(İSTANBUL) - İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Yönetim Kurulu'ndan aile hekimliği ödemelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin yapılan açıklamada, "İş bırakma eylemleri ile 'hem hukuki olarak' sıkıntılı olan hem de uygulandığı takdirde ciddi gelir kaybına yol açacak olan 'gelmeyen hastaların katsayı kesintisi' işlemi bugüne kadar uygulanmadı. Bakanlığımıza açık çağrımızdır. Bu haksız maddenin geri çekilmesi ya da yukarıda bahsettiğimiz daha kaliteli bir sağlık hizmeti için vatandaşa da sorumluluk verecek bir sistemin gelmesi elzemdir" ifadesi kullanıldı.
İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Yönetim Kurulu, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde Kasım 2024’te yapılan değişikliklerle getirilen teşvik bazlı ödeme sistemine yönelik eleştirilerini yineleyerek, gelmeyen hastalardan dolayı yapılması planlanan ödeme kesintilerine karşı tüm hukuki yolların kullanılacağını duyurdu. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bilindiği üzere Kasım 2024’te yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle Aile Hekimliği hak ediş ve ödeme sisteminde köklü değişikliğe gidildi.
Burada Sağlık Bakanlığı’nın tabiriyle 'nüfus bazlı sistemden teşvik bazlı ödeme sistemine' geçiş yapıldı. Yönetmelik değişikliğinin ilk hali bir faciaydı. Hastalara hiçbir sorumluluk verilmeyen bu sistemde, aile sağlığı merkezine 6 ay 'gelmeyen' hastaların ödeme katsayısının azaltılacağı ve hatta gelmeyen bu hastaların da dahil olduğu hedef tarama oranlarıyla 'çok para kazanacağımız' söylemiyle yeni sistemin reklamı yapıldı.
Mevcut şartlarda bu kadar yoğun poliklinik hizmetleri arasında (RPT ilaç yazımları, sürücü raporları, spor lisansı raporları, av tüfeği raporları, akli meleke raporları vs.) 'koruyucu sağlık hizmetlerini yürütmeye çalışan' hekimlere, 'gelmeyen' hastaların ÖDEMEME yükünü de yüklemeye çalıştılar. Ve hekimler bu haksız yönetmeliğe karşı çıkarak hizmet sektörünün görmüş görebileceği en büyük iş bırakmaları (13 gün) başarıyla gerçekleştirdiler. Ve aynı zamanda derneğimiz olarak anayasaya aykırılık içeren tüm maddeleri dava ettik.
İş bırakma eylemleri ile 'hem hukuki olarak' sıkıntılı olan hem de uygulandığı takdirde ciddi gelir kaybına yol açacak olan 'gelmeyen hastaların katsayı kesintisi' işlemi bugüne kadar uygulanmadı.
"Kaliteli bir sağlık hizmeti olsun çabasındayız"
Biz aile hekimleri olarak kronik hastalık izlemeyelim demiyoruz. Yapılan değişikliklerle 'hastaya sorumluluk verilen', 'hastaya yeterli zamanın ayrılması için gereken sürenin hekime verildiği', 'hekim başına düşen nüfusun azaltıldığı', 'aile hekimliklerinin birinci basamağa yakışır binalara taşındığı' kaliteli bir sağlık hizmeti olsun çabasındayız.
Şimdi buradan hem sahadaki meslektaşlarımıza hem de Bakanlığımıza sesleniyoruz. Bizler sürecin takibini bırakmadık ve bırakmayı düşünmüyoruz. Ülkedeki tüm hukuki yolları kullandık, sonuçlarını bekliyoruz ve hukukun başvurulabildiği son noktaya kadar götüreceğimizin bilinmesini istiyoruz. Ve son günlerde meslektaşlarımızdan 'yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay geçtiği artık bu kesintinin uygulamaya konulacağı' yönünde sorular ve çekinceler alıyoruz.
"Uzman arkadaşlarımızın oluşturduğu komisyon ile sürecin peşindeyiz"
Bilinmesini isteriz ki, bu kadar emek eden, ülkenin tüm sağlık yükünü sırtına almış aile hekimlerimiz hiç merak etmesin. Hem hukuki olarak hazırız hem de elimizde bordrolarımızla ve bu konuda uzman arkadaşlarımızın oluşturduğu komisyon ile sürecin peşindeyiz. Tarafımıza başvurmayan kişilerden dolayı ücret kesintisi yapıldığı takdirde açılacak davalarda davaların lehimize sonuçlanacağı çok yüksek olasılıktadır.
Mevcut uygulanan yönetmelikte gebelik izlemlerinin kişinin bize başvurmaması sonucu izlemin yapılamaması ve bundan dolayı kesilen ücretlerin iadesi için açılan davaların lehimize sonuçlandığını bakanlık da çok iyi bilmektedir. Bu kararların gerekçeleri de kendisine başvurmayan hastadan dolayı sorumlu olunamayacağı ve ücret kesintisi yapılamayacağı yönündedir. Bu kesinti sonucu oluşacak davalar halihazırda yoğun iş yükü altında kalmış mahkemelerimize ek iş yükü getirecek ve bakanlık bu davalar sonucu milyonlarca lira ödeme yapmak zorunda kalacaktır. Oluşacak bu kamu zararının sorumlusu bu mevzuatı yazıp onaylayanlar olacaktır.
Bakanlığımıza açık çağrımızdır. Bu haksız maddenin geri çekilmesi ya da yukarıda bahsettiğimiz daha kaliteli bir sağlık hizmeti için vatandaşa da sorumluluk verecek bir sistemin gelmesi elzemdir. Kamuoyuna, üyelerimize ve Sağlık Bakanlığı’na duyurumuzdur."