(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Türkiye’deki güvenlik sorunlarını vurgulayarak okullarda öldürülen öğretmen, öğrenciler ve idari personele ilişkin olarak, “Maalesef çocuklarımızı, öğretmenlerimizi, yöneticilerimizi, idari çalışanlarımızı koruyamıyoruz. Oysa okullar ve çocuklar en iyi korumamız gereken alanlar. Türkiye’nin dört bir yanında çocuklara yönelik şiddetin çok çeşitli sonuçlarını yaşıyoruz hep beraber” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş İstanbul’da yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’de son bir yılda okullarda yaşanan şiddet olaylarına dikkat çekerek, devletin çocukları ve eğitim çalışanlarını koruyamadığını belirtti. Giresun’da bir okulda iki kadının eski bir güvenlik görevlisi tarafından öldürülmesini hatırlatan Özçağdaş, sadece son bir yıl içinde çok sayıda öğretmen ve öğrencinin öldürüldüğünü veya şiddete maruz kaldığını vurguladı. Anayasa'nın 41'inci maddesini hatırlatan Özçağdaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere ilgili bakanları göreve çağırarak, okullarda güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğini söyledi. Özçağdaş, 32 milyar lira ile tüm devlet okullarının güvenliğinin sağlanabileceğini belirtti. Özçağdaş açıklamasında şunları kaydetti:
"Çocuklarımızı, öğretmenlerimizi, yöneticilerimizi, idari çalışanlarımızı koruyamıyoruz"
"Bugün Giresun’dan gelen bir başka acı verici olayla haber almış olduk. Giresun’da bir okulumuzda iki görevli o okulda daha önce çalışmış olan bir başka görevli tarafından katledildi. Öncelikle hayatını kaybetmiş olan iki kadın yurttaşımıza rahmet diliyorum. Son 1 yılda onlarca kez güvenlikle ilgili sorunlar yaşadık. 7 Mayıs 2024’te bundan tam 1 yıl önce okul müdürü İbrahim Oktugan bir öğrencisi tarafından öldürüldü. 3 Eylül 2024’te okula yeni başlayan Miray Aslan kızımız kapıda bir güvenlik görevlisi olmadığı için bir araç tarafından ezilerek öldürüldü. 26 Eylül’de Manisa’nın Akhisar ilçesinde bir kadın öğretmen veli tarafından sınıfta öğrencilerinin gözleri önünde darp edildi. 25 Ekim’de Karaman’da 11. sınıf öğrencisi okulda tartıştığı arkadaşı Mehmet Eren Parlak’ı tabancayla ateş ederek öldürdü. 21 Şubat 2025’te Manisa’nın Alaşehir ilçesinde bir öğretmen öğrencisinin ağabeyi ve onun arkadaşı tarafından dersten çıkarılarak darp edildi. 21 Şubat 2025’te Konya’nın Ereğli ilçesinde sınıf öğretmeni Cihan Güçlü okulda uğradığı silahlı saldırıda yaralandı. 10 Mart 2025’te Sakarya Ferizli’de okul müdürü makamında bıçaklı saldırıya uğradı. 30 Nisan’da Kayseri’de Develi Belediyesi’nin AKP eski meclis üyesi avukat İsmet Medeni okul basıp, oğluyla tartışan 8. sınıf öğrencisini darp etti. 7 Mayıs’ta Sivas’ta 5’i okulun öğrencisi 2’si okulun dışından olmak üzere 7 kişi 15 yaşındaki öğrenciye okul içinde şiddet uyguladığı ortaya çıktı. 8 Mayıs 2025’te Mardin Kızıltepe’de bulunan 100. Yıl İlkokulu’nda ücretli öğretmenlik yapan Abdurrahim Yılmaz okul çevresinde öldürüldü ve bugün Giresun’da okulun eski güvenlik görevlisi kantinde çalışan kardeş iki kadını silahla vurarak öldürdü. Son 1 yılda sadece 1 yılda basına yansıyan olaylar bunlar.
