Haber: Melis YILDIRIM

(ANKARA) - Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Yunanistan'ın Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) savunma fonlarına dahil edilmemesi yönündeki açıklamalarına ilişkin, "Yunanistan'ın  gerçek anlamda Türkiye'nin önünü kesebilmesi şansı ve ihtimali bence yoktur. Her hal ve karda güvenlik konusunda da AB Türkiye'ye muhtaç. Yunanistan şu anda çırpınmakta” dedi. Emekli Büyükelçi Hasan Göğüş ise "Bütün Avrupa ülkeleri 'Türkiye'ye ihtiyacımız var' diye masaya yumruklarını vurdukları takdirde Yunanistan'ın fazla direnebileceğini tahmin etmiyorum" değerlendirmesini yaptı.

AB, Avrupa'da ortak tedarik yoluyla savunma sanayi üretimine yatırım yapmak isteyen üye ülkeleri destekleyecek Avrupa için Güvenlik Eylemi (SAFE) isimli 150 milyar euroluk yeni mali aracı dün resmen kabul etti. AB Konseyi'nden yapılan açıklamada, SAFE'in ortak tedarik yoluyla savunma sanayi üretimine yatırım yapmak isteyen üye ülkeleri destekleyecek yeni bir AB mali aracı olduğu belirtildi.

Avrupa Komisyonu'nun 800 milyar euronun üzerinde savunma harcaması yapılmasını öngören ReArm Europe (Avrupa Yeniden Silahlandırma) Planı'nın ilk ayağını oluşturan SAFE aracılığıyla; AB'nin talep üzerine ve ulusal planlar temelinde ilgili üye ülkelere ödenmek üzere 150 milyar euroya kadar kaynak sağlanacağı ve üye devletler tarafından geri ödenmek üzere uzun vadeli krediler şeklinde olacağı kaydedildi. SAFE'in üçüncü ülkelerle iş birliğinde yeni bir sayfa açtığı ifade edilen açıklamada, "Ukrayna ve Avrupa Ekonomik Bölgesi- Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EEA-EFTA) ülkelerine üye ülkelerle aynı şartlarda muamele edilecek. Hem ortak tedariklere katılabilecekler hem de onların kendi endüstrilerinden satın alımlar da mümkün olacak. SAFE ayrıca AB'ye üye ülkeler, aday ülkeler, potansiyel aday ülkeler ve Birleşik Krallık gibi AB ile Güvenlik ve Savunma Ortaklığı imzalamış ülkelerin de ortak alımlara katılmasına imkan tanıyacaktır" denildi. SAFE, 29 Mayıs tarihinde AB'nin resmi gazetesinde yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek.

"Düşman surların içindeyse Avrupa'yı savunamayız"

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, 20 Mayıs'ta yapılan AB Savunma Bakanları Toplantısı'nda yaptığı bir açıklamada, Yunanistan'ın bu girişime AB'nin değerler çerçevesine saygı duyan ve benimseyen ülkelerin katılmasının gerekli olduğunu vurguladığını dile getirdi. Dendias, doğrudan Türkiye'yi anmasa da Türkiye'yi kast ederek, "Diğer ülkeleri, özellikle de AB üyesi ülkeleri tehdit eden, AB üyesi ülkeleri tanımayan, aynı demokrasi ve insan hakları kurallarını benimseyen ülkelerin Avrupa girişiminde ayrım gözetmeksizin yer alması düşünülemez. Düşman surların içindeyse Avrupa'yı savunamayız" ifadelerini kullanmıştı.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ise Türkiye'nin Avrupa savunma programlarına erişim istiyorsa hem Yunanistan'ın hem de Kıbrıs'ın meşru kaygılarını dikkate alması gerektiğini belirterek, "TBMM’nin 'casus belli' (savaş nedeni) kararını oylamasının üzerinden 30 yıl geçti. Bence 30 yıl sonra, Türk dostlarımızdan bunu masadan kaldırmalarını doğrudan istemenin zamanı geldi" demişti.

