(ANKARA) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Birkaç karardan, soruşturmadan yola çıkarak, 13 milyondan fazla kararın verildiği bir yargı sistemini töhmet altında bırakan, onları karalayan, 25 bin hâkim ve savcımızın emeğine saygısızlık yapan bazı çevreler var. Özellikle masa başında hazırlanmış olan bir takım belgelerle, istatistiklerle ülkemizi karalamaya yönelik çabalara biz fırsat vermeyiz" dedi.
Tunç, Hakimevi'nde düzenlenen "İdari Yargı Değerlendirme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, hukuk devletinin, adaletin tecellisinin ön şartı olduğunu belirtti.
Bir devletin adaletinin, ceza ve hukuk mahkemelerindeki kararların yanında, kişilerin idare karşısında korunup korunmadığıyla ölçüldüğünü ifade eden Tunç, "Bir kamu görevlisinin atamasından, vergi uyuşmazlığına, bir şehir planı değişikliğinden, sosyal güvenlik ihtilafına kadar toplumsal hayatın birçok alanında verdiğiniz kararlar yaşamın düzenini, insanların hayatını, devletin yönetimini şekillendirir. Verilen her kararda, her hükümde şu soruyu tekrar tekrar duyarsınız: 'Devlet burada adil davrandı mı?' İdari yargıda haklı olarak sorulan bu soruya hukuk içinde millet adına cevap vermek toplumsal barış ve huzurun çimentosu olan adil devletin inşasına katkı sunmaktadır" dedi.
İdari yargının yürütme erkine karşı bir fren değil, adeta bir pusula olduğunu söyleyen Tunç, katılımcılara şöyle seslendi:
"Bugün Türkiye'de herhangi bir idari işlem yapılmadan önce, 'Danıştay ne der? İlgili idare mahkemesi bu işlemi iptal eder mi? İdari yargı sınırları nasıl çizer?' diye düşünen bir idare aklı varsa, işte bu sizin sayenizdedir. Sizler hakkın, hukukun ve adaletin tarafsız bir vicdanla somutlaşmasını sağlayan kararların mimarlarısınız. İşte bu anlayışla, Türkiye Yüzyılını adaletin de yüzyılı yapmak ideali doğrultusunda fedakarca çalışarak, milletimizin yargı hizmetlerinden memnuniyetini en üst noktaya çıkarmak hepimizin asli görevidir."
"Ülkemizin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması için çok önemli reformlara imza attı"
Tunç, "son 23 yılda temel hak ve özgürlüklerin güçlendirildiğini, hak arama yollarının genişletildiğini, hukuk devletinin tahkim edildiğini, ülkenin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması için çok önemli reformlara imza atıldığını" söyleyerek, "Bu kapsamda bireyin hak ve özgürlüklerinin korunması için idari yargının güçlendirilmesi amacıyla da önemli ilerlemeler kaydettik" dedi.
Tunç, 2017'den önce idari yargıda çift başlı bir sistem bulunduğunu ifade ederek, askeri yüksek idare mahkemelerinin kapatılmasıyla idari yargı ile askeri yargı ayrımının ortadan kaldırıldığını kaydetti. Tunç, "Böylece askerlerin ve sivillerin ayrı yargı kollarında yargılanmasına son vererek, Türkiye'nin hukuk devleti vasfını daha da güçlendirdik. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmeden önce Cumhurbaşkanı'nın işlemlerine karşı yargı yolu kapalıydı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra, 2017 Anayasa değişikliği ile birlikte, Cumhurbaşkanı'nın tüm kararları ve düzenleyici işlemleri yargı denetimine ilk kez açılarak yürütmenin hukukilik denetimi daha da güçlendirilmiş oldu" diye konuştu.
"Avrupa'da en yeni temel kanunlara sahip olan ülke konumundayız"
Tüm bu çalışmaları adaletin hakkıyla yerini bulması için yaptıklarını belirten Tunç, yasamasıyla, yürütmesiyle ve yargı erkiyle kuvvetler ayrılığı dengesiyle kurgulanan hukuk devletinde adaletin tecelli edebilmesi için tarafsız ve bağımsız yargıya ihtiyaç vardır" dedi.
Adil, bağımsız, tarafsız, güvenilir ve etkin bir yargı sisteminin işleyişi için üç temel unsurun çok önemli olduğunu söyleyen Tunç, "Bunlardan tabii ki en önemlisi insan unsuru, kürsüde görev yapan hakimlerimiz, savcılarımız, savunmayı temsil eden avukatlarımız. İnsan unsurunu güçlendirmeye yönelik çok önemli mesafeler aldık, hem nitelik açısından hem de nicelik açısından" diye konuştu.
Bir başka unsurun ihtiyaca cevap veren mevzuatın olduğunu bildiren Tunç, son 23 yılda temel kanunlarının tamamının yenilendiğini anlattı. Tunç, "Şu anda Avrupa'da en yeni temel kanunlara sahip olan bir ülke konumundayız" ifadesini kullandı.
