İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin, “Terörsüz Türkiye Süreci”ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şahin, sürecin Türkiye’nin ortak geleceğini kapsayan bir çerçevede yürütülmesi gerektiğini belirterek, “Bu süreç terörün değil, demokratik siyasetin güçleneceği bir dönemi ifade etmelidir.” dedi.

“SÜRECİN TEMEL AMACI PKK’NIN TAM TASFİYESİ VE BARIŞÇI GELECEK İNŞASIDIR”

İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin, “Terörsüz Türkiye Süreci” ve güncel gündem başlıklarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, sürecin Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek stratejik bir adım olduğunu vurguladı.

“Terörün değil, demokratik siyasetin hakim olduğu bir Türkiye…

Terörsüz Türkiye Süreci; siyasetin rekabeti psikolojisi içinde değil, Türkiye’nin geleceğini kapsayan ortak çıkarlarımız çerçevesinde değerlendirilmelidir.

Bu sürecin temel amacı; PKK terör örgütünün tüm uzantılarıyla beraber tasfiye edilmesi, barış ve kardeşlik temelinde ortak bir gelecek tasavvuru inşa edilmesi ve bin yıllık kardeşliğimizin ilelebet yaşatılmasıdır.

Süreçte örgütün kongresini toplayarak kendisini feshettiğini açıklaması önemli bir gelişmedir. Bu fesih kararının Suriye’nin kuzeyini de kapsaması elzemdir. Zira Türkiye, sınırlarımızda milli güvenliğimizi tehdit edecek hiçbir oluşuma müsaade etmeyecektir.”

“TBMM KOMİSYONU MİLLİ BİRLİĞİ PEKİŞTİRECEK RAPORUNU TAMAMLAMALI”

“Sürecin idari ve hukuki çerçevesini oluşturmak için TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bugüne kadar önemli bir vazife görmüştür. Komisyon artık çalışmalarını tamamlamalı, raporunu hazırlamalı, milli birlik ve kardeşliğimizi tahkim edecek hukuki, kurumsal ve toplumsal düzenlemelere öncülük etmelidir.

Elbette sürecin kırılgan noktaları vardır. Bu konular hassas bir şekilde yönetilmelidir.”

“HER VATANDAŞIMIZIN ANADİLİ KUTSALDIR”

“En önemli konulardan birisi anadil konusudur.
Bütün vatandaşlarımızın anadili, kimliğinin ve kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Her vatandaşımızın anadili kutsaldır. Anadilin öğrenilmesi, öğretilmesi ve yaşatılması için devlet gerekli hukuki sorumlulukları yerine getirmelidir.
Bununla birlikte Türkçenin tarihsel sürekliliğimizin ve kurumsal kimliğimizin taşıyıcısı olduğu unutulmamalıdır. Türkçenin devletin tek resmi dili olması tartışma konusu yapılmamalıdır.”

“VATANDAŞLIK TANIMI ORTAK AİDİYET ÜZERİNE İNŞA EDİLMELİ”

“Bir diğer önemli konu da vatandaşlık tanımıdır.
Anayasamızda bulunan vatandaşlık tanımı hukuki bir tanımdır. Bu tanım; etnik, biyolojik ve kültürel farklılıkları içermez.
Dolayısıyla burada kastedilen, bir ırkın değil, ortak bir vatandaşlık bilincinin ve anayasal aidiyetin ifadesidir.
Bu yönüyle ‘ortak aidiyet’ anlayışına dayalı vatandaşlık tanımı, toplumsal barışımızın en sağlam teminatı olarak kalmalıdır.”

“ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİN MÜCADELESİNE GÖLGE DÜŞÜRÜLMEMELİ”

“Süreç yönetiminde şehit ve gazilerimizin bu toprakların bağımsızlığı için yaptıkları fedakarlık asla unutulmamalıdır.
Şehit ve gazilerimizin manevi ruhlarının incitilmemesi, onların mücadelesine gölge düşürecek söylem ve davranışlardan kaçınılması devletimizin temel hassasiyeti olmaya devam etmelidir.”

“TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİNİ MEŞRULAŞTIRACAK EYLEMLERE MÜSAADE EDİLMEMELİ”

“Son olarak da; bu süreçte terör örgütü liderini meşrulaştıracak hiçbir eyleme müsaade edilmemelidir.
Türkiye’nin bu tarihi eşikte atacağı demokratik adımlar hayatidir.
Bu adımlar sadece bu konuda değil, çözüm bekleyen bütün kitlesel mağduriyetler için de atılmalı, devlet adalet temelinde her alanda vatandaşıyla kucaklaşmalıdır.”

Kaynak: Haber Merkezi