptığımız mesai arkadaşlarımız ile aynı ücreti almak istiyoruz."

"Bu hakları kimse bize lütuf olarak sunmadı"

Tugay’ın yan ücretler çıkarılarak net 65 bin liradan başlayarak 80 bin liraya ulaşan maaş ödeme teklifine de değinen Kenar, şunları söyledi:

"Biz toplu sözleşmedeki haklarımızı yıllardır vermiş olduğumuz mücadele sonucunda kazandık. Bu hakları kimse bize lütuf olarak sunmadı kimsede bir söylemle geri alacağını düşünmesin. Biz hem haklarımızı korumak hem de insanca yaşanacak için bir ücret talep ediyoruz. Çünkü biz emekçiler kiramızı,faturalarımızı ve kredilerimizi ödemekte zorlanırken, çocuklarımıza harçlık veremiyor olmamız bizleri fazlasıyla derinden yaralıyor. Gelin bu toplu sözleşme masasını gerçekler üzerinden kurun ve bu kaos artık bir son bulsun. Bu grevin ne belediyemize ne bizlere nede İzmir halkına faydası yok. Bu grev belediye bürokratlarının ve bizlerin atacağı adımlar ile sonlanacakken biz adımlarımızı fazlasıyla attığımıza inanıyoruz sizlerin de olumlu adımlar atmasını istiyoruz. Biz buradayız."

Kaynak: ANKA