Haber: Ahmet ÜN – Kamera: İsmet MİKAİLOĞULLARI

(DİYARBAKIR) - Terör örgütü PKK’nın feshi ve silahların bırakılması kararını değerlendiren Diyarbakırlılar, “Barışın kaybedeni yok, kazananı çoktur” mesajı verirken, PKK’nın silahı bırakma kararını halay çekerek kutlayan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, “Bugün itibariyle sonuçta artık silahın, çatışmanın, şiddetin ve terörün olmadığı bir dönem başlıyor. Hem Diyarbakır için hem bölge için hem de Türkiye için. Bu bir tarihi dönüm noktasıdır” dedi.

Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde 27 Kasım 1978’de kuruluşunu ilan eden terör örgütü PKK'nın 5-7 Mayıs tarihlerinde düzenlediği 12’nci kongresinde fesih ve silah bırakma kararı aldığı duyuruldu.

Kararı ANKA Haber Ajansı’na değerlendiren Diyarbakırlılar, barıştan umutlu olduklarını ifade ettiler.

"Artık silahın, çatışmanın, şiddetin ve terörün olmadığı bir dönem başlıyor"

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, terör örgütü PKK’nın silah bırakma ve fesih kararını Sur ilçesindeki tarihi Ulu Cami önünde halay çekerek kutladı. Tanrıkulu, yaptığı açıklamada, çok tarihi bir gün olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

“Sonuçta bu topraklar, bu coğrafya, yurttaşlarımız uzun yıllardır büyük acı çektiler gerçekten. Büyük travmalar yaşandı. Türkiye'nin Kürt meselesi noktasında büyük bir yük vardı omuzlarımızda; şiddetle, çatışmayla büyüyen aynı zamanda. Bugün itibariyle sonuçta artık silahın, çatışmanın, şiddetin ve terörün olmadığı bir dönem başlıyor. Hem Diyarbakır için hem bölge için hem de Türkiye için. Bu bir tarihi dönüm noktasıdır. Bu meseleyi bilenler, bu acıyı çekenler bunu çok iyi anlarlar ve bilirler. Dolayısıyla buradan tarihi Ulu Cami önünden bütün yurttaşlarımıza, bütün Türkiye'ye sesleniyorum. Lütfen bu süreci anlayın. Yurttaşlarımız barış ihtimaline bile büyük değer vermişlerdi ve o değer nedeniyle de suskundular aynı zamanda ama bugün itibariyle o barış ihtimalinin bir gerçekliğe dönüştüğü bir anı yaşıyoruz, şu anda yapılan açıklamayla.”

"Türkiye'nin Kürt meselesi çatışma dışında olduğu yerde duruyor"

“Örgütün kendisini feshetmesi, silahın, şiddetin artık bir yöntem olarak kullanılmayacağının deklare edilmesi tarihi bir dönemdir” diyen Tanrıkulu, konuşmasını şu sözlerle sürdü:

“Büyük bir sorumluluktur bizlerin omuzunda. Çünkü Türkiye'nin Kürt meselesi çatışma dışında olduğu yerde duruyor. Bunu olduğu yerden kaldırmak, çözmek bizim işimiz olmalı. Her yurttaşımızın işi olmalı. Her siyasetin gündemi olmalı. Türkiye'yi yeniden bir kutuplaşmaya, çatışmaya evrilmesine izin vermeden, dönmesine izin vermeden bu cumhuriyeti ikinci yüzyılında demokrasiye taçlandıracağımız herkesin eşit yurttaş olarak bu cumhuriyete benim cumhuriyetim diyebileceği bir atmosfer yaratmalıyız. O aidiyet duygusunu yaratmalıyız. Yani bu caminin önünden sesleniyorum bir kez daha. Buradaki yurttaşlarımızın bu cumhuriyete 'Artık benim cumhuriyetim' diyebileceği bir eşit yurttaşlık atmosferini yaratmak zorundayız. Bunun için önümüzde uzun bir yol var. Adım adım ilerlemeliyiz. Engellere, provokasyonlara izin vermeden, bu işin siyasetini yapmadan ilerlemek zorundayız. Şunu da söyleyeyim; hem kendi adıma hem de CHP adına söylüyorum. Bu işin bir siyasal ranta dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Adalet ve Kalkınma Partisi eğer bu yoldan dönerse bu işin güvencesi bizleriz.”