Maalesef çocuklarımızı, öğretmenlerimizi, yöneticilerimizi, idari çalışanlarımızı koruyamıyoruz. Oysa okullar ve çocuklar en iyi korumamız gereken alanlar. Türkiye’nin dört bir yanında çocuklara yönelik şiddetin çok çeşitli sonuçlarını yaşıyoruz hep beraber. Dün Ahmet Minguzzi davası vardı, Sıla bebek, Narin, Ata Emre Akman, Ahmet Minguzzi gibi onlarca çocuğumuz vahşice öldürüldü. Son 1 yılda TÜİK’in verilerine göre 537 bin çocuk bir şekilde suçtan etkilendi. Bunların 243 bini suçtan zarar gördüler, 179 bini bir şekilde suça sürüklenerek başkalarına zarar verdiler. Toplamda bir yıl içinde 15 MESEM öğrencisi hayatlarını kaybetti. Yenidoğan bebekler para için öldürüldüler. Çocuklarımızı ne evde ne sokakta ne okulda koruyamadık, önlemleri alamadık. Öldürüldüler, zarar gördüler.
“Türkiye’de 61 bin devlet okulu var ama bu devlet okullarının kapısında 1 güvenlik görevlisi bile yok”
Oysa Anayasa’nın 41'inci maddesi devlet her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır diyor. Bu tedbirleri alacak olan kimdir? Anayasa bu görevi kime veriyor? Anayasa bu görevi yemin ederek başladıkları görev sonucunda Cumhurbaşkanı ve Bakanlara veriyor. Dolayısıyla tüm bu olaylarda şiddet uygulayan bir fail vardır. Tüm bu olaylarda bir katil de vardır ama onlarla birlikte buna izin veren ve bu tedbirleri almayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vardır, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin vardır, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek vardır, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı vardır, Adalet Bakanı vardır. Türkiye’de 61 bin devlet okulu var ve maalesef bu devlet okullarının kapısında 1 güvenlik görevlisi bile yok. Defalarca Milli Eğitim Bakanını uyardık, bu konuda alınmış şura kararlarının olduğunu söyledik. Bu şura kararlarının alınmasından 4 yıl geçti.
Mevcut saray iktidarı 23 yıldır iktidarda ve maalesef en çok korumamız gereken kesim olan çocuklarımızın olduğu okullarda hala güvenlik görevlisi yok. Bunun için ne kadar bütçeye ihtiyaç vardı. Okulların kapısına 1 güvenlik görevlisi koysak bunun bütçeye maliyeti nedir? Sadece ve sadece 32 milyar lira. 32 milyar lira, örneğin sadece Külliyenin güvenlik masrafı 4 milyar liradır, yani bunun 8 katına Türkiye’deki 16 milyon öğrenciyi, 1 milyon öğretmeni ve orada çalışan idari personeli koruyabilirsiniz. Peki Türkiye’deki devlet kurumlarında özel güvenlik var mı? Var. Toplamda 170 bin güvenlik personeli çalışıyor devlette. 800 bine yakın silahlı ya da silahsız bu alanda çalışabilecek olan insanımız var. Biz hiçbir güvenlik tehdidi olmayan kamu kurumlarının kapısına güvenlikçi koyuyoruz ama bir numaralı koruma ihtiyacı olan okullarımıza, çocuklarımıza ve öğretmenlerimize bunu koymuyoruz. 32 milyar lira aynı zamanda Ekrem İmamoğlu’ndan kurtulmak için kısa bir sürede yaktıkları 55 milyar doların sadece yüzde 1,5’dur. Siyaseten kurtulmak için harcadıkları 55 milyar doların sadece yüzde 1,5’unu harcamayı göze alsalardı okullarımız çok daha güvenli olacaktı.
Türkiye’nin çocuklarının geleceği açısından Cumhurbaşkanını, Milli Eğitim Bakanı ve diğer Bakanları yeniden sorumluluk almaya davet ediyoruz. Büyük Atatürk’ün söylediği gibi ‘Çocuklar, geleceğimizin güvencesi yaşama sevincimizdir, onları koruyamayan bir toplumun geleceğe güvenle bakması da mümkün değildir.”