Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, 23 Ekim’de Erdek Körfezi’nde başlayan müsilajın, 6 Kasım’da Marmara Adaları çevresi ve Tekirdağ kıyılarına, 13 Kasım’da İstanbul Prens Adaları’na, 5 Aralık’ta ise İzmit Körfezi’ne ulaştığını belirtti.

Yaklaşık 7 hafta içinde tüm Marmara Denizi’ni etkisi altına alan müsilaj, 19 Aralık’ta Çanakkale Boğazı çıkışında ve Kuzey Ege kıyılarında da gözlemlendi.

Prof. Dr. Sarı, konuya ilişkin açıklamalarında şunları kaydetti:
“2021 yılında müsilaj ortaya çıktığında bilim ve koordinasyon kurulları oluşturuldu, geniş bir katkıyla Marmara Denizi Koruma Eylem Planı hazırlandı. Ancak gelinen noktada alınan önlemlerin yeterli olmadığını görüyoruz.

2024’te yeniden ortaya çıkan müsilaj, yapılanların yetersiz kaldığını gösteriyor. Örneğin, 2021 yılında evsel atıkların yüzde 51’i ileri biyolojik arıtmadan geçirilirken, bu oran 2024’te yalnızca yüzde 51,7’ye yükselmiş. Bu durum karşısında müsilajın yeniden ortaya çıkmasına şaşırmalı mıyız?”

Sarı, Marmara Denizi’nin atık yükünün azaltılması gerektiğine vurgu yaparak, şu önerilerde bulundu:

Merkezi yönetim, yerel yönetimler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların iş birliği yapması gerekiyor.

Sanayi kuruluşlarının yeterince arıtılmadan akarsulara deşarj edilen atıkları denetim altına alınmalı.

Düzgün çalışmayan atık arıtma tesisleri işler hâle getirilmeli.

Ulusal çapta bir kampanya başlatılarak, vatandaşların denize yardım etmesi teşvik edilmeli.

Prof. Dr. Sarı, bireysel olarak herkesin daha az atık çıkararak Marmara Denizi’ne katkı sağlayabileceğini ifade etti. “Bu sorun hepimizin sorunu. Artık açıklama zamanı değil, harekete geçme zamanı” diyerek çağrıda bulundu.