(TBMM) - TBMM Genel Kurulu’nda 112'ye yapılan asılsız çağrı ve ihbarlara cezaların artırılmasını da içeren "Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri başladı. Yeni Yol Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, "Yasanın hiçbir yerinde bu milletin beklentilerine cevap verecek bir düzenleme yok" dedi. CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli ise, "Böyle gayri ciddi yasama faaliyeti olmaz. Parlamentonun itibarına gölge düşürüyorsunuz" ifadelerine yer verdi. 

TBMM Genel Kurulu’nda; Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’deki (KHK) hükümlere ilişkin düzenlemeler içeren "Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin tümü üzerine yapılan görüşmeler tamamlandı. 

"Yasanın hiçbir yerinde bu milletin beklentilerine cevap verecek bir düzenleme yok"

Teklifin tümü üzerine söz alan Yeni Yol Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan şunları söyledi:

"Sanki kamuda çalışan milyonlarca çalışan memur yetmezmiş gibi ek alımın önünü sınırsız olarak açılıyor. Bilesiniz ki devletin varlığı ancak adaletle sağlanır. Haksızlığa alet olan herkes haksızlığın bir parçasıdır. Anadolu'nun yüzbinlerce evladı, köylerdeki öksüz, yetim, asgari ücretle çalışanlar yıllarca çocuklarını okutacak, sınava girecek, derece yapacak bunlar bir yere atanamayacaklar. Ama beyefendiler özel kadro üzerinden sınırsız şekilde danışman atayacak. İnsan Allah'tan korkar. En büyük haksızlıklardan biri budur. Bu yasayı hazırlayanları ileride atanamadığı için intihar eden memur adaylarının cinayet azmettiricisi olarak yargılamak lazım. Bugünden tarihe not düşüyorum eğer bu yasa bu haliyle geçerse haksız bir şekilde kamu personel sınavına girmeden açıktan atamalarla doldurulacak bir taraftan da insanlar atanamadım diye intihar edecekse işte bunlar azmettirici sayılır.

Yasanın baştan sona her tarafı büyük facialarla karşı karşıya. Bu yasada herhangi bir düz memur yok, intihar eden polislerin sorunlarının çözümüne dair düşünce yok, mülakat mağdurları yok. Madem personelle ilgili bir yasa getirdiniz bari bir maddesi de düz memurları içerseydi. 28. dönem içerisinde çıkartılan bütün kanunların beş temel gerekçesi var; Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyum, AYM iptalleri, bürokrasinin taleplerini yerine getirmek, ceza ve vergi, küresel talepler. Yasanın hiçbir yerinde bu milletin beklentilerine cevap verecek bir düzenleme yok."

"Bu Meclis'i sadece bir noter olarak görüyorsunuz"

İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu şunları söyledi:

"Bugün önümüze getirilen bu teklif sadece basit bir kanun metni değildir. Bu anayasa tanımazlığın, hukuk devleti ilkelerine meydan okumanın ve millet iradesini yok sayan bir vesayetin kanun kisvesi altında dayatılmasıdır. AK Parti hükümeti bu kanun hükmünde kararname ile henüz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yürürlüğe girmemişken anayasal düzeni delik deşik etmiştir. Bakanlar Kurulu yetkisi bitmek üzereyken kanunla düzenlenmesi gereken hayati konuları KHK marifetiyle düzenleyerek milletin Meclis'i bypass edilmiştir. Bu açıkça anayasa dışı bir darbe girişimi olmuştur. Bugün önümüze getirilen teklif budur. 

Anayasa Mahkemesi'nin 'bu KHK anayasa dışıdır' diyerek iptal ettiği düzenlemeleri bu kez kanun kisvesiyle yeniden yürürlüğe koyma çabasıdır. Kimse bize bu teklifin bir uyum düzenlemesi olduğu masalını anlatmasın. Bu açıkça hukukun arkasından dolanmaktır. Bütün bunlar yetmiyor teklif Anayasa komisyonuna dahi gönderilmeden Genel Kurul'a geliyor. Yani göz göre göre Adalat komisyonu da bypass ediliyor. Bu Meclis'i sadece bir noter olarak görüyorsunuz. Yazıklar olsun!"