Emekli Büyükelçiler Uluç Özülker ve Hasan Göğüş Avrupa güvenliğiyle ilgili son tartışmaları ve Yunanistan'dan yapılan açıklamaları ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi. Özülker, ABD Başkanı Donald Trump'ın attığı adımların ardından AB'nin kendi güvenliğini kendi sağlaması yönünde bir politikaya yöneldiğini kaydetti. Özülker, şu değerlendirmede bulundu:

"Türkiye bu kapsam içinde ayrıcalıklı"

"Bu ülkeleri bir araya getirebilirsiniz. Fakat bunların askeri açıdan baktığınız zaman nasıl bir güç teşkil edebileceklerini de görmek lazım. Mevcut koşullarda, mesela Fransa'nın 135 bin askeri var, yarısı yurt dışında zaten. İngiltere, AB ülkesi değil ama netice itibarıyla AB ile iş birliği yapmaya yöneliyor, ABD'den uzaklaşıyor. Başka bir deyişle, Anglosakson düşüncesi birlikteliğine ilişkin davranış İngiltere tarafından Avrupalılarla bir iş birliği halinde yeni bir boyut kazandırmak için harekete geçiriliyor. 

Türkiye bu kapsam içinde ayrıcalıklı. Bugüne kadar AB hep bizi değişik nedenlerle gerçekten gönülden kabul etmedi. Dolayısıyla hep sıkıntı içinde olan bir ilişkiyle bugüne kadar geldik. Ama birden AB’nin başat ülkelerinin bir defile yaparcasına Ankara'yı ziyaret ettiklerini hatırlayalım. Arkasından ikinci bir adım daha atıldı. Türkiye, Ukrayna'da da askeri yönden bir güvence oluşturabilecektir diye orada da ileri giden bir adım atıldı. Bu kapsam içinde Türkiye'ye ön planda yer ayıran bir politikaya yöneldiler. Dolayısıyla AB'nin dışında bir olay bu, AB'nin bir parçası olarak görmemek lazım. Nitekim Türkiye'ye de 'Sizi tam üye yapamayız ama bunun ötesinde size gerekli ne varsa bu güvenlik alanında onun bir parçası haline de getirmek suretiyle her şeyi yapmaya da hazırız' şeklinde bir politika önümüze konuldu.

"AB'nin ön plandaki ülkeleri Türkiye'ye ön planda yer verirken, Yunanistan tutumunu da ikinci plana itmiş bulunuyorlar"

Bütün bunları alt alta yazdığınız zaman, Yunanistan'ı son derece rahatsız eden bir duruma geldiği gayet net ve açıktır. Neden? Çünkü AB'nin içindeki silahlı güç olarak da daha ön planda bulunan ülkeler Türkiye'ye burada ön planda yer verirken aynı zamanda bugüne kadarki Yunanistan tutumunu da ikinci plana itmiş bulunuyorlar. Hatta o kadar ki Yunanistan şikayet etti tekrar gidip,  'AB üyelerinin ayrıcalıklı bir politikaya tabi tutulmamaları lazım' vesaire bütün bunlarla ilgili girişimler yaptı. Ama aldığı cevap çok netti. 'Sen de artık haddini bil biraz yerinde oturmaya başla. Kabul etmiyoruz senin bu söylediklerini' diye ona bir telkinde bulundular."

"Türkiye ile savaşmaya kalkarak ne kazanacak"

Emekli Büyükelçi Özülker, Yunanistan'ın "AB ülkeleri olarak ortak faydalarımızda buluşmak mecburiyetindeyiz. Dolayısıyla bizi bu kadar kolaylıkla satamazsınız" açılımlarıyla muhataplarıyla konuştuğunu söyleyerek, "Dendias'ın her zaman tabiri caizse patavatsızlığı vardır. Türkiye ile savaşmaya veya Türkiye ile başa çıkmaya kalkarak ne kazanacak? Yapamaz. Bu da gayet net bir biçimde ortada duruyor" ifadelerini kullandı.

"Yunanistan'ın Türkiye'nin önünü kesebilmesi için bir ihtimal yok"

Dendias ve Miçotakis'in açıklamalarına değinen Özülker, "Bu şikayetler gerçeği değiştirmez. Çünkü Türkiye'nin halihazırda dünya çapında varmış olduğu nokta fevkalade kendi lehinedir. Dolayısıyla Yunanistan'ın Türkiye ile ilgili bu tutumunda çok başarılı olabilmesi veya gerçek anlamda Türkiye'nin önünü kesebilmesi şansı ve ihtimali bence yoktur. Her hal ve karda güvenlik konusunda da AB Türkiye'ye muhtaç. Yunanistan şu anda çırpınmakta. 'AB konusunda acaba Türkiye'yi nasıl tekrar bugüne kadar olduğu gibi hep köşeye sıkışmış tutarım' bu tutumundan değişiklik yapmayacağını, veto da edebileceğini söylüyor" değerlendirmesinde bulundu.