Zamanla doğan değişiklik ihtiyaçlarını da Yargı Reformu Strateji Belgeleri kapsamında düzenlediklerini aktaran Tunç, şöyle konuştu:
"TBMM'de bunlar tartışıldı, görüşüldü ve yargı paketleriyle de çok sayıda yeni değişikliği hayata geçirerek, mevzuatımızın toplumun ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi ve hukukun üstünlüğünü öne alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sisteminin tesisi anlamında önemli mesafeler aldık. Şimdi dördüncü Yargı Reformu Strateji Belgemizde de çok önemli hedefler var. Orada beş temel amacımızı belirledik. Özellikle orada yargıdaki gecikmeyi engellemeye ve adil karara daha çabuk ulaşmayı sağlamaya yönelik önemli hedefler var. Ceza adaleti sisteminin etkinliğinin arttırılmasına yönelik çalışmalar olacak, hedefler olacak ve adalete erişimin kolaylaştırılmasına yönelik önemli amaç ve bu amaçlara yönelik faaliyetleri inşallah önümüzdeki dört yıllık bir plan dahilinde uygulama planımız da hazır. Önümüzdeki birkaç gün içerisinde yayımlanacak."
"Yargı sistemini töhmet altında bırakan, onları karalayan bazı çevreler var"
Atılan bu adımların olumlu neticelerinin alındığını söyleyen Tunç, Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğünün de bunlara ilişkin verileri kamuoyuyla paylaştığını ifade etti.
Tunç, şöyle konuştu:
"Hukuk devleti ilkesi noktasında bir takım eleştirilerde bulunanlar önce girsinler, şöyle bir karşılaştırma yapsınlar. Şeffaflık nerede? Hesap verebilirlik nerede? Adil yargı, hukuk güvenliği nerede? Birkaç karardan, soruşturmadan yola çıkarak, 13 milyondan fazla kararın verildiği bir yargı sistemini töhmet altında bırakan, onları karalayan, 25 bin hâkim ve savcımızın emeğine saygısızlık yapan bazı çevreler var. Özellikle masa başında hazırlanmış olan bir takım belgelerle, istatistiklerle ülkemizi karalamaya yönelik çabalara biz fırsat vermeyiz.
ABD eski Barolar Birliği Başkanı'nın kurduğu bir dernek vasıtasıyla yapılan bir listeleme ve o derneğe bağış yapanların önde gösterildiği bir hukuk güvenliği endeksinin bizim tarafımızca hiçbir hukuki anlamı yoktur. Kimlerle anket yaptınız? Kimlerle konuştunuz? Hangi uygulayıcıyla konuştunuz? Hangi akademisyenle konuştunuz? Objektif kriterlere dayanmayan ve serbest seçimlerin bile yapılmadığı, demokrasi olmayan ülkelerin Türkiye'nin üstünde hukuk güvenliğinde gösterilmesinin hiçbir inandırıcılığı olamaz. Bu yargımıza ve Türkiye Cumhuriyeti devletine saygısızlıktır. Bunu tekrar eden siyasetçiler var. Bunu sürekli tekrar eden bazı akademisyenler de var ama hakkaniyetli olmak lazım. 13 milyon 900 bin karar verilmiş bu ülkede ve siz birkaç soruşturmayı öne alarak 'Türkiye'de yargı bağımsızlığı yok' diyebiliyorsunuz.
"28 Şubat'ta cübbelerini adeta vesayetçi anlayışın önüne seren yargı mensupları vardı"
Türkiye yargı tarihimizde baktığımız zaman çok karanlık dönemlerden, ibret alacağımız dönemlerden geçtik. Bir 27 Mayıs yargısını yaşadı bu ülke. Hukuk devletinin, milli iradenin yanında durmayan yargı mensuplarıyla tanıştı bu ülke. Bu ülkenin seçilmiş başbakanını idama gönderen, bakanlarını idama gönderen yargıçlar vardı bu ülkede. 12 Eylül'de bir sağdan bir soldan diye gençlerin yaşını büyüterek idam sehpalarına gönderen yargı vardı bu ülkede. 28 Şubat'ta cübbelerini adeta vesayetçi anlayışın önüne seren yargı mensupları vardı bu ülkede ama onlar artık tarihte, geride kaldı. Artık işte 15 Temmuz'daki gibi milli iradenin, demokrasinin, hukuk devletinin yanında duran bir yargı sistemi var. O nedenle biz yargımızı bağımsız ve tarafsızlık noktasındaki güçlendirmeye devam edeceğiz. Hız kesmeden gerek fiziki imkânlar, gerek teknolojik imkânlar, gerek mevzuat açısından her türlü imkânı yargımızın hizmetine sunarak, özellikle onların karalanmasına da hiçbir zaman müsaade etmeyeceğiz.
Tabii idari yargı teşkilatımız, ilk derece, istinaf ve temyiz olmak üzere 2023 yılında 860 bin 477 dosyada karar vermiş. Sizler büyük emeklerle verdiniz bunları, gecenizi gündüzünüze katarak, ailenizden fedakârlık yaparak, 860 bin karara imza attınız. 2024'te bu karar sayısı biraz daha arttı. 905 bin 531 dosyada karar verdiniz. İdare ve vergi mahkemelerinde 199 bin 372 karar verildi. İstinaf mahkemelerinde 113 bin 996 karar verildi. Temyiz mahkemelerinde 101 bin 102 olmak üzere toplam derdest dosya sayımız 414 bin 477'dir."