Haber: İshak KARA
(VAN) - CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, Van'da yarın yapılacak CHP'nin mitingine katılım çağrısı yaptı. Alp, "Eğer biz zamanında Türkiye'nin bütün demokrasi güçleri toplumsal bir tepki gösterseydi, Van'daki belediye de İstanbul'daki belediye gibi sahip çıkılabilseydi belki de bu kayyum anlayışı bu kadar kitleselleşmeyecekti. Van'da yapılacak olan mitinge sıradan bir miting gözüyle bakmıyoruz. Türkiye'de demokrasi çabaları ile barış çabalarını birleştirecek bu alandaki talebi görünür kılacak bir miting olacağını düşünüyoruz" dedi.
CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, yarın CHP'nin düzenleyeceği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingine katılım çağrısı yaptı. Miting dolayısıyla seçim bölgesi Kars'a CHP milletvekillerinden oluşan bir heyetle gelen Alp, şöyle konuştu:
"Van'da Cumartesi yapılacak olan mitinge sıradan bir miting gözüyle bakmıyoruz. Bizim için çok önemli bir aşama kaydedeceğimiz miting olduğunu düşünüyorum. Biz barış ve demokrasi çabalarının, çağrılarının yeni bir aşama, merhale kaydedeceği, toplumsal bir taban destek bulacağı, bir miting olacağını düşünüyoruz. Türkiye'de demokrasi çabaları ile barış çabalarını birleştirecek bu alandaki talebi görünür kılacak bir miting olacağını düşünüyoruz.
CHP, kurumsal olarak ağır bir kuşatma altında son zamanlarda. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ile zirveye çıkan bu kuşatmayı toplumdan alacağımız destek ile aşacağımıza inanıyoruz. Bu anlamdaki toplumsal tepkilerin kıymetli olduğu düşünüyoruz ve biz bu mitingimizi sadece Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönelik baskıları aşmak için değil toplumun geneline yönelik baskıları aşmak için bir aşama olacağını düşünüyoruz. Bugüne kadar kayyum atanan halkın iradesine ipotek konulan tüm belediyelerimiz için veya tüm siyasi tutsaklar için Ekrem İmamoğlu'na özgürlük şiarıyla başlattığımız bu mitingi kitleselleştirmeye ve toplumun genelinde mağduriyete uğrayan insanları kucaklamaya vesile olacağını düşünüyoruz. Bu duygularla Van'a geldik. Van halkının da gösterdiği büyük teveccüh bizi ziyadesiyle memnun etti.
"Van'daki belediyeye de İstanbul'daki belediye gibi sahip çıkılabilseydi...''
Sırrı Süreyya Önder'in vefatıyla bir duygusal iklime sürüklenmiş durumdayız. Hem Cumhuriyet Halk Partisi tabanının hem muhalefetteki diğer partilerinin tabanlarının hem DEM Parti tabanının duygusal bir birlikteliğinin olduğu bir duygu atmosferindeyiz. Bunu bölmek için, bunu kırmak için, bunu sabote etmek için Sırrı Süreyya Önder'in cenazesi sırasında Sayın Genel Başkanımıza bir saldırı oldu. Son derece alçakça planlanmış bir saldırıydı. Bu saldırı Her iki partinin ve Sırrı Süreyya Önder'in cenazesine kitlesel katılım gösteren halkımızın sağduyusuyla çok çabuk aştığımıza inanıyorum.
Bizler bir toplumsal destek görmek istiyorsak ben aracılığınızla Kars milletvekili olarak, bölge milletvekili olarak bir de öz eleştirimizi sunmak istiyorum. Ben bunu samimi bir şekilde bütün halkımıza söylemek zorunda hissediyorum. 'Van halkı susma sustukça sıra sana gelecek' dediği zaman batıda zamanında duymamış olabiliriz. Ben bu samimiyeti göstermek, burada halkımıza karşı bu özeleştiriyi yapmayı kendime bir borç olarak görüyorum. Türkiye'nin bütün demokrasi güçleri buna toplumsal bir tepki gösterseydi, Van'daki belediyeye de İstanbul'daki belediye gibi sahip çıkılabilseydi belki de bu kayyum anlayışı bu kadar kitleselleşmeyecekti, bu kadar genişlemeyecekti. Kendi adıma bir özeleştiri olarak bunu söylüyorum. Biz toplumun genelinin mağduriyetlerini dile getirmeliyiz. Bunu cesaretle dile getirmeliyiz.
