(VAN) - CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 2016 yılından bu yana Van'ın seçilen belediye başkanları tarafından yönetilmediğini ve kayyum atandığını belirterek, "Bu doğrudan doğruya halkın iadesinin gasbıdır ve sivil bir darbedir. Biz kayyum atanmasını da halkın iradesine darbe olarak ifade ettik. Eğer Türkiye'de gerçek anlamda bir demokrasi inşa edilecekse, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 15 Temmuz darbesini fırsat bilerek icat ettiği, daha önce hiç uygulanmayan, kayyum rejimine son verilmesi lazım" dedi.
Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması ve erken seçim talebiyle başlatılan "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin beşincisi Van Kent Meydanı'nda yapılıyor.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, miting öncesi ANKA Haber Ajansı'na yaptığı değerlendirmede, İmamoğlu'nun Van'a özel bir ilgisi olduğunu belirterek, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in de Vanlı olduğunu hatırlattı. İkisinin de şu an da tutuklu olduğunu kaydeden Tanrıkulu, "Dolayısıyla hem Ekem İmamoğlu'nun hem Ahmet Özer'in hem de diğer belediye başkanlarımızın, meclis üyelerimizin, dostlarımızın neden hapiste olduğu konusunda önemli mesajlar verecek genel başkanımız. Öyle tahmin ediyorum ki Vanlılar da bizim, CHP'nin daha önce gösterdiği dayanışmaya bugün dayanışmayla vefayla karşılık verecekler" dedi. Tanrıkulu, şunları söyledi:
"Türkiye'nin Kürt meselesiyle ilgili önemli bir süreçten de geçiyoruz. Çatışmanın, silahın, şiddetin, terörünün sonlanabilme ihtimali olduğu günlerdeyiz. Onunla ilgili olarak da Genel Başkanımız öyle tahmin ediyorum ki, bugün partimizin görüşlerini daha açık bir şekilde burada ifade edecek.
Vanlılar, 8 yıldır Büyükşehir Belediyesi olarak kendi seçtikleri belediye başkanları tarafından idare edilmiyor. 2016'dan bu yana, seçilen belediye başkanları yerine kayyum atandı. Bu doğrudan doğruya halkın iadesinin gaspıdır ve sivil bir darbedir. Biz kayyum atanmasını da halkın iradesine darbe olarak ifade ettik. Bu Van'da gerçekten de büyük tepkiye neden olan bir durum sonuç itibarıyla ve geçmiş dönemde kayyumların burada yaptıkları sonuçta halkın hafızasına da yer etmiş durumda. Özellikle kentin değrlerinin talan edilmesi noktasında önceki gün arkadaşlarımızla beraber birçok şikayete de tanıklık ettik.
Eğer Türkiye'de gerçek anlamda bir demokrasi inşa edilecekse, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 15 Temmuz darbesini fırsat bilerek icat ettiği, daha önce hiç uygulanmayan, kayyum rejimine son verilmesi lazım. Çünkü biz de biliyoruz ki 31 Mart'tan hemen sonra, 1 Nisan'da seçimleri iptal etmek yerine başka bir adayı, AK Partili adayı atama girişimleri oldu. Burada büyük bir dayanışmayla, siyasi partilerin ortaklaşmasıyla sonuçta hükümet geri adım atmak zorunda kaldı ama daha sonra kayyum atandı. Bu rejime son verilecekse, gerçek anlamda demokrasi inşa edilecekse kayyum idaresine de son verilmesi lazım."