Haber: OKTAY YILDIRIM - Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT

(İSTANBUL)- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul'daki tüm belediye başkanlarının davet edildiği Deprem Dönüşümü Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Kurum, "Yapmış olduğumuz çalışmalarla, bugün İstanbul’umuzun yüzde 60’ı güvenli hale gelmiş durumdadır. Ancak halen acilen dönüşmesi gereken 600 bin konutun olduğunu da hepimiz çok iyi biliyoruz" dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul'daki tüm belediye başkanlarının davet edildiği Deprem Dönüşümü Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu.  İstanbul Valiliği’nde gerçekleşen toplantıda İstanbul'un yüzde 60'ının güvenli hale geldiğini belirten Kurum, şunları söyledi:

“İstanbul güvenli bir şekilde güçlenirse Türkiye güçlenir”

“İstanbul, Türkiye’nin kalbidir. Nüfusu, ekonomik büyüklüğü ve tarihsel derinliğiyle ülkemiz için eşsiz bir değere sahiptir. Bu şehrin geleceğiyle Türkiye’nin geleceği doğru orantılıdır. Bu sebeple; İstanbul güvenli bir şekilde güçlenirse Türkiye güçlenir; Allah korusun, aksi bir durumda Türkiye geri dönüşü olmayan bir zarar görür. Son yıllarda yaşadığımız afetler ve özellikle de İstanbul’umuzda hissedilen depremler; deprem dönüşüm seferberliğimizin kıymetini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ben tam da bu noktada, asrın felaketi sonrasında 11 ilimizde yaptığımız çalışmaları, İstanbul’un nitelikli dönüşümüne örnek olması bakımından çok önemsiyorum. Bildiğiniz gibi 6 Şubat 2023’te, tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Depremin ilk dakikaları itibarıyla; devlet-millet el ele vererek, tam bir dayanışma içerisinde yaralarımızı sardık, sarmaya da devam ediyoruz.

“İstanbul’umuzun yüzde 60’ı güvenli hale gelmiş durumda”

Devletimizin gücü ve kararlılığı, milletimizin güveni ve desteğiyle, 2 yılda adeta yeniden bir ülke inşa ederek tam 201 bin konutun teslimini 2 yıl geçmeden bitirdik, vatandaşlarımızla teslim ettik. Şu anda teslim edeceğimiz tüm konutların yapımına başlamış bulunuyoruz. Toplamda 453 bin ev ve iş yerimizi yıl sonuna yetiştirmek için alın teri döküyoruz. Bölgedeki çalışmalarımızı hızlıca tamamlayarak, devletimizin deprem bölgesindeki o gücünü ve tecrübesini inşallah en süratli şekilde İstanbul’umuza, İstanbul’umuzun 39 ilçesine aktaracağız. Türkiye; yüzlerce yıldır yerin altında sessizce bekleyen deprem gerçeğiyle birlikte yaşamaktadır. Çünkü bu vatanın coğrafi büyüklüğünün yüzde 66’sı deprem riski altındadır. Nüfusumuzun yüzde 71’i bu riskli bölgelerde hayat sürmektedir. Bu riskli bölgelerin en başında da İstanbul’umuz gelmektedir.

Şu anda, yani 2025 yılı itibarıyla İstanbul’umuzda 8 milyon 70 bin ev ve iş yerimiz bulunuyor. Bunun 3 milyon 393 bini bu kadar bağımsız bölümü 2000 yılı ve öncesi. 2000 yılındaki bina stokuna baktığımızda aslında 2000 yılında İstanbul’un tamamı riskliyken; yaptığımız düzenlemeler, mevzuat değişiklikleri ve inşa çalışmalarıyla; bugün İstanbul’umuzun yüzde 60’ı güvenli hale gelmiş durumda. Ancak halen acil dönüşmesi gereken 600 bin konutunda olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.

