Haber Global'in haberine göre, yapılacak değişikliklerle, özellikle kısa süren evliliklerin ardından yıllarca nafaka ödenmesinin önüne geçilmesi amaçlanıyor.

Aynı zamanda, uzun süren boşanma davalarının neden olduğu mağduriyetlerin giderilmesi hedefleniyor.

Türkiye’de uzun süredir konuşulan nafaka sisteminde önemli yenilikler kapıda.

Yeni düzenlemeyle nafaka süresi belirlenirken yalnızca evlilik süresi değil, kadının yaşı, maddi durumu, çocuk sahibi olup olmadığı ve tarafların kusur oranı gibi unsurlar da değerlendirilecek.

Kadının çalışamayacak durumda olması, yaş kriteri ve çocuk bakımı gibi faktörler göz önüne alınarak süresiz nafaka uygulaması bazı istisnalar dahilinde devam edebilecek.

Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu Başkanı İlhan Ergincan, kısa süreli evliliklerde nafaka konusunu hem kadın hem erkek açısından değerlendirdi.

Kadınlar için nafakanın ekonomik bir güvence sağlayabileceğini belirten Ergincan, “Kısa süreli de olsa evlilik boyunca ekonomik olarak eşine bağımlı hale gelmiş bir kadın, boşanmanın ardından geçici bir mali desteğe ihtiyaç duyabilir. Özellikle iş hayatına ara vermiş ya da düşük gelirli bir kadın için nafaka, bu geçiş sürecinde önemli bir destek olabilir” ifadelerini kullandı.

Ergincan, nafaka yükümlülüğünü erkekler açısından da değerlendirdi. “Kısa süren bir evlilik için uzun vadeli veya yüksek tutarda nafaka ödemek, erkekler için ciddi bir mali külfet yaratmaktadır.

Eğer boşanmada kusuru yoksa ve kısa süreli bir evlilik söz konusuysa, nafaka ödemeye devam etmek adalet duygusunu zedelemektedir.

Kadının ekonomik durumu daha iyi olduğu halde erkeğin nafaka ödemesi, haksızlığa yol açabilir. Ayrıca, bu yükümlülük genç yaşlarda yeni bir hayat kurma, evlenme ve aile sahibi olma planlarını zorlaştırmaktadır” dedi.

Nafaka miktarının ve süresinin her boşanma davasında ayrı değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Ergincan, şu görüşleri paylaştı: “Evlilik süresi, tarafların ekonomik durumları ve kusur oranları dikkate alınarak bir denge oluşturulmalıdır. Nafakanın kesin bir süreyle sınırlandırılması için kanuni bir düzenleme yapılmalı.

Ayrıca, tedbir nafakası uygulaması kaldırılmalı ve işsiz olduğu için nafaka ödeyemeyen kişilerin hapis cezası almasının önüne geçilmelidir. Boşanma davalarının ilk duruşmada sonuçlanması sağlanmalı, en geç bir yıl içinde ziynet eşyası, velayet, nafaka ve tazminat gibi davalar kesin bir sonuca ulaştırılmalıdır.”

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Avukat Kevser Yıldırım, yoksulluk nafakasının sadece temel geçim ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde belirlenmesi gerektiğini belirtti.

“Nafaka miktarı, nafaka alan tarafın zenginleşmesine neden olmayacak şekilde düzenlenmelidir. Bu destek, kişiye çalışmak yerine nafaka ile yaşamayı tercih ettirecek bir seviyede olmamalıdır. Nafaka ödemekle yükümlü kişi açısından bakıldığında ise süresiz nafaka uygulaması, maddi ve manevi sıkıntılara sebep olabilmektedir” dedi.

Avukat Yıldırım, nafakanın boşanma sonrasında süresiz olarak devam etmesinin, nafaka ödeyen kişinin yeni kurduğu hayatında ekonomik zorluklara yol açtığını belirtti.

“Boşanma sonrası eski eşe süresiz nafaka ödemek, kişinin gelecekteki maddi ve manevi dengesini etkileyebilir. Ancak kanunlara göre; nafaka alan kişinin yeniden evlenmesi, evli gibi fiili bir yaşam sürmesi, ahlaka aykırı bir hayat tarzı benimsemesi, maddi durumunun iyileşmesi veya taraflardan birinin vefat etmesi halinde nafaka kesilebilir. Bu gibi durumlarda nafaka ödemek zorunda kalınmamalıdır” ifadelerini kullandı.