Haber - Analiz: Zülfikar Doğan
(ANKARA) - Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin (KDV, ÖTV, ATV, ÖİV, ŞOV) payını azaltacaklarını, dolaysız vergi (Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi, Veraset ve İntikal Vergisi vb.) tahsilatını artırarak vergi gelirlerini yükselteceklerini gündeme getirmesi üzerine Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) denetim seferberliği başlatarak teyakkuza geçti.
GİB’in 7 Nisan’da yayınlanan 2024 yılı Faaliyet Raporu’nda yer alan verilere göre, bu yılbaşı itibarıyla 580’i merkezde 40 bin 085’i taşra örgütünde olmak üzere GİB’in toplam 40 bin 665 personeli bulunuyor. Vergi dairelerinde çalışan memurlar, saha denetimi yapan vergi denetim elemanları ve vergi kontrolörlerinin toplam sayısı dikkate alındığında ülke çapında yoğun ve yaygın vergi denetimi için yeterli personel olmadığı açık şekilde görülüyor.
Bakan Şimşek’in Organize Sanayi Bölgeleri, şehirler arası yollarda polislerle birlikte görevlendirilecek vergi elemanlarının denetimleriyle vergi gelirlerini artırma formülü, bütçe açığındaki olağanüstü yükseliş ve hazinenin daha yüksek faizle daha yüklü tutarlarda borçlanma ihtiyacının artmasının yarattığı ''kaynak yetersizliğine'' bağlanıyor.
Ocak-Mart döneminde 702 milyar TL’ye dayanan üç aylık bütçe açığının, 15 Mayıs’ta açıklanacak nisan ayı merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri verileriyle 1 trilyon TL’ye yaklaşması öngörülüyor. 2025 bütçesinde yılsonu için 1,9 trilyon TL tutarında hedeflenen bütçe açığının yaklaşık yüzde 50’sinin 4 ayda gerçekleşmesi durumunda yılsonu hedefinin ciddi ölçüde sapmaya uğraması, ek bütçe ihtiyacının gündeme gelmesi, hazinenin borçlanma ihtiyacının olağanüstü düzeyde artması kaçınılmaz görünüyor.
Faizler artınca Hazine'nin borçlanma maliyeti de yükseldi
19 Mart siyasi operasyonları ardından Merkez Bankası ve Bankaların uyguladıkları politika faizi, mevduat ve ticari kredi faizlerinde ortaya çıkan yüksek oranlı artışlar, hazinenin iç borçlanma ihalelerindeki faiz maliyetini de 7-8 puan birden artırdı. Bu da kamunun toplam borç stoku içersinde faiz ödemelerinin ana para ödemeleri aleyhine yükselmesine neden oldu. Her 100 TL’lik iç borç geri ödemesi için 130-140 TL arasında yeni borçlanmaya gitmek mecburiyetiyle karşı karşıya kalan hazinenin kaynak ihtiyacını kısmen de olsa karşılamak için vergi denetimi seferberliği, vergi cezaları tahsilatına hız verilmesi yoluna gidiliyor.
Dolaylı vergilerin payı nasıl azalacak?
Bakan Şimşek, toplam vergi gelirleri içinde KDV, ÖTV, Şan Oyunları Vergisi (ŞOV), Özel İletişim Vergisi (ÖİV), Akaryakıt Tüketim Vergisi (ATV) gibi gelirine bakılmaksızın herkesten eşit oranda kesilen dolaylı vergilerin payını azaltacaklarını açıklamasına karşılık dolaylı vergi oranlarında bir indirim gündemde yok. Buna karşılık gelir ve kurumlar vergisi gibi kâr, kazanç, gelir, servetten alınan doğrudan vergilerin payının artırılmasında ise çözümün vergi denetimleriyle yapılacak incelemelerde kesilecek cezalarla sağlanacağı anlaşılıyor. Denetimlerde matrah uyuşmazlıkları, beyan eksikleri vb. nedenlerle vergi cezası kesilmesi, cezalara gecikme faizi uygulanması gibi yöntemlerle ek gelirler sağlanması söz konusu.
GİB Faaliyet Raporu’na göre 2024 yılında KDV ve ÖTV'nin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 51,71 oldu. Diğer dolaylı vergilerle birlikte bu pay yüzde 65,90’a ulaşırken, dolaysız vergilerin payı yüzde 34,10 oranında gerçekleşti. Son 10 yılda ise toplam vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payı ortalama yüzde 66,05, doğrudan vergilerin payı yüzde 33,95 oldu. En zenginden en yoksula, işsizden emekliye varana kadar herkesin gelirine bakılmaksızın yaptığı her kuruş harcamada ödediği dolaylı vergiler, yüksek kazanç ve servet sahipleriyle aynı oranda olurken, gelir ve servet kazancı elde edenlerin bu varlıklar üzerinden ödediği doğrudan vergilerin payı, dolaylı vergilerin yarısı düzeyinde. Gelir dağılımı eşitsizliğin derinleşmesinde ve kitlesel yoksullaşmada en büyük etkenlerin başında gelen dolaylı-doğrudan vergi makasındaki olağanüstü büyüme dar gelirlilerin kısıtlı kazançlarından daha fazla vergi ödemesine zemin yaratıyor.
2025’te iktidarın bir avuç kesimden almaktan vazgeçtiği, sıfırladığı vergi geliri 3 trilyon TL!
Bakan Şimşek’in bu oransal tabloyu değiştirme söylemine karşılık, dolaylı vergi oranlarında indirimden söz etmemesi, yapılacak uygulamaların somut gerçekliğe dayanmadığı, günü kurtarma ve kamuoyunda oluşan tepkileri söndürme amaçlı olduğunu gösteriyor. Sadece 2025 bütçesinde ‘vergi ödemeleri’ kaleminde devletin vazgeçtiği, istisna ve muafiyet sağladığı, vergiyi sıfırladığı mükelleflere sağlanan ayrıcalığın 3 trilyon 5 milyar TL olması da, iktidar ve ekonomi yönetiminin vergi gelirlerini artırma, kayıt dışılığı azaltma söylemlerinde samimi olmadığının göstergesi.