Özülker, "Yunanistan'ın bu söylediklerine bir çırpınıştır diye bakıyorum" diyerek, geçmişteki alışkanlıklarını bugün yine devam ettirmeyi ve "Türkiye'yi güvenlik alanında köşeye nasıl sıkıştırabileceği" düşüncesiyle hareket ettiğini gördüğünü söyledi. Özülker, "Ege sorunları vesaire bütün bunlarda da ön plana çıkmaya başladı. Kıbrıs konusunda da aynı şey var. Dolayısıyla bütün bunları alt alta yazdığınız zaman Yunan politikasında kendisinin bir şey yapamayacağını da anladı. Ortaklarından destek alıp onların bir şekilde himayesi altında sonuca varmayı öngörüyor" dedi.

"Yunanistan'ı bütün olarak Türkiye düşmanı diye görmek doğru değil"

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in Türkiye'ye geleceği ve dostluk içinde neler yapılabileceğinin konuşulacağı beyanında bulunduğunu ifade eden emekli Büyükelçi Özülker, "Yunanistan'a döndüğü andan itibaren iç politika yine öne geçiyor. Dolayısıyla Yunanistan'ı bütün olarak, halkıyla birlikte Türkiye düşmanı diye görmek doğru değildir ama orada siyasetçilerin ortaya koydukları tutum kabul edilebilir değildir. Türkiye'nin gelişmesi ve Avrupa'da yerinin her geçen gün biraz daha üst plana çıkması, Yunanistan zannediyorum biraz daha sıkıntıya girmiş olacaktır. Türkiye'nin hak ettiği ve gerçek anlamda arzuladığı AB politikasında gerekli adımları atmasının yolunun kesilmemesi noktasında mıyız diye sorarsanız, ona da hayır diye cevap vereceğim. Dolayısıyla bu karşılıklı menfaatler kapsamında bir bilek güreşi şeklinde devam edecektir diye bakıyorum" diye konuştu.

"Avrupa ülkeleri bir çifte standart yapıyorlar" 

ABD'den sonra Avrupa'daki en güçlü ordunun Türk ordusu olduğunu vurgulayan emekli Büyükelçi Hasan Göğüş, Türkiye'nin Avrupa'nın savunmasına katkıda bulunması gerektiğini dile getirdi. Göğüş, "Avrupa ülkeleri bir çifte standart yapıyorlar. Bunu yaparken, savunma için 'Türkiye'ye ihtiyacımız var ama bu Türkiye'nin AB’ye üyelik sürecinden tamamen farklıdır' diye bir söylem geliştiler" ifadelerini kullandı. Bunu sadece Yunanistan'ın söylemediğini, çünkü Yunanistan'ın kağıt üzerinde Türkiye'nin AB üyeliğine destek veren ülkeler arasında göründüğünü söyledi. Göğüş değerlendirmesinde şunları kaydetti:

"Dendias tamamen bir iç politik çekişme içerisinde"

"Bu tartışmalar başladığında Yunanistan görüşmelerde Türkiye'ye engel olmaya çalışıyor. Burada Yunanistan tek de değil Fransa da Türkiye'nin destek vermesine çekingen yaklaşıyor. Fransa'nın derdi, Amerika çekildiği takdirde İngiltere'de zaten AB dışında Almanya'nın büyük bir ordusu yok, dolayısıyla bu ordunun, Avrupa savunmasının liderliğini Fransa Türkiye'ye kaptırmak istemiyor.

Dendias tamamen bir iç politik çekişme içerisinde. Başbakan Miçotakis'in yerine Yeni Demokrasi Partisi'nin liderliğine oynuyor. O bakımdan bu ilk değil, daha önceki ifadelerinde de böyle Türk karşıtı söylemleri sık sık kullandı. Yunanistan bunda ne kadar direnebilir, o konuda ciddi tereddütlerim var. Ağızlarından kaçırdılar diyelim, 'casus belliyi kaldırsın', Türkiye'den bir şeyler koparmaya çalışıyor. Dolayısıyla bir pazarlık sürecine girdi. Bütün Avrupa ülkeleri 'Türkiye'ye ihtiyacımız var' diye masaya yumruklarını vurdukları takdirde Yunanistan'ın fazla direnebileceğini tahmin etmiyorum."

 

 

 

Kaynak: ANKA