(TBMM) - CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, "PKK, binlerce insanın canına mâl olan kanlı terör tarihinin faturasını Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine kesmeye kalkıyor. Bunun tek anlamı var; Lozan'a karşıysanız Sevr'i, Cumhuriyete karşıysanız bölünmeyi savunursunuz. Lozan’ı ve Cumhuriyetimizi hedef alan söz konusu bildirinin muhatabı olan Erdoğan ve Bahçeli’den ise tek cümle itiraz gelmediğini görüyoruz. Devleti temsil edenler, bu devletin temel unsurlarına saldırılırken sessizliğe gömülüyorlar" dedi.
CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, PKK'nın silah bıraktığını açıkladığı metinde yapılan Lozan Antlaşması vurgusuna tepki gösterdi. Öztürkmen, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Terör örgütü PKK fesih kongresinin ardından yayınladığı bildiride, silah bırakmanın ardından başka bir siyasi aşamaya geçeceğini ilan ediyor. Bunu da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tapusu olan Lozan Antlaşması'nı ve Atatürk önderliğinde hazırlanan 1924 Anayasası'nı açıktan hedef alarak gösteriyor. Lozan ve 1924 öncesine dönüş mesajı veriyor. Terör örgütü, model olarak neden 1921 Anayasası'na işaret ediyor? Çünkü Cumhuriyet'ten önce, savaş koşullarında hazırlanan 1921 Anayasasında 'Türk milleti' kavramı yok, laiklik yok, ulus devlet yok. Ancak hilafet var, saltanat var ve çok kimlikli bir toplum var. PKK, binlerce insanın canına mâl olan kanlı terör tarihinin faturasını Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine kesmeye kalkıyor. Bunun tek anlamı var; Lozan'a karşıysanız Sevr'i, Cumhuriyete karşıysanız bölünmeyi savunursunuz. Lozan’ı ve Cumhuriyetimizi hedef alan söz konusu bildirinin muhatabı olan Erdoğan ve Bahçeli’den ise tek cümle itiraz gelmediğini görüyoruz. Devleti temsil edenler, bu devletin temel unsurlarına saldırılırken sessizliğe gömülüyorlar.
"PKK'nın fesih bildirisindeki 1921 vurgusuyla aynı"
Diğer yandan süreçle ilgili çok önemli bir ayrıntı daha var. PKK ve Öcalan ile yürütülen süreç üç beş aylık bir takvim değil. Sürecin AKP-MHP-DEM Parti ve PKK dörtgeninde bir yıldan fazla bir arka plana sahip olduğu ve pazarlıkların yaşandığı anlaşılıyor. Özellikle yeni anayasa konusunda. Çünkü terör örgütü PKK'nın fesih bildirisindeki 1921 vurgusunun ilk sahibi TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tur. Kurtulmuş, geçen yıl 2 Nisan 2024 tarihinde, yeni Anayasa mesajları vermiş ve hemen ardından uzlaşı aramak için siyasi partilere yeni anayasa turları başlatmıştı. Tabii bu adımları kendi namına değil Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla atmıştı. Kurtulmuş o gün, '1921 Anayasası'nda olduğu gibi katılımcı, güçlü bir anayasa yapma imkânı bu Meclis'te vardır. Bu bir fantezi değildir, Türkiye'nin demokratik standartlarının yükseltilmesi için bir zorunluluktur' diyerek yeni anayasa sürecinin şifresinin 1921 olduğunu ilan etmişti. Yani dün PKK'nın fesih bildirisindeki 1921 vurgusuyla aynı. Kurtulmuş’un 1921 mesajlarının PKK fesih bildirgesinde de özellikle vurgulanması tesadüf olmasa gerek.
Bugün Türkiye’de 85 milyonu mağdur eden, özgürlüğüne kast eden tek odak vardır; o da emperyalizmin güdümündeki Saray rejimidir. 'Barış' ve 'terörsüz Türkiye' söylemleri Erdoğan’ın yeni anayasa ve ömür boyu Cumhurbaşkanlığı planlarına maske yapılamaz. Bu manzara karşısında bırakın sizle yeni Anayasa yapmayı, kanarya severler derneğine tüzük bile yazılmaz. Cumhuriyet Devrimimize ve Lozan'a el uzatılamaz, pazarlık konusu yapılamaz."