Haber: Uğur İstanbullu

(ARTVİN) - Artvin’de pazaryerindeki durgunluğa dikkat çeken pazarcı Hülya Dokur, “Vatandaşın cebinde para yoksa, ne buraya yansır ne de başka bir yere. Soğan bağı getirdik ama vatandaş alamıyor” dedi. Emekli öğretmen Metin Şahin ise “Eğer insanlar ekmek alamıyorsa, bu bizi yönetenlerin sorumluluğudur” diye konuştu.

Artvin’de pazar yerlerinde durgunluk dikkati çekiyor. Pazarcılar yüksek fiyatlar ve düşen alım gücü nedeniyle temel gıda maddelerine bile erişimin azaldığını belirtirken, vatandaşlar geçim sıkıntısından yakınıyor.

Pazar esnafı Hülya Dokur, pazar yerlerinin artık eskisi gibi kalabalık olmadığını belirterek, “Şu an gördüğünüz gibi burası bomboş. Burası pazaryeri mi, mahalle arası mı belli değil. Vatandaşın cebinde para yoksa ne buraya yansır ne de başka bir yere. Biz bu ürünleri üretiyoruz. İşte burada soğan bağı var ama vatandaşın bunu almaya bile gücü yetmiyor. Yani bir emekli üretiyor, bir başka emekliye satıyoruz. Pazarda satış yaparken vatandaşın alım gücünün olmadığını biliyoruz. Pazarda fiyatı düşen hiçbir şey yok. Eğer gerçekten düşüş olsaydı, vatandaş cebinde parayı görür, pazara koşardı” diye konuştu.

Pazara alışverişe gelen bir vatandaş ise hayat pahalılığına dikkat çekerek, “Vallahi fiyatlar yüksek. Henüz alışverişe başlayamadım ama fiyatlar gerçekten yüksek. Hayat zor. Ev hanımıyım, eşim emekli. Emekli maaşlarının durumunu biliyorsunuz. Bu yüzden geçinmek çok zor" dedi.

"Üretim yoksa ucuzluk da olmaz"

Bir diğer pazar esnafı, bazı ürünlerde fiyat düşüşü yaşandığını, ancak genel tabloyu üretim eksikliğinin belirlediğini söyleyerek, "Yeşillikte biraz düşüş var. Havalar ısınınca sebzelerde bolluk oluyor, bu da yeşillik fiyatlarını etkiliyor. 50 liraya sattığımız marul şimdi 30 lira. Ama genel olarak üretim yok. Üretim olmayınca her şey pahalanıyor. Devlet destek verse bile insanlar üretmezse, hiçbir şey değişmez. Bahçesi olan marul ekmiyorsa ve biz marula 50 lira diyorsak, kimse itiraz etmeyecek. Fiyatlara bakın, geçen hafta 80 lira olan domates bu hafta 60 liraya düştü” dedi.

Pazara alışverişe gelen bir başka yurttaş ise, “Piyasaya baktığımızda durum gerçekten kötü. Biz emekliyiz ama piyasa emeklilere uygun değil. İşçiye, memura da aynı şekilde. Üretici arkadaşımız da söylüyor, pazarcı da. Ucuz satamazlar, çünkü gübre fiyatları ortada, işçi ücretleri ortada" diye konuştu.

"Emekli olduğuma pişmanım"

Bir başka yurttaş ise geçim sıkıntısı nedeniyle emeklilik kararından pişmanlık duyduğunu ifade ederek, “Keşke olmasaydım. Vatandaş aç, evine ekmek götüremiyor. Türkiye'nin durumu gerçekten kötü” dedi.

Bir başka emekli de, “Emeklinin durumu iyi olur mu? On yıldır emekliyim ve başka da bir gelirim yok” ifadelerini kullandı.

Şavşatlı emekli öğretmen Metin Şahin ise son dönemde gündeme gelen “askıda ekmek” uygulamasını eleştirerek şöyle konuştu:

“Son zamanlarda 'askıda ekmek' gibi şeyler duyuyorum ve bundan utanıyorum. Şavşat, bir emekli kenti. Sosyal bir devlette böyle bir uygulama kabul edilemez. İnsanları rencide etmenin anlamı yok. Eğer insanlar ekmek alamıyorsa, bu bizi yönetenlerin sorumluluğudur. Emekli ekmeğe muhtaç hale geldiyse, vay halimize diyorum.”

 

Kaynak: ANKA