"Her şey usule aykırı yürüyor"

DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ ise şunları söyledi:

"Yine bir torba yasa teklifiyle karşı karşıyayız. Bu torbada da onlarca farklı yasada ve farklı konuda düzenlemeye gidilmekte. Maalesef, bu, iktidar tarafından gelenek hâline getirilmiş durumda ve bu yolla, toplumun ihtiyacı değil yürütmenin ihtiyacı olan düzenlemeler sistematik ve düzenli bir şekilde komisyonlardan hızla geçirilerek Genel Kurul'da da kanunlaştırılıyor. Yasa yapım sürecinde ne sivil toplum var ne meslek örgütleri; konunun tarafları ya da uzmanlar, hiç kimse hiçbir şekilde dâhil edilmiyor. İhtisas komisyonları dâhil edilmiyor. Komisyonlar ve parlamento bile işlevsiz durumda. Her şey usule aykırı yürüyor.

Bu teklifle de daha öncekilerde olduğu gibi yine Cumhurbaşkanlığı sistemi ile Parlamento işleyişinin çakıştığını görüyoruz. Nitelikli ve demokratik olmayan bir yasa yapım sürecinin Mecliste dayatılmasını yeniden deneyimliyoruz. Her zamanki gibi saraya bağlı bir avuç bürokrat ve teknokrat tarafından yasalar kotarılmaya çalışılıyor. Zaten kanunla düzenlenmesi gereken birçok husus kanun hükmünde kararname veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenleniyor, yasaya bile ihtiyaç duyulmuyor. "AYM tarafından iptal edilinceye kadar bu kararnamelerle ne kadar yol alsak mübahtır" denilip her defasında tercih öncelikle bu yaklaşım oluyor. Böylece bir süreliğine aslında yargı da saf dışı bırakılmış oluyor. Sonra da işte bu torba yasada olduğu gibi AYM'den dönen Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, kanun hükmünde kararnameler kanunlaştırılmaya çalışılıyor."

"Parlamentonun itibarına gölge düşürüyorsunuz"

CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli ise şu ifadeleri kullandı:

"Kanun teklifinde yer alan hükümler anayasaya aykırılıkları nedeniyle AYM tarafından iptal edilmiş düzenlemelerdir. Yeni hiçbir şey yok. Zaten uygulanmış olan ve içinde de pek çok maddesinde sıkıntılar oluşturarak yeniden anayasaya aykırılıklar oluşturduğunu görüyoruz. Genel Kurul'u ve komisyonları bunlarla çalıştırmaya kimsenin hakkı yok. Adam gibi bir yasama faaliyeti içinde olmak iktidarın görevidir. Bir hususu merak ediyorum; 703 sayılı KHK hazırlanırken bu yetki aşımı kapsamı konusunda hiçbir hukukçuya başvurmadınız mı ya da siz bütün uyarılara kulak tıkayarak AYM iptal edene kadar uygularız mı dediniz. Çünkü sonrasında da Cumhurbaşkanı kararnameleriyle aynı yanlışları yapmaya devem ediyorsunuz. Kanun teklifleri ile de anayasaya aykırı düzenlemeler yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanına anayasada olmayan yetkiler veriyorsunuz. Gün geçmiyor ki Plan ve Bütçe Komisyonu'na gelen bir kanun teklifinde anayasaya aykırılık olmasın. Muhalefet olarak verdiğimiz anayasaya aykırılık önerilerimizi görüşmeden reddediyorsunuz. Böyle gayri ciddi yasama faaliyeti olmaz. Parlamentonun itibarına gölge düşürüyorsunuz.

Türkiye uzunca bir süredir çok boyutlu, iç içe geçmiş derin bir krizin içindedir. Bakın, tespiti doğru yapalım, teşhisi doğru koyalım. İktisadi, sosyal, siyasal, hukuksal, ekolojik sorunlar karşısında iktidar ve devlet yönetimi acz içindedir. Bireysel ve kolektif tüm itirazların susturulduğu, yurttaşların hak ve özgürlüklerinden yoksunlaştırıldığı, örgütlü toplumsal mücadelenin baskılandığı bir süreçten geçiyoruz. Türkiye'nin acil ihtiyacı, özgürlük, eşitlik ve adaleti sağlayacak bir düzenin yeniden kurulmasıdır. Bunun yolu derhal açılmalıdır, bu sıkıntıları çözecek olan da sandıktır. "

Teklifin görüşmeleri yarın saat 14.00'da başlayacak olan Genel Kurul'da devam edecek.  

 

Kaynak: ANKA