"Halen acısı dinmemiş insanlarımız var"

Hiçbir annenin, babanın, kardeşin, yurttaşın gözyaşı dökmesini, acı çekmesini istemediklerini aktaran Tanrıkulu, bu travmaların atlatılacağı, bu travmalarla yüzleşileceği yeni bir dönemin başladığını söyledi. Tanrıkulu, şöyle devam etti:

"O yüzden acı çeken, gerçekten halen acısı soğumamış yurttaşlarımızı da anlayarak ilerlemek zorundayız. Türkiye'nin her yerinde bu meseleden dolayı acı çekmiş yurttaşlarımız var. Onların sorumluluğu da bizim üzerimizde. Diyarbakır'da, bölgede binlerce faili meçhul cinayet var. Halen acısı dinmemiş insanlarımız var. Bunların acısını dindirecek bir yol hatasını önümüze koyacağız. O yol hatasıyla da onları yeniden bu cumhuriyetle barıştıracağımız bir atmosfer yaratacağız. Ben bu kararı alanlara, bu yolda katkısı olan herkese öncelikle Diyarbakır'da avukatlık yapmış, bu meseleyi bilen, bu meselenin acısını bilen bir insan olarak teşekkür ediyorum. Bir daha silahın, şiddetin, ölümün olmayacağı bir Türkiye için çalışacağıma buradan bir kez daha sizler önünde söz veriyorum.”

"Meclis Başkanı Kurtulmuş, bir komisyonun kurulması için süreci başlatmalı"

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’u yeni sürecin işlenmesi için bir komisyon kurmaya çağıran Tanrıkulu, “Türkiye'nin bir Kürt meselesi var. Kürt meselesi aynı zamanda bu cumhuriyetin demokrasi meselesidir. İnsan hakları meselesidir. Adalet meselesidir. Dolayısıyla hızla ama hızla bu meseleler konusunda adım atacağımız bir yol haritasının parlamentoda başlaması lazım" dedi.

Kutuplaşmaya izin verilmeden, partiler üstü bir komisyon kurulmasında ilk görevin Numan Kurtulmuş'a düştüğünü ifade eden Tanrıkulu, "Siyasi partilerin liderlerini davet etmeli ve bir yasal çerçeve konusunda çalışacak, uzun süreli çalışacak yasal güvenceleri olan ve münhasıran işi bu mesele olan Türkiye'de kutuplaşmayı önleyecek, bu meselenin çözümüne yardımcı olacak bir çalışma için, bir komisyon kurulması için süreci başlatmalıdır. Sorumluluk Numan Kurtulmuş ve parlamentodadır” şeklinde konuştu.

 "Hiçbir ananın gözyaşı artık akmasın, analar ağlamasın"

Diyarbakır sakinlerinden İhsan Nergiz de terör örgütü PKK’nın silahları bırakmasını önemli bir gelişme olarak gördüklerini ifade ederek, “PKK’nın kendini feshetmesi, amacı olan Kürt halkının sosyal hakları ve demokratik haklarının verilmesi içindi. Eğer TBMM tarafından bu talepler karşılanırsa, örgütün ortadan kalması için herhangi bir durumu gerektirmez. Bu kararın Kürt ve Türk halkı için güzel bir durum olmasını diliyorum. Hiçbir ananın gözyaşı artık akmasın, analar ağlamasın. Başta bir amaç için ortaya çıkan örgüt, bugün o amaç eğer TBMM’de değerlendirilirse PKK’nın ortada kalmasının bir durumu olmaz. Ben çok olumlu görüyorum. Bütün Türkiye’ye hayırlı olsun” diye konuştu.

"Kürtler ve Türkler bir arada yaşayacak"

Mehmet Bayhan ise PKK’nın silah bırakmasını güzel bir gelişme olarak gördüklerini söyledi. Bayhan, “Kürt ve Türk halkları için inşallah iyi olur. Bundan sonraki süreçte adaletli gelişmelerin yaşanmasını bekliyoruz. Herkesin kabul edeceği bir Anayasa’nın hazırlanması lazım. Sınırlarımız değişmediği müddetçe ben her şeye razıyım. Sadece sınır değişmesin. Kürtler ve Türkler bir arada yaşayacak. Kız alıp vermişiz. Ayrılmamız söz konusu olamaz. Bu projeyi meydana getirenlerden Allah razı olsun” ifadelerini kullandı.

Seyfettin Ateş de PKK’nın silah bırakmasına sevindiklerini belirterek, “Çok iyi oldu. Kan akmayacak artık. Çok sayıda insan öldü. Bundan sonra kan akmayacak. Bu çok önemli bir durum” dedi.

"Kaos ortamının yaşanmaması en büyük dileğimizdir"

“Barışın kaybedeni olmaz, kazananın çoktur” diyen Ramazan Balta ise şunları söyledi:

“Umarız bundan sonraki haklar arasındaki barış ve kardeşlik daha fazla pekişir. Hükümet de adımlar atmalı. Kaos ortamının yaşanmaması en büyük dileğimizdir. 40 yıldır süren bu çatışmada 4 trilyon dolar harcandı. Halkın parası harcandı. Bugün devlet emeklisine ve çalışanına maaş ödemeyecek durumda. Barış güzel bir şeydir. Barışın kaybedeni olmaz. Diyarbakır’dakilerin, Edirne’dekilerin barışa ihtiyacı vardı. Barışın önünde engel olmak insanlığa ihanettir. Umarız Kürt ve Türk halkları daha iyi bir gelecekte ve hayat seviyesinin daha yüksek olduğu bir Türkiye’de yaşar.”

 

 

Kaynak: ANKA