(ANKARA) - Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Başkanı Nurten Saydan, bir ürünün üzerinde "ilaç değildir" yazmasının o ürünü gıda yapmayacağını belirterek, "Çünkü bir ürün kapsül, tablet vs. gibi ilaç şekilleri verilerek üretiliyorsa, dozlanmış demektir ve artık ilaç gibi muamele görmelidir. Gıda takviyeleri günlük kullanım dozu olan ilaçlardır, hekim ve eczacı denetiminde kullanılmalıdır" bilgisini verdi.
Saydan, yaptığı yazılı açıklamada, gıda takviyelerinin sadece eczanelerden temin edilmesi gerektiğini belirtti.
"Bir ürünün üzerinde 'ilaç değildir' yazması o ürünü gıda yapmaz. Çünkü bir ürün kapsül, tablet vs. gibi ilaç şekilleri verilerek üretiliyorsa, dozlanmış demektir ve artık ilaç gibi muamele görmelidir. İçerisine kimyasal madde konularak üretilen ürüne bitkisel ilaç denilemez" ifadelerini kullanan Saydan, eczanelerde Sağlık Bakanlığı üretimli vitaminlerin çok az kaldığını, buna karşılık Tarım ve Orman Bakanlığı onaylı 24 bin çeşit gıda takviyesinin piyasada "pimi çekilmiş bomba" gibi dolaştığını vurguladı.
Gıda takviyelerinin, günlük kullanım dozu olan ilaçlar olduğunu, hekim ve eczacı denetiminde kullanılmaları, Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırmaları ve kontrol edilmeleri gerektiğini belirten Saydan, internet, market, benzinlik, pazar ve benzeri yollarla alınan ilaçların kalite, güvenlik ve etkinliğinden emin olunamayacağını ifade etti.
Saydan, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla sağlınız da organlarınız da güven altında olmaz. Tarım Bakanlığı tarafından ruhsat verilerek piyasaya sürülen ve gıda olduğu iddia edilen ürünler kontrolsüzce her yerde, özellikle de internette fütursuzca satılıyor. Aldığımız bilgiye göre en çok satılan vitaminler arasında B12 vitamini, D vitamini ve C vitamini var. Bu ürünleri eczane dışında internetten, marketten, pazar veya benzinlik gibi alınmayacak yerlerden alan vatandaşlarımız fazla alınınca nasıl olumsuzluklarla karşılaşacaklarını biliyorlar mı?"
"Türkiye’de 10 kişiden 7 sinin sağlık okuryazarlığı düzeyi düşük"
Saydan, yurttaşlara "Gıda takviyesi nedir?" diye sorulan bir araştırmada alınan cevapların yüzde 49’unun "Gıdadır" şeklinde olduğunu bildirdi. Saydan, açıklamasında şunları kaydetti:
"Gıda takviyelerini zararsız göstermeye çalışanlar ne yazık ki ülkemizdeki sağlık okur yazarlığı düzeyini görmezden gelerek halk sağlığını tehlikeye atıyor. Sağlık Bakanlığının son verilerine göre Türkiye’de 10 kişiden 7 sinin sağlık okuryazarlığı düzeyi düşük. Dolayısıyla bu ürünler için piyasa düzenlemesi yapılırken halkın algısından ziyade sağlık profesyonellerinin önerisine göre hareket edilmelidir. Aksi durumda halkımızın olumsuz sağlık sorunları ile karşılaşma ihtimali artacaktır."
"Gıda takviyeleri bakanlıkça onaylanmalı, doktor önerisi ve eczacılar eliyle hastaya sunulmalı"
Saydan, vatandaşların hasta olmamak için kullandığı vitaminleri eczane dışından alması ve bilinçsiz kullanması sonucunda neler olabileceğine de değinerek, şöyle devam etti:
"Eğer, B12 vitamin yüksekliği oluşursa vücutta pıhtılaşmayı arttıran trombosit miktarının artmasına neden olabilir. Böylece, damarda pıhtı oluşumu artabilir, kişide ani kalp krizleri, inme, damar tıkanıklığı ve felç gibi hastalıklar tetiklenebilir. En çok satılan vitaminler arasında sayılan D vitamini fazlalığı kanda kalsiyum yükselmesine, böbrek hastalıklarına, böbrek taşlarına ve damar sorunlarına yol açabilmektedir. Fazla D vitamini zehirlenmelere yol açabilmekte ve bu zehirlenme sonucunda gelişen böbrek yetmezliği ve kalp yetmezliği ölüme sebep olabilmektedir. D vitamini fazlalığı aynı zamanda ciltte kuruma ve kaşıntıya da sebep olabilir. Vatandaşlarımız ve bu ürünleri pazarlayanlar bu riski biliyorlar mı?
Yeni moda olan ve yaşlanmayı geciktiren takviye edici diye lanse edilen D3 vitaminin fazla alınması mide bulantısı, kusma, kabızlık, kilo kaybı, böbrek sorunları ve kalp ritminde bozukluğa sebep olabilir. C vitamini fazlalığı baş ağrısı, yorgunluk, baş dönmesi ve de sinir sistemini olumsuz etkileyecektir ve bu nedenle uykusuzluğa ya da uyku haline yakın halsizliğe, yorgunluğa sebep olabilir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Ancak şurası kesin ki toplum sağlığı için gıda takviyelerinin Sağlık Bakanlığınca onaylanması doktor önerisi ile sağlık profesyoneli olan eczacılar eliyle hastaya sunulması gerekiyor."
"Sahte ilaç pazarının hacmi dünya genelinde 300 milyar doları aştı"
Türkiye’de sahte gıda takviyesi satışının 3 kat arttığına da değinen Saydan, şunları kaydetti:
"Sahte ilaç pazarının dünya genelinde 300 milyar doları aşan hacmi, kamu sağlığını hiçe sayan tüccar ve işletmelerin iştahını kabartıyor. Sahte ürünlerin yüzde 80'inden fazlasında eksik etken madde hatta daha da vahimi üzerinde belirtilenden farklı bir madde bulunuyor. Bu farklı madde ise genellikle zararlı olup olmadığına bakılmaksızın en ucuz ve en kolay olarak temin edilebilen madde oluyor.
Tarım Bakanlığınca ruhsatlandırılan ve reklamı yapılarak internet gibi platformlar üzerinden kontrolsüzce satışına izin verilen bu ürünlerin bilinçsiz kullanımı büyük riskleri barındırıyor. TEİS olarak üzerinde 'ilaç değildir' yazsa bile takviye edici gıdaların ilaç olduğuna ve bu ürünlerin ruhsatlandırma/kontrol uygulamalarının ülkenin tek sağlık otoritesi Sağlık Bakanlığınca yapılarak halka eczanelerden sunulması gerektiğine inanıyoruz. Yanlışlık devam ettiği sürece devlet bütçesine ve vatandaş sağlığına verdiği zarar da büyümeye devam edecek."