Evinin bir köşesini plastik, cam, karton ve atık yağlar için ayrı ayrı kutulara ayıran Küçük, bu sayede hem doğaya hem de geri dönüşüm sistemine bireysel katkı sunuyor.

Küçük, bu alışkanlığın yalnızca bir çevre hareketi değil, aynı zamanda bir sorumluluk olduğunu vurguluyor. “Çöpe attığımız şeylerin aslında birer kaynak olduğunu fark ettikten sonra, evdeki sistemimi kurmak çok doğal geldi,” diyor. Plastik şişelerden süt kutularına, kullanılmış yağlardan cam kavanozlara kadar her şeyi dikkatlice ayırıyor ve topluyor. Bu atıkları ise düzenli olarak en yakın geri dönüşüm noktalarına ulaştırıyor.

GERİ DÖNÜŞÜM BİR GÜNLÜK GÖREV DEĞİL, YAŞAM BİÇİMİ

Küçük’ün çevreye olan duyarlılığı, sadece anlık bir motivasyonla sınırlı değil. Bu yaklaşımı bir yaşam biçimi haline getirmiş durumda. Evinin düzeni, alışveriş alışkanlıkları, hatta ambalaj tercihleri bile bu bilinç doğrultusunda şekilleniyor. “Marketten ürün alırken artık ambalajına bakıyorum. Geri dönüştürülebilir mi, değil mi diye düşünüyorum,” diyor.

“ÇOCUKLARIMA DA BU BİLİNCİ AŞILIYORUM”

Geri dönüşüm alışkanlığını evinde sadece kendisi değil, ailesiyle birlikte sürdürüyor. Özellikle çocuklarının da bu sürece dahil olmasından mutlu. “Çocuklarım artık hangi atığın nereye atılması gerektiğini benden daha iyi biliyor. Onlar için bu bir görev değil, günlük hayatın doğal bir parçası,” diyor gülümseyerek.

HERKESİN YAPABİLECEĞİ BİR ŞEY VAR

Cemile Küçük’ün attığı bu küçük ama etkili adımlar, bireysel çabanın ne kadar anlamlı olabileceğini gösteriyor. Her gün binlerce ton atığın çevreye zarar verdiği düşünüldüğünde, evinden başlayan bu duyarlılığın toplumda daha çok kişiye ilham vermesi umut ediliyor.

Küçük, “Herkes elinden geleni yapsa doğa zaten kendini toparlayacak. Başlamak için büyük şeylere gerek yok, bir çöp kutusu ve biraz dikkat yeter,” diyerek sözlerini noktalıyor.

Muhabir: Filiz Şan