“İstanbul’un dönüşümünü çok daha kolay hale getirmek için; Yarısı Bizden kampanyamızı başlattık”

"Bu gerçeklerden hareketle; Cumhurbaşkanımızın kentsel dönüşüm seferberliğini başlattığı 2012 yılından bugüne, tam 923 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladık. Ve on binlerce mimar, mühendis ve işçi kardeşimizle birlikte; şehrimizin 39 ilçesine yayılan 208 bin 915 konut ve iş yerimizi de şu an hali hazırda dönüştürüyoruz. Şu ana kadar İstanbul’umuza depreme hazırlık başlığı altında gerek kentsel dönüşüm gerek yarısı bizden gerekse sosyal konutlarla birlikte yaklaşık 450 milyar lira yatırım yaptık. Ayrıca İstanbul’un dönüşümünü çok daha kolay hale getirmek için; Yarısı Bizden kampanyamızı başlattık. Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladılar. Kredi ve hibe desteğini artırarak, toplam destek miktarımızı; 1 milyon 500 binden, 1 milyon 875 bine çıkardık. İstanbul’umuz da 62 bin konutumuzun Yarısı Bizden kapsamında dönüşüm sürecini başlattık ve 21 bin ev ile iş yerinin dönüşümüne süratle devam ediyoruz. Tam bu noktada şunu da ifade etmek isterim. İstanbul’umuzda en yaşamış olduğumuz 23 Nisan’da gerçekten hepimizi endişeye sevk eden hepimizi üzen 6.2’lik bir deprem yaşadık. Çok şükür herhangi bir yıkım olmasa da bakanlık olarak hemen ilgili birimimizle Valilik koordinasyonuyla Afad’ımız Kızılay’ımız ilgili bakanlıklarımız sahada milletimizle birlikte bu zor günleri hep birlikte bir birimize destek olarak üstesinden geldik. Bu çerçevede hasar tespitlerini hızlı bir şekilde yapıp, vatandaşlarımızın bir an önce evlerine girmesine bu manada destek olmaya çalıştık. Bu kapsamda 452 bin ev ve iş yerimizin tespitleri hızlı bir şekilde yapıldı. Bu tespitler çerçevesinde 354 bin binanın hasarsız, 61 bininin bağımsız bölümün az hasarlı olduğunu tespit ettik. Bu 61 bin konutun ve burada yaşayan yaklaşık 250 bin vatandaşımızı ilgilendiren konuya ilişkinde yarısı bizden kampanyasına dahil olabileceklerini ifade ettik. Arkadaşlarımız bu konutlarda yaşayanlarla görüşmelere başladılar talep etmeleri halinde yarısı bizden kampanyasına burada yaşayan vatandaşlarımızı dahil edecekler.

“Hep söylüyoruz deprem, siyaset üstü bir konudur. Böylesi önemli bir konuda, politika yapılamaz”

Devletimiz emin olun tüm imkanlarıyla, İstanbul’un dönüşümü için gövdesini taşın altına koymuştur. Tüm belediyelerimizden de aynı anlayışı, aynı çabayı, aynı hassasiyeti bekliyoruz. Bakanlık olarak tüm belediyelerimizi, İstanbul’un dönüşümünde bir paydaş olarak görüyoruz. Sizin alacağınız aksiyonu ve vereceğiniz katkıyı her şeyden çok daha fazla önemsiyoruz. Hep söylüyoruz. Deprem, siyaset üstü bir konudur. Böylesi önemli bir konuda, politika yapılamaz. Bu mesele, propaganda malzemesi olarak kullanılamaz. Bu konu, ideolojik kavga yürütülecek, polemiklere konu edilecek, oy devşirilecek bir mesele değildir ve olamaz. Çok net ve açık şekilde bu konuya biz böyle bakıyoruz. Hangi siyasi partiden olursa olsun, tüm belediye başkanlarımızı bu sürece sahip çıkmaya çağırıyoruz. Böylesine hayati bir meselede, vatandaşımızın hassasiyetini, kaygılarını dezenformasyon ve bilgi kirliliğiyle istismar etmeye çalışmak, emin olun bu ülkeye, bu şehrin, bu aziz şehrin insanlarına yapılabilecek en büyük kötülüktür. Herkesin bu sorumluluk ve ciddiyetle hareket etmesi gerekmektedir. Ayrıca; İstanbul’un dönüşümü meselesi sadece iktidarın ya da sadece belediyelerin tek başına omuzlayabileceği bir yük değildir, olmamalıdır. Bu meseleye, tüm siyasi partilerimiz, belediyelerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, medyamız, üniversitelerimiz yani İstanbul’da yaşayan 16 milyon İstanbullunun hep birlikte bu meseleye el uzatmalıdır. Ve hep birlikte o afetlerde birlikteliğimizi nasıl yansıtabiliyorsak, İstanbulumuzun dönüşümde de bu tavrı bu duruşu sergilemek hepimizin bu koltuklarda oturan bütün arkadaşlarımız ile birlikte tüm İstanbul’un  görevidir vazifesidir.

