(AYDIN) - Aydın'ın Boğdoğan ilçesi Olukbaşı Mahallesi'nde hayvancılıkla geçimini sağlayan üreticiler, artan girdi maliyetleri ve düşük satış fiyatları nedeniyle büyük zorluklar yaşadıklarını dile getirdi. Üretici Sercan Ordu, "Bayağı zorlanıyoruz. Maliyeti yüksek. Ben kendim şu anda asgari ücretle bir yerde çalışsam, aylık 25 bin lira alsam bundan daha iyi. Köy yerinde yapacak başka işimiz yok, o yüzden yapıyoruz. Bıktık demeyelim de baya yüksek bir maliyet. Maliyeti 17- 18 bin liraya buluyor bir yıl içinde. Şu anda bize gelen müşterilerimizden 20 bin lira istiyoruz. 'Bu ne ya, çok' diyor" dedi.

Boğdoğan Olukbaşı Mahallesi'nde dededen kalma hayvancılık işini sürdüren Sercan Ordu, şu anda 50'ye yakın kuzu ve 50'ye keçi besliyor. Hayvanları iki aylıkken alıp bir yıl boyunca yetiştirmeye çalıştıklarını belirten Ordu, bu sürecin oldukça maliyetli ve meşakkatli olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

"Burada 100'e yakın hayvan var. Biz bu hayvanları 2 aylıkken alıyoruz. Tam bir yıl boyunca bu hale getirmeye çalışıyoruz. Ama bunu getirirken de bayağı yüksek bir maliyetle oluyor. Bakımı çok zor. Yani bunun hastalandığında veterineri, o işi bu işi… Baya zorlanıyoruz. Maliyeti yüksek. Ben kendim şu anda asgari ücretle bir yerde çalışsam, aylık 25 bin lira alsam, bundan daha iyi. Köy yerinde yapacak başka işimiz yok, o yüzden yapıyoruz. Bıktık demeyelim de, baya yüksek bir maliyet. Maliyeti 17- 18 bin liraya buluyor bir yıl içinde. Şu anda bize gelen müşterilerimizden 20 bin lira istiyoruz. 'Bu ne ya, çok' diyor. Yani onlar da mı haklı diyelim, ne diyelim? Bu kuzular ortalama 50- 60 kilo geliyor. Şu anda bu kuzuların karkas hali 25-30 kilo arası eti gelir. Biz bunları aslında 25 bin liraya satmak istediğimizde, maliyeti 17-18 bin lirayı buluyor. Maliyetler zaten belli. Alıcı bakım masraflarını bilmiyor. Bu maliyetlerle Allah sonumuzu hayır etsin. 

"Çok ağır maliyetli bir iş"

Bir çuval yem 600 lira. Bunlar günde iki çuval yem yiyor. Sonra bir balya saman 200 lira, toplam bin 400 lira. Biz bunları maliyeti düşürmek için diyoruz ki, 'bir çoban tutalım, kıra çıkalım, yayalım'. Onu da bulamıyoruz. Bu işi de kendimiz ilgileniyoruz.  Çok ağır maliyetli bir iş. 30 kilo gelen hayvanımıza 17 bin lirayı verdik. Bu hayvan 30 kilo. Şu an et maliyetinden çarpsak 22 bin lira yapıyor. Etin altında satıyoruz. Aslında biz eskiden kurban baktığımızda bin, iki bin lira fazlayı satıyorduk, et maliyetinden. Ama şimdi bu olay yok. Biz girsek başka bir yerde çalışsak, bundan daha iyi. Veresiye teklif ediyorlar. Bizim köyümüzde emekli insanlar var, geliyorlar, 'Oğlum, ben bu hayvanı 20 bin liraya aldığımda, 10'unu şimdi versem, 10'unu belki öbür aylarda versem'. Dört taksitte ödüyorlar parayı. Zorlanıyorlar. Yani bu emeklinin yaşı fazla, gidip bir yerde tarlada, bahçede, fabrikada çalışacak hali yok. Emekli zorlanıyor. Sadece veresiye kendi köyümüze veriyoruz."

"Sırf yemle beslesek işin içinden çıkamayız"

Yetiştirdikleri hayvanları kesip satan Ercüment Akçay ise şunları söyledi:

"Maliyetler yüksek, yem pahalı. Ama biz köy yerindeyiz. Şimdi başka işimiz de yok, bir şey de yapamıyoruz. Mecburen bu işi yapmaya çalışıyoruz. Çok işimiz olmuyor ama haftada bir iki tane satmaya uğraşıyoruz. Sırf yemle beslesek, hazır besi yapsak, bu işin içinden çıkamayız. Kendimiz beslediğimiz için, kırlarda otlattığımız için maliyetleri düşürmeye çalışıyoruz. Bu şekilde hizmet ediyoruz. Yetiştirdiğimiz oğlaklarımızı çiğ et olarak da satıyoruz. İsteyenlere veririz. Kilosunu 700 TL'den burada satmaya çalışıyoruz. Maliyetler pahalı olduğu için mümkün mertebe hayvanlarımızı kırda otlatarak besliyoruz." 

Kaynak: ANKA