Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bütçesi ele alındı. Görüşmelerde söz alan Evrim Rızvanoğlu, bütçenin iklim krizine karşı yeterli ve kararlı bir yaklaşım içermediğini vurguladı.


“İklim Krizi Bugünün Meselesidir”

Rızvanoğlu, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün 2025’in en sıcak yıllardan biri olduğuna ilişkin açıklamasını hatırlatarak, Türkiye’deki sıcaklık artışının dünya ortalamasının üzerinde seyrettiğine dikkat çekti.

“Bunlar kuru veriler değildir; kuruyan göller, yanan ormanlar, sel altında kalan mahallelerdir. İklim krizi artık gelecek kuşakların değil, bugünün meselesidir.”


İklim Bütçesinde Reel Düşüş Eleştirisi

Geçen yıl sürdürülebilir çevre ve iklim değişikliği programına 19,4 milyar lira ayrıldığını anımsatan Rızvanoğlu, bütçenin genel olarak artmasına rağmen iklim programının yalnızca yüzde 2,6 artırıldığını, bunun da enflasyon etkisiyle reel olarak yüzde 30–35’lik bir azalış anlamına geldiğini söyledi.

“İktidar bize şunu söylüyor: ‘Krizler olduktan sonra müdahale edeceğiz, bedelini de bu halka ödeteceğiz.’”


“2053 Net Sıfır Bir Vitrin Söylemine Dönüştü”

İktidarın sıkça dile getirdiği 2053 net sıfır hedefini eleştiren Rızvanoğlu, bağımsız izleme kuruluşlarının Türkiye’yi net sıfıra en uzak ülkeler arasında gösterdiğini belirtti. Mutlak emisyon azaltım hedefinin hâlâ ortaya konulmadığını vurguladı.

“İklim krizine zamanında yatırım yapmayan ülkeler, ilerleyen yıllarda en ağır ekonomik kayıpları yaşayacaktır.”


Madencilik ve Doğa Tahribatı Vurgusu

Rızvanoğlu, ülke topraklarının yaklaşık üçte birinin maden ruhsatlarına açıldığını, Artvin’de bu oranın yüzde 71’e ulaştığını söyledi. Süper izin düzenlemeleriyle çevresel denetimlerin fiilen ortadan kaldırıldığını ifade etti.

Kanal İstanbul gibi bilim insanlarının “yüksek riskli” olarak nitelendirdiği projelerin ısrarla gündemde tutulduğunu belirten Rızvanoğlu, su kirliliği, nehirlerdeki ağır metal yükü ve Türkiye’nin Avrupa’nın atık deposu hâline gelme riskine de dikkat çekti.

“186 göl kurumuşken, on binlerce hektar orman yanmışken siz bu bütçeye iklim kriziyle mücadele bütçesi diyemezsiniz.”


COP31 ve “Vitrin Siyaseti” Eleştirisi

Türkiye’nin gelecek yıl Antalya’da düzenlenecek COP31 başkanlığıyla övündüğünü hatırlatan Rızvanoğlu, gerçek iklim liderliğinin önce ülke içindeki emisyonları düşürmekten geçtiğini söyledi.

“Misafirlere tahrip edilmiş ormanları, kirli suları göstermek iklim liderliği değildir; bu bir vitrin siyasetidir.”


CHP’nin Vizyonu: “Doğa, Emek ve Yaşam Korunacak”

Konuşmasının sonunda CHP’nin çevre ve iklim politikalarına ilişkin yaklaşımını da paylaşan Rızvanoğlu, millî parkların ve sulak alanların bilimsel ölçütlerle korunacağını, temiz havanın lüks olmaktan çıkarılacağını ve ÇED süreçlerinin göstermelik olmaktan kurtarılacağını belirtti.

“CHP iktidarında doğa korunacak, emek korunacak, yaşam korunacak. Yeter ki bu milletin önüne sandık gelsin.”

Kaynak: Haber Merkezi