"İstanbul’u hep birlikte inşa etmek durumundayız"

Ben milletimizin önünde buradaki basın mensuplarının önünde söz veriyorum. İstanbul’un dönüşümü noktasında; benimle görüşmek isterseniz, 7 gün 24 saat telefonum da bakanlığımızın kapıları da sizlere ardına kadar açıktır. Lütfen değerli başkanlarım bizi arayın, sorun, önerin, destek isteyin ve destek verin hep birlikte bu mücadeleyi ortaya koyalım.  Evet, İstanbul’da bir deprem bekleniyor. Ama biz depremi beklemeyeceğiz. Beklenen İstanbul depremine, ‘Özlenen İstanbul Dönüşümü’yle cevap vermek durumundayız. Hepimiz masanın bir tarafından tutup İstanbul’u dönüştürmek zorundayız. Deprem korkusunun olmadığı bir İstanbul’a ulaşmak için projelerimizi; bütüncül bir planlamayla hayata geçireceğiz. Bir yandan riskli yapılarımızı dönüştürürken diğer yandan sosyal konutlarımıza hız vereceğiz. Bir yandan kent meydanlarımızı ve İstanbul’umuza güzellik katan tarihi yapılarımızı tarihi değerleri ihya ederken diğer yandan şehrin içinde kalmış, bugün baktığımızda ülke ekonomisinin istihdamını neredeyse yüzde 50’den fazlasının İstanbul’da olduğunu düşündüğünüzde nitelikli üretimin merkezi, turizmin merkezi, istihdamın merkezi ancak bir taraftan da o nitelikli sanayi alanlarına dönüşmüş bir İstanbul’u hep birlikte inşa etmek durumundayız.

"Bırakın hep birlikte konser de düzenlemeyelim, etkinlik de düzenlemeyelim ama bütün bütçemizi bütün paramızı buraya harcayalım"

Bu çalışmaları hep birlikte yapacağız. ‘Gelin, parti ayrımı gözetmeksizin bu hedefi başaralım, tüm afet bölgelerinde nasıl tek vücut olduysak, burada da tek vücut olalım” ve hep birlikte İstanbul’umuzu dönüştürelim. Milletimiz bizden bunu bekliyor. Milletimiz emin olun çok daha sağlam çok daha güvenli İstanbul’da huzur içerisinde yaşamak istiyor. Günlük polemikleri bir kenara bırakalım. Siyaset üstü bir bakışla depremi bu manada önceliklendiren belediye bütçelerinin bu manada yatırım kısmında deprem dönüşümünü gerçekleştirdiği, bırakın hep birlikte konser de düzenlemeyelim, etkinlik de düzenlemeyelim ama bütün bütçemizi bütün paramızı buraya harcayalım diyorum. İstanbul’un dönüşümüne omuz atalım diyorum. Bu duygu ve düşüncelerle İstanbul Valimize, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımıza, 39 ilçemizin kıymetli başkanlarına katkıları için çok teşekkür ediyorum."

Kaynak: ANKA