''Cumhuriyet Halk Partisi'nin bölgeye uzattığı elin havada kalmayacağına inanıyoruz''
Bu konuda bölge halkına bugüne kadar eğer bir eksiğimiz varsa da bunu da hızlıca tamamlamaya da söz veriyoruz. Biz bunları aşmak zorundayız. Çünkü sadece bir partinin mağduriyetine gözlerini tıkayan, kulaklarını tıkayan milyonlarla demokrasi gelmez bu ülkeye. Demokrasi topyekûn bir çabanın ürünü olur. Barış topyekûn çabanın ürünü olur. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bölgeye uzattığı elin havada kalmayacağına inanıyoruz.
Türkiye'de ekim ayından beri devam eden Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrılarıyla başlayan, daha sonrasında bu çağrılara verilen cevaplarla aşama kaydedilen ve toplumda bir barış umudunu yeşerten çabalara ben bir milletvekili olarak destek veriyorum. Açık bir şekilde destek veriyorum. Bu çabanın başarıya ulaşmasını ve Türkiye'nin toplumsal barışının tesis edilmesini umuyoruz. Bu konuda Van'da geniş bir talebin olduğunu, bir desteğin olduğunu temaslarım sırasında hissettim. Bütün halkımızın barışa olan umudunu yükseltmek de siyasetin görevidir. Biz de milletvekilleri olarak bu görevimizi yapacağımızı Van halkına da aracılığınızla duyurmak istiyorum. Bütün Van halkını cumartesi günü saat 12'de Kent Meydanı'nda yapacağımız Ekrem İmamoğlu'na özgürlük şiarıyla yapacağımız fakat tüm kayyum mağduru belediyelerin ve tüm siyasi tutsakların özgürlüğü talebi ile yapacağımız mitinge bir kez daha davet ediyorum."
Çiler: "Ekonomi sadece Van'ın değil, Türkiye'nin sorunu"
CHP Kocaeli Milletvekili Nail Çiler de şöyle konuştu:
"10 Mayıs 2025'te Genel Başkanımız kentimize, -kentimize diyorum çünkü ben de bu yörenin insanıyım- Van'a geliyor. Güzel bir miting olacak. Bu mitingin farklı amacı var. Farklı mesajlar verilecek. Genel Başkanımız ne diyor Ekrem Bey için, diyor ki 'Adayımı yanımda, sandığı önümde görmek istiyorum.' Vanlılar bizi nasıl bağrına bastıysa Genel Başkanımızı da Ekrem Bey'i de bağrına basacak diyorum. Herkesi Kent Meydanı'nda cumartesi günü saat 12'de yapılacak mitinge bekliyoruz.
Ekonomi gerçekten sadece Van'ın değil, Türkiye'nin sorunu. Faizler yüzde 60'ı vurmuşken ne tüccar ne sanayi bu faizlerden faydalanmaz. Kredi Garanti Fonu diye bir şey vardı arkadaşlar. Şimdi adını duydunuz mu? Herkes kayıpta. Maliye Bakanı ne diyor? 'Her kapıya bir vergi memuru.' Vergimatik! Her işletmenin kapısına bir vergi memurunu göndereceksen herkesi bir saat koluna bağla vergimatik gibi olsun. 23 yıldır iktidarsınız, perekende ticaret yasasını, marketler yasasını, hal yasasını çıkarsaydınız fahiş fiyatlar ne Van'da ne Edirne'de ne Kars'ta ne Bitlis'te ne Muş'ta, Türkiye'nin hiçbir yerinde konuşulmayacaktı. Şu ana kadar Türkiye'de 27 ya da 28'i de gezdik ekonomik takım olarak. Sadece doğuda değil, batıda da bu yoksulluk var. Yolsuzluk ve yoksulluk aldı başına gidiyor."